Takım performansları açısından haftanın en büyük hayal kırıklığı hiç kuşku yok ki son şampiyon Real Madrid idi. Oldukça kötü bir basketbol ortaya koyduğu Khimki Moskova deplasmanından yenilgiyle ayrılan İspanya temsilcisinde bireysel açıdan takımı sırtında taşımaya gönüllü bir isim de sahne alamayınca zorlu A Grubu’na kötü bir başlangıç yapmak kaçınılmaz oldu. Haftanın bir diğer hayal kırıklığıysa temsilcimiz Pınar Karşıyaka’nın müthiş bir basketbolla bozguna uğrattığı Barcelona Lassa oldu. Deyim yerindeyse Marcelinho Huertas’tan kurtulan ve hemen hemen her pozisyonda rotasyonu genişletmeyi başaran Pascual’in ekibi, tıpkı geçen sezon olduğu gibi bu sezonda da oldukça sıkıntılı günler geçirecekmiş gibi gözüküyor.
Bireysel açıdan tam olarak hayal kırıklığıyla nitelendiremesem de beklentilerin daha doğrusu kişisel beklentilerimin altında kalan bir isimden bahsetmek istiyorum: Jan Vesely. Dün akşam oynanan Bayern Münih maçını iş yemeği sebebiyle izleyemeyen bir basketbol tutkunu maçın ardından istatistikleri incelediğinde Vesely’nin iyi bir oyun ortaya koyduğunu düşünebilir lakin Sir Alex Ferguson’ın da belirttiği üzere istatistikler bazen mini etek işlevi görebiliyor. Savunma sertliğinden nispeten uzak olan Münih pota altı rotasyonuna ve özellikle John Bryant’a karşı oldukça zorlanan Çek yıldız, mücadelenin ikinci yarısında daha verimli bir basketbol ortaya koysa da benim bu maçta kendisinden beklediğim artı değeri parkeye yansıtamadı diyebilirim. Bunda uzun süren ve yolculukları sebebiyle hayli yorucu geçen Amerika seyahatinin ve üç gün önce oynanan TED Kolejliler maçının getirdiği fiziksel yorgunluğun etkisi olduğunu düşündüğümü de notlarımın arasına eklemeliyim.