Geleceğin Yıldızları #12: Kaan Sarıaslan

Uzun bir aranın ardından Geleceğin Yıldızları’nda konuğumuz TED Ankara Kolejliler’in 1997 doğumlu guardı, Kaan Sarıaslan. Ankara’da ekibimizden Siraç Osmanağaoğlu’yla keyifli bir sohbet gerçekleştiren Kaan’ı bu yazıda biraz daha yakından tanıtacağız.

 

İlk olarak TED Ankara Kolejliler koçu Ercüment Sunter‘in, Kaan hakkında aldığımız görüşleriyle başlayalım:

“Kaan, skor yeteneği olarak gerçekten çok üst düzey bir oyuncu. Anne ve babanın sporcu olmasından dolayı zaten sporla büyümüş bir çocuk. Fakat temel eksikleri var, savunmada biraz daha gayretli olması gerekiyor. Ancak Kaan salondan hiç çıkmıyor, sabahtan akşama kadar salonda diyebilirim. Çok çalışkan. Eğer kariyerini point guard olarak sürdürecekse fundamentalını geliştirmesi ve biraz daha asiste yönelmesi gerekiyor.”

Kaan’ı ilk olarak Erzurum’da geçtiğimiz sene Yıldız Erkekler Türkiye Şampiyonası’nda izleme şansım olmuştu. Orada TED Kolejliler takımıyla 3 maça çıkan Kaan, 18 sayı-6.3 ribaund-2.7 asist ortalamalarıyla mücadele etmişti. Daha sonra Ankara’da Erkekler Türkiye Kupası finalleri sırasında düzenlenen TBF Geliştirme Ligi’nde de yine TED’i taşıyan Kaan, asıl patlamayı bu turnuvada yaptı: 28.3 sayı (turnuvanın sayı kralı), 3.5 ribaund, 4.3 asist.

1 numara  pozisyonu için iyi bir fiziğe sahip olan Kaan, 2 numara için biraz daha fiziğini geliştirmesi gerekiyor. O yüzden Kaan’ı ileride daha çok 1-2 olarak düşünmek lazım. Bu bağlamda skorer yönü dışında, biraz daha oyun kurma konusunda gelişmesi ve Ercüment hocanın da yukarıda belirttiği gibi, biraz daha asiste yönelmesi gerekiyor. Çok hızlı, atlet veya patlayıcı olmasa da iyi bir şutör olduğu söylenebilir. Benzetme yapılacaksa herhalde en doğru benzetme, Serkan Erdoğan olabilir.

Eksilerinden bir tanesi de Erzurum ve Ankara’daki turnuvalarda gözlemlediğimiz kadarıyla, top kayıpları. Elbette takımda ortalama 20 top kullanması, bütün hücumların hemen hemen ondan şekillenmesi bunun için bir sebep fakat 1 numara pozisyonunda oynayabilmesi için bu top kaybı sayılarını biraz daha azaltması gerekiyor. Kendisinin de röportajda belirttiği gibi, kendisinden daha çabuk guardları savunması için biraz daha çabuk olması gerekiyor.

Kaan ile özellikle de Geliştirme Ligi turnuvasında gösterdiği performanstan sonra İstanbul’dan takımların ilgilendiği aşikar. Son olarak, Albert Schweitzer turnuvası öncesi hazırlıklar için Genç Erkek Milli takımına da çağrıldı. Bakalım Kaan’ın kariyer gelişimi nasıl olacak?

Adı-Soyadı: Kaan Sarıaslan

Pozisyonu: PG

Doğum Tarihi: 13.08.1997

Ülkesi: Türkiye

Boyu: 1.92 cm

Takımı: TED Ankara Kolejliler

kaan2 

Basketbola nasıl başladın?

8 yaşında basketbola annemin zoruyla başladım diyebilirim. Annem eski milli voleybolcu, babam da eski sporcu. Annem büyük emek harcıyor benim üstümde, zaten annem olmasaydı herhalde ben oynamayacaktım. Basketbola ilk TED’de spor okulunda başladım. 4. Sınıftayken ’96 doğumlularla oynamaya başladım ve sonra yıldızlarda Ankara şampiyonu olduk ve Türkiye şampiyonasına gittik. Şimdi de A Takıma çıktım. A Takım’da da Ercüment abi ve staff olarak bana çok yardımcı oluyorlar.

A Takıma çıkışın nasıl oldu?

Aslında yazın kadroda yoktum. Ardından Ozan Çorbacıoğlu’nun Milli Piyango’ya gitmesiyle beraber ben de yazın Fenerbahçe’ye denenmeye gitmiştim. Fikret abi (Doğan) çağırmıştı beni, aslında okul, ev her şeyi ayarlamıştık. Ama ondan sonra TED ailemle görüşmek istedi. Aileme, beni A Takımda düşündüklerini söylediler. Fenerbahçe’ye gitmemenin daha iyi olacağını söylediler. Annem ve babam da uzun bir süre düşündükten sonra burada kalmama karar verdiler.

Herhalde sen de gitmek istemişsindir?

Ankara’daki şartları biliyorsunuzdur, maç eksiği bir hayli fazla oluyor. Daha çok gelişmek açısından İstanbul’da, Fenerbahçe’de oynamayı istedim açıkçası. Bir de ben orada küçüklerin Euroleague’ine çok imrendim. Gidip Milano ile Madrid ile maç yapmayı çok istemiştim. Ama belki de gitmemem daha hayırlı oldu çünkü büyük denizde boğulabilirsiniz.

Önümüzdeki planların neler peki?

Şimdi ben lise 3’üm ve 2 yıl sonra üniversiteye geçiyorum. Doğrusu ben Türkiye’de üniversite ve basketbol sporunun bir arada yürüyeceğine inanmıyorum. Çünkü çok zor. Böyle bir oturmuş sistem yok. Ben Amerika düşünüyorum basketbol bursuyla. 2 yıl sonra ne olur, ne biter bilmiyorum ama hedefim Amerika. Çünkü eğitim çok önemli, toplum içindeki satatü olarak da, basketbol olarak da.

Antrenman seviyen ne durumda?

Haftada 7 gün antrenman yapıyorum, bazı günler çift antrenman oluyor. Bu antrenmanların bazıları bireysel. Ben 13 ile 16 yaşlarım arasında en büyük sıçramayı yaptım. Abdullah Becer ile bireysel antrenmanlar yapmıştık. Tabii annemin de yine büyük katkılarıyla. Eğitimle bir arada götürmem zor oluyor tabii. Okuldan eve gelmem 5, antrenmanın bitmesi 98, sonra eve gelip ders çalışıyorum. Tabii uykusuzluk, yorgunluk oluyor benim için. Onun için hem eğitimi, hem de basketbolu bir arada götürmek için, hedefe ulaşmak için, sosyal hayattan fedakarlık yapıyorum.

Hedeflerin neler?

Çocukluğumdan beri hayalim ve hedefim Euroleague’de final-four oynamaktı. O atmosferde bulunmaktı. Tabii inşallah olur.

Zayıf gördüğün yönlerin neler?

Ben yazın bile sabah 7’de kalkıp koşuyorum. Zaten geçen yaz sadece bir hafta tatil yapabildim. Çünkü boyum uzun olduğu için benden kısa oyun kurucuları savunmakta zorlanıyorum. Üst klasmanlara geçince, atlet Amerikalı guardları savunmak benim için daha da zorlaşacak. Bunun için patlayıcı gücüm olmalı. Bundan dolayı çalışıyorum.

Güçlü bulduğun yönlerin?

Pick-and-roll’ü ve pull up’ı iyi yaptığımı söyleyebilirim. Bence bizim takımda Rasic bunu harika yapıyor. 

Örnek aldığın oyuncu? 

Örnek aldığım oyuncu NBA’den yıllardır Stephen Curry. Oyun tarzımın Curry’e benzediğini düşünüyorum. Avrupa’dan ise Diamantidis diyebilirim.

Birlikte oynamak istediğin uzun ve kısa forvet kim?

Kısa forvet Bojan Bogdanovic. Çünkü doğru pası verdiğin zaman o asist olacaktır. Uzun ise içeriye hızlı devrilen bir uzunla oynamak isterim. Bizim takımımızdan Golubovic diyebilirim. Ben Avrupa basketbolunu daha çok beğeniyorum. 

Röportaj: Siraç Osmanağaoğlu, Yazı: Halil Can Pelister

4 YORUMLAR

  1. merhaba,

    Bir Köşenizde Gençleri takip ederek onlarla ilgili haberler yapmanız ki hemen hemen bir ilk sanıyorum.Buna vakit ayırdığınız için emeği geçenleri tebrik ediyorum,Ellerine sağlık.Ancak Türkiye’de İzmir diye bir Basketbol şehri var ve bu güzel şehirde hem kendi yaş kategorilerinde hem de EBBL gelişim liginde ikinci aşamaya çıkmış takımlarımız var.Tabii ki bu takımlarda izlenmeye değer 96-97-98 doğumlu oyuncular olduğunu düşünüyorum.İstanbul,Ankara,Bursa gibi şehirlerdeki gençlerimiz zaten gözönünde ve birbirleriyle daha çok maç yapma kendilerini geliştirme fırsatı bulduklarından diğer illerin daha dikkatli izlenmesi gerektiğini düşünüyor ve bu konuda Türk basketbolu adına yardımlarınızı rica ediyorum.
    Teşekkürler

  2. Bursa konusuna katilmiyorum acikcasi. Tamam ön planda olan bir sürü genc var ama onlarda belli takimlarda oynuyorlar (cogu tofas ve mg den) ve bu oyuncular disinda ön plana cikabilen yok. Ayrica adam kayirmanin oldugu takimlar da var bu yüzden Bursa icin basketbol sehri diyemem. Oynayacak alan var orasina birsey diyemeyiz. Ben basketbolun bu anlamda İzmir ve İstanbulda daha iyi oldugunu dusunuyorum. Ayrixa bu calismasi icinde trendbasket ekibini tebrik ederim ve dahasini görmeyi diliyorum.

  3. İki arkadaşa katılıyorum. Gençleri takip ettiğiniz için, bir basketbolsever olarak, ben de canı gönülden teşekkür ediyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık…

  4. bürsaspor dürmazlarda bü sezon 3 maçını izledim sıçraması çok iyi sürekli ip atlıyor. hırslı çalışkan fiziği gelişmesi lazım dengeli şüt gelişmesi lazim…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler