BAXI Manresa, favori olarak girdiği seriye ikinci maçta nokta koyarak beklendiği gibi Unicaja Malaga eşleşmesini kazandı. Turu getiren başlıca unsurlar ise Fransisco-Thomasson-Moneke üçlüsünün bireysel becerileri oldu.
Basketbol seviyesi tartışılacak olsa da Malaga Avrupa’nın en organizasyona dayalı takımlarından biri. Her şartta ve koşulda düzene sadık kalmaya çalışan, topun her hücumda dolaştığı ve set standartlarının her daim korunduğu fundamental temelli bir takım. Ancak bu temeller sizi bir noktaya kadar götürebiliyor. Tenerife ve Kyle Wiltjer özelinde daha önce detaylı bir şekilde örneklendirildiği gibi, setlerin çalışmadığı noktada topu eline teslim edip işine karışmanın gerekmeyeceği, yardıma ihtiyaç duymadan üretme kapasitesine güvenebileceğin bir oyuncunun varlığı tüm basketbol florasında olduğu gibi Basketbol Şampiyonlar Ligi‘nde de gerekliliğini koruyor. Dün gece olduğu gibi birbirine yakın kalibrede performans sergileyen iki takımın ayrışması noktasına gelindiğinde de farkı yaratan bu oluyor.
Malaga’da Barreiro ikili oyun çıkışı kısayı arkasına alıp sırtı dönük oyunda isabeti buldu, Manresa’da Moneke el üstü üçlüğü gönderdi; Malaga’da Abromaitis post-up’ta topu alıp çift perdeden çıkan şutöre boş üçlük yarattı, Manresa’da Fransisco çabukluğu ve çevikliğiyle savunmacısından sıyrılarak çembere atak edip isabeti buldu; Malaga’da Mooney topun tüm takımın eline temas ettiği 16 saniyelik bir setin sonucunda boş köşe üçlüğünü buldu, Manresa’da Thomasson alanı boşaltıp oynadığı bire bir sonrasında orta mesafeden isabeti kaydetti; ki maça ve seriye tam olarak bu oyun nokta koydu.
https://twitter.com/TrendBasket/status/1513987357543907333
Bu demek değil ki Manresa temel prensiplere dayanan bir işleyişe, gerektiğinde tıkır tıkır işletebileceği bir düzene sahip değil. Tam tersine bünyelerinde bunu da barındırıyor olmaları onları daha da tehlikeli hale getiriyor. Bu sebeple Bilbao’ya en büyük favori olarak adım attıkları dahi iddia edilebilir. Fakat tüm olasılıklar ve muhtemel senaryolar bir tarafa, Final Four’un seyir zevki en yüksek takımlarından biri olacaklarına şüphe yok. Yanlarında getirecekleri kaosla, düzenle ve tabii ki Fransisco-Thomasson-Moneke triosunun ele avuca sığmazlıklarıyla. Tüm sezon olduğu gibi.