İlk hafta itibariyle bireysel açıdan inanılmaz istatistiksel değerler ortaya koyan performanslar ortaya çıkmasa da performanslarıyla takımlarının aldığı galibiyetlere direkt olarak etki eden oyuncuların sayısı bir hayli fazlaydı.
Son şampiyon Real Madrid’i İspanya’ya eli boş gönderen Khimki Moskova’da Marko Todorovic’in istatistik kağıdını tamamen bir kenarı bırakarak söylüyorum, sergilediği inanılmaz basketbol boyalı bölgeyi etkin kullanmada usta olan Real Madrid pota altı rotasyonunu bozguna uğrattı diyebilirim rahatlıkla. EuroBasket 2015’te yukarı ivmelenen bireysel performansını Brose Baskets Bamberg karşısındaki ilk hafta maçında da sürdürmeyi başaran Mindaugas Kuzminskas ise hiç kuşku yok ki haftanın en dikkat çekici oyunlarından birine imza attı. Bugüne değin genelde ortalama üstü atletizm yetileriyle ön plana çıkmış Litvanyalı kısa forvetin skordaki istikrarını sezon sonuna kadar koruyup koruyamayacağını ise merakla takip ediyor olacağım.
Bu başlık altında bir paragraf da Thomas Heurtel’e ayırmasaydım dün akşam yaptığı 15 asiste saygısızlık etmiş olurdum. Kendisini mental anlamda rahat hissettiği zaman parkeye neler yansıtabildiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren Fransız oyun kurucu, Limoges CSP mücadelesini kişisel gösterisine dönüştürmeyi başardı. Skor atmaktan ziyade oynatan oyuncu rolünde olduğunda veriminin daha yukarıları çıktığını düşündüğüm Heurtel’in performansının uzun vadeye yayılıp yayılamayacağı hala büyük bir soru işareti olsa da kendisini izleyebilmenin inanılmaz bir basketbol keyfi olduğu su götürmez bir gerçek.