Kağıt Üzerinde Preldzic, Sahada Oğuz

Üçüncü çeyreğin başlarındaki ikili oyun savunmasında yaşanan zafiyeti Olympiakos Spanoulis-Dunston ikili oyunlarıyla harika değerlendirdi. Final four geleneği edinmiş bir takımın yapması gerektiği gibi bu düzeyde zor bulunacak bir açığı azami sıklıkla kullandı Olympiakos. Bu bölüm dışında ise Fenerbahçe Ülker rakibinin ritim bulmasını kanun koyucu gibi yasakladı adeta. Fenerbahçe Ülker adına önemli bir eşiktir bu karşılaşma.

Hickman’ın denkleme net olarak dahil olduğu Anadolu Efes karşılaşmasından bu yana Fenerbahçe Ülker’in oyunundaki gelişim final four adına çok daha umut verici. Sezon başından itibaren yazıyorum. Bu takımın Euroleague yolculuğunun ne kadar uzayacağını belirleyecek ana hat Goudelock’ın oyununun ondan arda kalanların ritmini ne yönde etkileyeceğinden geçiyor. Goudelock’ın sezonun böyle bir döneminde kombinasyona çok daha açık hale getirmek imkansız ama ona temel denklemin dışında bir rol vermek gayet mümkün.

Andrew Goudelock

Derbi Öncesi Fenerbahçe Ülker” başlıklı yazımda Goudelock’ın kullanımıyla ilgili olarak şunları yazmıştım:

“Goudelock’ın mümkün mertebe ana denklemin dışında kalması gerekir (…) Amaç onun ekseriyetle topu elinde fazla tutmak suretiyle oynadığı birebirlerin takımın kalanının ritmini bozmasını engellemek. Yani oyun planını Goudelock’ın birebirlerine dayandırmamakla birlikte bu yeteneklerinden hücumun tıkandığı anlarda faydalanmak ve yüksek süratle dolaşan topun ulaştığı son istasyonlardan biri yapmak.”

Olympiakos maçında yüksek oranda bunu başardı Fenerbahçe Ülker. Goudelock 6/7 üçlük attı ve bunların ikisinde yüksek ritimle dolaşan topun uğradığı son istasyon oldu. Kalanlarında ise Fenerbahçe Ülker hücumlarının tıkandığı anlarda sorumluluğu aldı. Zor şutlar soktuğunu da söyleyebiliriz ama tıkanan hücumu açabilmek adına repertuarında zaten mevcut olan bir yolu kullanarak el üzerinden şut atması, şutların girmemesi ihtimalinde bile takımın ritmini bozmazdı. Girmesi ise Olympaikos alehine çok şey bozdu.

Goudelock’ın zor şutlardan isabet bulduğu her maçta olduğu üzere ona top üzerinde sınırsız hükümranlık verme yoluna gitmedi Fenerbahçe Ülker. Topu dolaştırmaktan vazgeçmedi bu sefer. Burada yüksek krediyi Oğuz Savaş’a vermek gerekir. Fenerbahçe’nin bireyselleşme tehlikesinin önüne duvar gibi geçen kişi ikinci yarıda oynadığı bölümde Oğuz Savaş oldu. 4-5 rotasyonunu Oğuz-Vesely ikilisiyle kullandı Obradovic uzun süre ve Bjelica’yı kenarda bıraktı. Bu süreçte Oğuz, Bacelona’da Pasqual’in Tomic’e verdiği rolün bir benzerini oynadı. Yüksek post’ta kendisine yapılan servisleri hep ekstra paslarla değerlendirdi.

Oğuz Savaş

Oğuz’un bu servisleri Fenerbahçe Ülker’i iki yönde fazlasıyla olumlu etkiledi. İlki Oğuz’un topu eline her alışında potanın altına etkili kısa katlar yapan Vesely’e Olympiakos savunmasının sürekli olarak ikinci adamı yollama mecburiyetinin doğması oldu çünkü Oğuz’un Vesely’e servis yapma ihtimali sürekli mevcuttu. Diğeri de bununla bağlantılı olarak Olympiakos’un dışarıda eksik yakalanması ve Oğuz’un dışarı servisleri sonrasında Fenerbahçe kısalarının ikinci ekstra pas imkanını bulması. Böylelikle Olympiakos savunmasını mümkün olan en yüksek oranda gevşetmeyi başardı Fenerbahçe Ülker. Kısalar da maçın içinde kalma imkanı yakaladı böylelikle. Hickman ve Bogdanovic’in şut ritimlerini yakalayamamaları farkın Olympiakos aleyhine açılmaması adına en önemli faktördü, bu anlamda Bjelica’nın yüksek dış şut yüzdesi önemli bir açığı doldurdu.

Yazının başında belirttiğim üzere Olympiakos maç boyunca hiç ritim yakalayamadı. Spanoulis’ten daha fazlasını yapması muhakkak ki beklenirdi, o üzerine düşeni yapmadı ancak onun dışında kalanların ritimlerini yakalayamamasında Fenerbahçe Ülker’in direnç noktası düşük kısaları tarafından -enteresan olarak- sürekli temasa dayanan savunma stratejisinin payı büyük. Ayrıca dikkat çekecek önemli bir diğer nokta da Olympiakos’un tam 28 kez serbest atış atması. İki yönlü değerlendirilebilir bu rakam. Rakibi bu kadar serbest atış çizgisine götürmenin yanlış olduğu savunulabilir ilk olarak. Ama ben olumlu tarafına bakıyor ve bunun plan dahilinde yapıldığını düşünüyorum. Fenerbahçe Ülker, Olympiakos’un serbest atıştan kolay sayılar bulmasını (hatırlatalım 28 serbest atışın 23’ünü attı Olympiakos) saha içi isabet bulup ritim kazanma olasılığını bertaraf etmek için tercih etti. Bundandır ki maç içerisinde çok da kilit rol oynamayan Zisis dışında kimse 4 faule bile ulaşmadı.

Emir Preldzic

Emir Preldzic’e de ayrı parantez açmak gerekir. Savunmada direnç noktası hayli yüksekti Olympiakos’a karşı ve tebrik etmek gerekir. Ama bu ona olumlu not vermek için yeterli değil. Emir’den beklenenler yıllardır aynı aslında ancak o, bu beklentileri her defasında sınırlı maçta karşılıyor ve her sezon onun için hayal kırıklığı oluyor. Dün de hücumda hiçbir verimlilik sağlayamadığı sıradan maçlarından biriydi. Goudelock’ın takım ritmini bozmaması adına en kilit parça kağıt üzerinde o. Ama Fenerbahçe Ülker’e geldiği günden bu yana kariyer gelişiminin ivmesine bakacak olursak önümüzdeki sene kadroya bakıp bu rolü alabileceği düşünülen daha güvenilir bir oyuncunun varlığı acil ihtiyaçtır. Onun yapmasını gerekeni Oğuz Savaş her maçta yapamaz çünkü.

Gelelim çok daha sık dillendirilmeye başlanan final four konusuna. Fenerbahçe Ülker organizasyonunun bugüne kadar Avrupa’daki en büyük başarısı playoff. O noktaya da bir kere ulaşıldı. Playoff’ta Barcelona ve Real Madrid tehlikelerini bertaraf edebilmek son derece önemlidir, hâlâ birkaç adım ileride olan organizasyonlardır. Ancak bunun başarıldığı varsayımında bile geriye kalan iki takım Panathinaikos ve Maccabi Electra. Yani playoff alışkanlığı çok yüksek takımlar. Dolayısıyla bu gibi konularda ilk defa gerçekleştirmek için çabalanılan bir başarıdan söz ediyorsak benim tercihim olumsuz düşünmekten yanadır. Sonuç itibariyle 14 yıllık bir ara verdik final four’a ülke olarak. Saha içi faktörlerin hepsi bir kenarda dursun, olumsuz düşünmek için son derece yeterli bir sebeptir bu 14 yıl. Final four olasılığının gerçeğe dönüşmesi ise bir sonraki yıla çok az daha olumlu bakabilmemiz için sebep olur sadece.

8 YORUMLAR

  1. bu arad bir şey sosracağım.final four eşleşmeleri nasıl olacak? aynı ülkenin takımını eşleştirecekler genelde olduğu gibi .yoksa daha farklı bir uygulamaya mı gidecekler? veya hepsi farklı ülkedense takımlar eşleşmeler nasıl olacak?

    • Herhangi bir ayarlama yok orada. Playoff eşleşmelerinden çıkanlar daha önce belirlenen çapraz sıraya göre eşleşecekler. Tamamen kimin nereden gireceğine bağlı aslında yani eşleşmeler

  2. ülke evsahibi yada başka bir şey etki etmiyor. format belli
    e1/f4 ile f2/e3 eşleşecek diğer eşleşmede f1/e4 ile e2/f3 olacak.

    • final four eşleşmesi diyor playoff değil. ben de merak ettim şimdi nasıl olacak eşleşmeler yarı finalde real madrid gelmezse finale çıkarız.

  3. fenerbahçe ülker organizasyonunu ülker organizasyonunun devamı olarak düşünmek gerektiğine inanıyorum. bu durumda birden fazla kez son 8e kaldığı söylenebilir. ama playoff karnemiz ülke olarak da pek iyi değil, katılıyorum. hem deneyim eksikliği hem de özellikle yerli oyuncuların kırılma anlarında soğukkanlı olamamaları başlıca sebeplerden.

  4. dostum bak orda güzelce yazdım
    final four ilk maçı top 8 deki e1/f4 eşleşmesinin galibi ile f2/e3 eşleşmesinin galibi
    2.maç da f1/e4 ile e2/f3 olacak
    bugünkü sırlamalar e grubunda real-barca-macabi-pana f grububnda fener-cska-oly-efes olursa
    real-efes / barca-oly
    fener-pana / macabi-cska
    galipleri karşılaşıcak
    umarım yeterli açıklama olmuştur

  5. Bence Preldzic’e haksızlık ediyorsunuz. Sonuna kadar mücadeleye devam ediyor ve oyun zekâsıyla takıma çok büyük katkı sağlıyor. Bana göre asıl sorun Semih Erden’in hak ettiğinden fazla oynaması. Vesely’nin daha çok oynaması gerektiğini düşüyorum. Bu yapılırsa final foura kalacağımıza eminim…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler