Kasım ayında, LeBron’un takım arkadaşı olmadan birkaç gün önce Tyson Chandler bunu şöyle açıklamıştı: “Eğer takımında LeBron James varsa takımdaki her şey onunla alakalı olmalı. Bununla bir arada olabilmeli ve buna uyum sağlayabilmelisiniz. Kimsiniz, kariyerinizde neredesiniz ve nasıl uyum sağlıyorsunuz? Bunun için fedakarlık gerekiyor fakat bu kazanmak için yapılan bir fedakarlık.”
Phoenix gibi bir takımdan kaçarak doğduğu şehir olan Los Angeles’a ve tartışılır bir şekilde ligin en yetenekli oyuncusunun yanına gelerek yeniden sahne ışıklarının altında olan 36 yaşındaki tecrübeli pota altı oyuncusu Tyson Chandler için bu sözleri söylemek çok normal.
Formlarının zirvesinde olan oyunculara göreyse şu ana kadar “Beni de alın”lardan çok “Hayır, teşekkürler” gördük. Paul George Lakers’ta oynamaktan ne kadar keyif alacağını söyledikten sonra Oklahoma’da kalmayı tercih etti. Keza Jimmy Butler’ın Philadephia 76ers’a takaslanmadan önce Minnesota Timberwolves’a New York Knicks, Brooklyn Nets ve LA Clippers’a- gelecek yaz maaş boşluğu olan Los Angeles veya New York’taki dört takımdan üçü- takaslanmayı talep ettiği söyleniyor. Söylentilere göre takımı San Antonio’dan ayrılan ve memleketi Riverside, California’ya yakın bir takımda oynamak isteyen Kawhi Leonard Clippers’ta oynamaya Lakers’tan daha sıcak bakıyor.
Açık konuşmak gerekirse LeBron’un Cleveland’dan ayrılacağı kesinleştiğinde Sixers pivotu Joel Embiid gibi genç yıldızlar LeBron’a takımlarına katılması için sosyal medyada ricada bulundular. Embiid sadece maskaralık mı yapıyordu – ilk kez değil- yoksa LeBron’un cevap vermeyeceğini bildiği için sadece saygı mı gösteriyordu? Kim bilebilir? Bunların hiçbiri LBbron’a katılabilecek tek All-Star’ın (George) Lakers’ı tercih etmediği ve bir diğerinin (Butler) hiçbir zaman o kadar ilgi göstermediği gerçeğini değiştirmiyor.