(BÜ) Bu yılın başında Basketbol Şampiyonlar Ligi, Amerika merkezli GCBH LP ile yapılan stratejik ortaklık anlaşmasını duyurdu. Yapılan açıklamada açıklamada bu ortaklığın BCL’yi ileri seviyeye taşıyacağı yazıyordu; hatta sadece BCL’nin değil, Avrupa kulüp basketbolunun… Anladığım kadarıyla GCBH LP, BCL ile çalışması amacıyla yeni kurulan bir şirket. Bu ortaklık ile ilgili bizi biraz daha aydınlatabilir misiniz? Kulüpler bazında bu anlaşmanın etkileri neler olacak?
Bu iyi ve çok önemli bir soru. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin başında, 2016 yılında, belirli adımları dahil eden açık bir uzun vadeli stratejimiz vardı. İlk adım turnuvayı tanıtmaktı. BCL’yi takımlar için katılmaktan gurur ve memnuniyet duyacakları inanılır bir alternatif olarak tanıtmaktı. İlk üç yıl böyle geçti.
Üç yılın ardından bir üçüncü parti yatırımcı arayışına geçeceğimiz açıktı. Büyümemizi hızlandıracak desteğe ihtiyacımız vardı. Sadece finansal destekten bahsetmiyorum. FIBA dünya genelinde bir spor yönetim kuruluşu. Her şey para demek değil. Beceri, ustalık, doğru uygulama daha da büyümemizi sağlayacak unsurlar. GCBH tam olara bunları sağlamak amacıyla kuruldu. GCBH’deki B harfinin açılımı basketbol. Amerikalı bir yatırımcı konsorsiyumu tarafından kuruldu. Devamında da FIBA ile FIBA ClubCo adındaki bir şirket kurularak ortaklık sağlandı. GCBH yatırımı önemli bir pay sahibi.
FIBA ClubCo kayda değer yatırımların kulüp turnuvalarına / liglerine yatırım yapılmasını sağlıyor. Bildiğiniz üzere yakın geçmişte BCL Americas hayata girdi. FIBA Kıtalararası Kupa [Şampiyon Kulüpler Dünya Kupası] geliştirildi. FIBA kulüp organizasyonları adına önemli adımlar atıyor.
“ECA’daki meslektaşlarımızdan belirgin farklılıklarımızın olduğunu düşünüyorum”
Bütün bunlar kulüp turnuvalarını geliştirmek ve desteklemek amacıyla FIBA tarafından tespit edilen ve onaylanan geniş kapsamlı bir stratejinin bir parçası. Yeni yatırımcımızla beraber spesifik olarak Avrupa’da aradığımız şey kulüp turnuvası ortamını güçlendirmek. Bu hedef sadece Basketbol Şampiyonlar Ligi özelinde değil; bu ligler, yerel turnuvalar, bu sporun tümüyle geliştirilmesi. Bütün bunlar bir piramidin içinde toplanıyor. Yerel ligler başarılı değilse üst seviye bir turnuva bir organizasyon kuramazsınız.
ECA’daki meslektaşlarımızdan belirgin farklılıklarımızın olduğunu düşünüyorum. Güçlü yerel liglere ihtiyaç duyduğumuza yürekten inanıyoruz. BSL’nin güçlü olması daha fazla kulübün büyüyeceği anlamına geliyor; kulüpler daha rekabetçi olacak; daha fazla kulüp Avrupa’da rekabet dolu bir sezon geçirebilecek. Bizim için temel hedef bu. Avrupa genelinde ligleri güçlendiriyoruz.
Avrupa’da basketbol birkaç takımın oynadığı bir spor değil; Avrupa’da basketbol yüzlerce kulüp tarafından oynanıyor. Sadece 10-11-12 kulübün menfaatlerini gözetip geride kalan 800 kulübü unutamayız. Bildiğiniz üzere BCL’ye katılım yerel liglerdeki başarıya bağlı. Eğer bir takımın katılma ihtimali varsa o takım katılımını garantilemek için daha fazla savaşacak. Sağduyulu olan budur. Biz bunun sporu geliştirmenin tek yolu olduğu konusunda eminiz.
Organik büyümeye ihtiyacımız var
Organik büyümeye olan ihtiyaca devamlı olarak değiniyorum. Bu basketbolun gelir üretmesi gerektiği anlamına geliyor. Basketbol, futbol kulübünden gelecek paraya bel bağlayamaz; devletin sponsorluğuyla gelecek paraya bel bağlayamaz; bir anda milyonlar harcamak isteyen çılgın Yunan patronun parasına bel bağlayamaz. Bu organik değil. ‘Çılgın patron’ yatırımı durdurma kararı aldığında kulübe ne olacak? Basketbolda bunun bir çok örneğini gördük. Sayın Benetton, Treviso’dan ayrılma kararı alınca Treviso yok oldu. Bunu görmek istemiyoruz. Kulüplerin kendi değerlerini yaratmalarını istiyoruz. Bunu yapmak için aralıksız olarak yerel liglerinde başarılı olmalılar. Bu şekilde kulübün taraftarları, sponsorları, yerel kimliği yaratılabilir.
(BÜ) Teşekkürler. Ortaklıklarla ilgili bir sorum daha var. Yeni bir iş ortağınız var: GCBH. Fakat bunun dışında FIBA, Infront ile çalışıyor. Aynı zamanda FIBA’nın DAZN Group ile paylaştığı FIBA Media var. Bu işbirlikteliklerinin başındaki isimler bir araya gelip ortak hedefler üzerinde çalışacak mı? Ya da BCL yönetimi bu ortaklarla ayrı ayrı mı çalışıyor?
Ortaklarımızı tanımladınız. Infront ticari partnerimiz; envanterimizi sponsorluk anlaşmaları için ticarileştirmemize yardımcı oluyorlar. DAZN ve FIBA Media medya partnerlerimiz. Yayın anlaşmalarımızı ticarileştirmemize ve tanıtmamıza yardımcı oluyorlar. Bunlar Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin gelişimiyle el ele gidiyorlar. This is something that goes hand-in-hand with the growth of the Basketball Champions League. FIBA, BCL ve Amerikalı yatırımcılarımız arasındaki karar verme seviyesindeki işbirliği bu turnuvayı büyütme adına stratejiler bulma üzerine Turnuva adına hayati kararlar alırken stratejik partnerlerimiz Infront ve DAZN’un pazarı bu turnuvanın yatırım yapmaya değer olduğunu ikna etmelerini umuyoruz.
(BÜ) BCL’nin hali hazırda bir isim sponsoru arayışı mevcut mu? Bu takviminizde olan bir şey mi?
BCL’nin başlangıcından bu yana bir isim partneri arayışımız olmadı. Bence bu Basketbol Şampiyonlar Ligi ismini kafalara yerleştirmemiz adına önemliydi. Yeni bir turnuva olarak önceliğimiz marka kimliğimiz oldu. İnsanların ve çevrenin başka bir ticari ismi varlığına bağlı kalmadan BCL’nin savunduğu değerlerin takdir edilmesine ihtiyaç duyuyorduk. En başından itibaren bu bizim için çok önemliydi. Şu anda bu tarzda fırsatları inceleyebileceğimiz bir pozisyondayız. Bu bizim için bir öncelik değil. İki taraf için de anlam ifade edecek bir ortaklık fırsatı olursa ve bu ortaklık BCL’ye marka değeri ekleyecekse durumu incelemeye alırız.
(KRÖ) Son cevabınızdan organizasyon olarak UEFA Şampiyonlar Ligi’ne benzer bir model kurmak istiyorsunuz. O bir marka. Başka bir markanın ismine ihtiyaçları yok. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Bu çok iyi bir gözlem. UEFA’nın büyümesini sürdürmek için bir isim sponsoruna ihtiyaç duymama lüksü var. Çok yüksek talepleri olan bir ürün ortaya çıkardılar. UEFA 6-8 sponsor ile birini diğerlerinin önüne çıkarma gereği duymadan dengeyi bulabiliyor. Bu ticari değerlendirme için de önemli. Tüm ortaklıklar eşit şekilde yapıldı. Bu iyi çalışan bir model. Bugün sizinle paylaştıklarımın ve açıkladıklarımın çoğu UEFA’nın 1992’de UEFA Şampiyonlar Ligi’ni en iyi ticari varlık olarak sunduğunda yaptıklarından farkı yok. Burada ilginç bir karşılaştırma olduğunu düşünüyorum.
“Basketbol nerede yanlış yapıyor?”
Hepimiz UEFA Şampiyonlar Ligi’nin en tepede olduğunu kabullenebiliriz, şüphesiz. Aynı şekilde ticari değeri de tepede. UCL her yıl yaklaşık olarak 4 milyar Avro üretiyor. Şöhretleri tepede ve bu ticari değerlerinde de görülebiliyor. Basketbolda gördüğümüz tezat ise şöyle: popülerlik tepede. Önemli seviyede ilgi var. UEFA’ninki kadar olmasa da makul seviyelerde. Şüphesiz 2 numaralı spor. Popülerlik fazla ama burada çelişkili şey popülerliğe karşın ticari değerin aynı kareye girememesi. Bu durum sorgulamayı gerektiriyor: Bir spor bu kadar popüler olup Avrupa genelindeki ticari değeri nasıl sadece 55 milyon Avro olabilir? Bu futbolun yarattığının %1’i. Buradan başka bir soru daha çıkıyor: Basketbol nerede yanlış yapıyor?
Bu noktada biz organik büyümeyi amaçlayan sağlam bir modelle devreye giriyoruz? Biz pastaya büyütecek mekanizmalara inanıyoruz. Savunduğumuz şey de bu. Polonya, Belçika, Hollanda, ve son yıllarda basketbolun o kadar popüler olmadığı diğer ülkelerin şampiyonlarını dahil etmeyi başardığımız için bizim modelimizin doğru yönde olduğuna yürekten inanıyoruz. Mevcut olarak tüm endüstriyi finanse eden 4-5 pazar dışındaki fırsatları araştırıyoruz.
(KRÖ) BCL’nin 2020-21 sezonu için turnuva sistemini öncesinde Sekizli Final oynanacağından dolayı henüz bilmiyoruz. Bir değişiklik olacak mı?
Öncelikle ben iki ilkeye sadığımdır. İlki bir organizasyon sürekli format değiştirmemelidir. Bu taraftarların ne olduğunu anlamalarına engel olur. Ayrıca herhangi bir değişiklik önce içeride tartışılmalı sonra da gelecek sezondan itibaren uygulanmalıdır. İki ay öncesinden böyle bir şey hiçbir zaman yapmayacağız.
(KRÖ) Birçok ekonomiyi olumsuz etkileyen global pandemi dönemindeyiz. BCL’nin yayın hakları ile ilgili sözleşmelerde değişiklikler olacak mı?
Neredeyse her yıl yayın haklarıyla ilgili pazarlık yapmamız gerekiyor. Bu özenle yapmamız gerekiyor çünkü BCL’nin büyüme momentumunda olduğunun farkındayız. Bu nedenle, rekabetimizi arttırmak için bu büyümenin dikkate alınmasına izin vermeliyiz. Bugünlerde anlaşmalarımızla ilgili pazarlık yapacağız. Eğer bir yayıncı kuruluş bizimle uzun vadeli çalışmak istiyorsa biz de aynı şekilde mutlu oluruz. Fakat BCL’yi son yıllarda herkesin büyümesini heyecanla takip ettiği bir mülk olarak görüyoruz. Bu yüzden anlaşmalarımızı yıl yıl yenilemekten hoşnutu. Bununla beraber, istikrarı sağlamak önemli. Yani bu konudaki gelişmeler ülkelerde duruma bağlı.