Altyapıya derin bir bakış! | Hasan Serbest- TB Özel Röpotaj

Darüşşafaka, Türk basketboluna üst ve altyapılarda uzun süredir hizmet eden, son yıllarda Doğuş ile girdiği iş birliğinin ardından yatırımlarını hızlandıran ve güçlü bir yetiştirici karakteri oluşturan önemli bir kulüp. Darüşşafaka Doğuş altyapılarda üç kategoride de İstanbul ilinde başarı yakalayıp Türkiye şampiyonalarına katılma başarısı gösterdi. Ekibimizden Cengiz Han Muratoğlu ve Hamza Gökberk Yenitepe, Darüşşafaka Doğuş altyapısını ziyaret ederek takım çalıştırıcılarıyla sezon değerlendirmesinden altyapıların genel durumuna kadar geniş yelpazede röportajlar gerçekleştirdiler. Bu röportajların ilkini, Genç Erkekler Türkiye Şampiyonası’nın arefesinde sizlerle paylaşıyoruz. Darüşşafaka Doğuş Genç Takım antrenörü Hasan Serbest’in tüm içtenlikle cevapladığı soruları sizlerle paylaşıyoruz, keyifli okumalar!

12342415_1067034743414273_3364483608195384422_n

Soru: Koç merhabalar, öncelikle sizden bir sezon değerlendirmesi almak istiyoruz, İstanbul Ligi nasıl geçti, nasıl hazırlık süreçleri yaşadınız, takımınızı nasıl buluyorsunuz vs?

HS: Sezona 7 Temmuz itibariyle başladık. Sezonu açtığımızda elimizde atlet, fizikleri iyi seviyede olan oyuncular olduğunun farkındaydık. Bunun üzerine de bir oyun düzeni ve sistemi yerleştirmemiz gerekiyordu. Kontenjanımızı da, geçen sene Türkiye Şampiyonası’nda Umut Geçen’in en iyi guard seçilmesinden sonra çok iyi teklifler gelmişti ona, özellikle şimdiki birinci ligden. Geçen sene kendisiyle bir görüşme yaptım, ona bu sene bir daha aynı imkanları sunabilir miyim bir daha Türkiye Finali oynayabilir mi, bir daha aynı ödülü kazanabilir mi, bunların bir garantisi olmadığını söyledim. Ama bu sezon onu vitrine sokmuşken önünü açalım düşüncesiyle ben, kendi düşüncem olarak teklif veren kulüplerden birisine gitmesini söyledim. Birinci ligden başlamasının onun için en iyisi olduğun düşünerek. Ona da teşekkür ettikten sonra fizikli daha farklı bir takım haline geldik. Diğer takımlara baktığımızda, Galatasaray olsun Beşiktaş olsun, gerçekten fizik olarak onların daha yukarısında olduğumuzu ve bunun sonuç olarak bir dezavantaj oluşturabileceğini de biliyorduk. Ama oynayacağımız basketbol ve ortaya koyacağımız sistemimiz, düzenimiz kendimize uyacak şekilde bir yapılanmaya gittik. En son geldiğimiz nokta burası, işte Türkiye Şampiyonası’nı garantiledik, arada şanssız maçlar kaybettik ama bizim için amaç ilk üçe girmekti ve bunu da başardık. Şimdi biraz daha şampiyonaya konsantreyiz oraya hazırlanıyoruz ve inşallah güzel olur.

Soru: Oyun sisteminizi nasıl görüyorsunuz, daha çok tempoya mı önem vermeye çalışıyorsunuz yoksa yarı sahada da üretken etkili bir takıma mı sahipsiniz?

HS: Şöyle, elinde atlet ve uzun oyuncular varsa yüksek tempoyla oynamak çok daha verimli oluyor çünkü havadan oynayabiliyorsun. Bizim attığımız bir adım rakibin iki adımına denk olabiliyor dolayısıyla çok tempolu oynamak istiyoruz ve bu yönde oynamaya çalışıyoruz. Dönem dönem bunu kaçırıyoruz ama buradaki en büyük şanssızlığımız bizim takımımızın tecrübesiz bir takım olması. Küçükler ve yıldızlarda Türkiye şampiyonalarına gidememiş olmaları, sadece geçen sene ve bu sene şampiyona görüyorlar, bu da artık altyapıda son dönemlerine gelen bir oyuncu için dezavantajlar oluşturuyor. Tabii artı yönleri var bu durumun da ancak eksi yönleri daha fazla.

1655889_1122076924576721_6090188993379617365_n

Soru: İstanbul’daki lig nasıldı sizce?

HS: İstanbul Ligi’nde çok güzel bir sezon oldu. Özellikle son dönemde oynadığımız maçlar çok adrenalin dolu maçlardı. Bence favorisi belli olmayan bir ligdi sezon başından beri. Biz sezona çok iyi başladık, sonrasında lider de bitirdik, namağlup da gidiyorduk. Ancak sonrasında statüden dolayı bir ay maç yapamadık ve orada bütün ivmemizi kaybettik diyebilirim. Pertevniyal ve İBB maçını kazandıktan sonra bir ay hiç maç oynamadık. Efes’in yıldız takımının maç programından dolayı oluşan durum bize tüm ivmemizi kaybettirdi. Bir anda enerjimiz gitti, ritimden çıktık. Bir ay çok uzun bir süre. Sonrasında tekrar ritme girmeye başladık biraz zorlansak da, dolayısıyla ritimden çıkmamış olsaydık ben çok daha farklı konuşurdum ama favorisi belli olmayan bir ligde Pertevniyal’in şampiyon olması bence hak ettikleri bir durumdu. Beşiktaş çok iyi maçlar oynadı, gerçekten oynadıkları basketbol gözle görülür şekilde iyi seviyede. Dolayısıyla onları da şampiyonada seri başı yaptı. Bizim de o ritimden sonra geldiğimiz nokta üçüncülük, çok iyi değil ancak hedeflerimizden birisi ilk üçe girmekti onu da başardık. Akreditasyon Grubu’na kalan takımlar biraz daha zorlu maçları oynuyorlar alttan Acıbadem gibi çok güçlü bir takım geliyor. Umarım iyi olan iki tane takım şampiyonaya gelir, hak ettikleri yeri alırlar.

Soru: Koç Ömer Faruk Yurtseven ile okullarda da beraber çalıştın, onun karşılaştığı durumu nasıl değerlendiriyorsun? Aldığı karar sence doğru mu?  Amerika’da gelişimini sürdürmeye devam edebilir mi?

HS: Şimdi Ömer Faruk ile ilgili kısımda açıkçası ben diğer kulüpteli oyuncularla çok fazla bu tarz diyaloglara girmiyorum çünkü bu ailesinin ve kulübünün aldığı bir karar. Kulübüyle ortaklaşa konuşulan şeyler var ve biz işin içinde neler olduğunu bilmiyoruz. Benim için önemli olan Ömer Faruk’un takımına katkı sağlaması ve katkı sağladıktan sonra bizim ona teşekkür etmemiz. Sonuçta Ömer Faruk’un da kendine göre bir düşüncesi vardır, kulübünün de kendi yapılanmasına göre sonuçta onlar bir yatırım yapıyorlar. Yani işin çok ayrıntısını bilmediğimiz için dışarıdan yorum yapmak çok kolay oluyor. Burada bildiğim nokta Ömer Faruk ABD’ye giderse yine Fenerbahçe’nin oyuncusu ve döndüğü zaman belki yine Fenerbahçe’nin oyuncusu olacak. Eğer gitmezse Fenerbahçe çok emek harcadı sonuçta çok büyük başarılar elde edeceğini düşünüyorum. Çok konuya dahil olacak bilgim yok ondan dolayı çok fazla bir şey söyleyemiyorum.

Soru: 98-99 jenerasyonunun genel durumunu ve Albert Schweitzer Turnuvası’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?

HS: 98 jenerasyonu biraz değişik bir jenerasyon, milli takımlarda özellikle 96’lılarda bulunduğum için 98’liler ne çok üst düzey fiziksel yapıya sahipler ne de çok aşağıdalar, orta seviyede bir jenerasyonumuz var. Dolayısıyla milli takımlar düzeyinde kaç tane oyuncu var derseniz şuanda Almanya’daki turnuvaya gidenlerin dışında daha bir o kadar daha oyuncu var diyebilirim. Tercihi çok zor olan bir jenerasyon birbirlerine çok yakın oyuncular var, birbirlerine çok yakın tarzda fizikler var. Bu tamamen teknik ekibin kararına göre şekillenecek bir durum. Mannheim’deki turnuvayı çok irdelemek istemiyorum çünkü yaz döneminde milli takımın çok daha farklı bir yapıda ve çok daha farklı bir yapıyla bulunacağını düşünüyorum. Daha geniş bir kadroyla esas istediğimiz başarının yazdan sonra geleceğini düşünüyorum. Sonuçta teknik ekibin de bir düşüncesi vardır yaz dönemiyle ilgili. Türkiye Şampiyonası’ndan sonra milli takım kadrosu böyle de kalabilir komple de değişebilir bu tamamen teknik ekibin alacağı karara bağlı. Oyuncu havuzunda Ankara’da Telekom’da oyuncular var, Karşıyaka’da oyuncular var, bizde dışarıda kalan oyuncular var, baktığınızda Pertevniyal’de kalan oyuncular var. Şu anda bence beklemenin en güzel şey olduğunu düşünüyorum, Türkiye Şampiyonası’nda her şey belli olacak, esas kadronun Türkiye Şampiyonası’ndan sonra kurulacağını düşünüyorum.

Soru: Takım içi hava ile ilgili ne söylemek istersiniz? Dışarıya gayet iyi bir görüntü veriyorsunuz.

HS: Ben üç senedir burada genç takım çalıştırıyorum ve bu jenerasyonla iki senedir beraberiz. Biz hep içimizde şunu söyledik, iyi niyetli olmalıyız. İyi niyetli olursak kendimize verdiğimiz pastan, çembere attığımız toptan, aldığımız ribaunttan mutluluk duyarız diye düşünüyoruz. Oyuncularım da bu konuda birbirlerine çok katkı sağlıyorlar. Kendi aralarındaki diyalogları çok iyi, kendi aralarında sosyal faaliyet anlamında çokça vakit geçiriyorlar. Bu camiada kalabilecek ve bu camiada devamlı görülebilecek potansiyele sahip çok oyuncu var. Dolayısıyla onların bu arkadaşlıklarının ileriki yıllarda da devam edeceğini de düşünüyorum. Şehir dışından bir transferimiz yok, Yesukan yıldız takımdayken kendisi gelmişti. İstanbul’dan kurulu bir kadromuz var bu da bizim işimize daha çok geliyor. Yaptıkları çoğu şeyi beraber yapabilme fırsatı oluyor. Takım arkadaşlığından gayet memnunum, şampiyonaya giderken bunun çok daha yukarı çıkacağından eminim ve o ivmemize, ritmimize katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Soru: Koç Darüşşafaka Doğuş altyapısındaki temel amaç nedir? Oyuncuların gelişimleri için ne tarz yollar izliyorsunuz?

HS: Darüşşafaka Doğuş altyapısına ben 2013 yılında ilk dışarıdan gelen antrenörüm. İşin daha kurulma aşamasına kadar işleyişi kafamızda çok planlıydı. Dolayısıyla düzen ve sistem şuydu: biz şehir dışından sporcular getiriyoruz, şehir dışından getirdiğimiz sporcuların psikolojik anlamda da çok iyi olmalarını istiyoruz. Bunun için de bir tane lojmanımız var ve burada ikişerli odalarımız var. Bu ikişerli odaları kendi jenerasyonlarındaki takım arkadaşlarıyla beraber kalıyorlar. Orada her öğünün dışında yani kulüpte yediklerinin dışında ekstradan yemekler çıkıyor, onların beslenmelerini üst düzeye çıkartıyoruz. Burada altyapıdaki sporcularımızı da yine oradan destekliyoruz. Mümkün olduğu kadar minimum sayıda şehir dışından sporcu getiriyoruz çünkü şehir dışından bir sporcu getirdikten sonra geri gönderdiğiniz zaman bunun dönüşü çok ağır oluyor sporcu için. İstiyoruz ki oyuncuyu küçük takımda getirelim, genç takım son senesine kadar kalsınlar ve en azından minimum şekilde hata yapalım. Böylece ne biz sporcumuzun farklı yöne gitmesine sebep olalım aynı zamanda da altyapıdaki sistemimizi, düzenimizi uzun vadede kuralım düşüncesiyle yapılandık. Bakıldığı zaman altyapıdaki oyuncularımızın gelişimi için altyapı kondisyonerleri Yüksel Tezel çok büyük emek harcıyor. Sakatlık durumlarında bile bireysel olarak onlarla çalışıyor, takım antrenmanına girmeseler dahi. Yüksel Ağabey oyuncuların fiziksel gelişimini çok önemsiyor. Bunun dışında hem gerek besin takviyesi hem de buradaki özel antrenmanlar gelişime çok yardımcı. Levent Topsakal hafta içi beş gün olmak üzere burada okuldan önce özel antrenmanları yaptırıyor. Bu antrenmanları kendi içimizde böldük; Pazartesi genç takım, Salı yıldız takım, Çarşamba küçük takım gibi kendi içimizde bir dağılım yaptık. Oyuncular ortalama haftada iki gün özel antrenman yapma şansına sahipler. Yani kısacası bireysel anlamda da çok önemsiyoruz sporcuları, fiziksel anlamda da çok önemsiyoruz. Şu anda geldiğimiz noktada üç takımımızın Türkiye Şampiyonası’na gitmesi ve madalyayla bunu yapması, üstüne milli takıma sporcular vermemiz, altyapıda hedef oyuncuların olduğu hatta diğer A takımların hedef oyuncular olarak gördüğü jenerasyonlara sahibiz. Tüm bunlar bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Gelecek yıllarda daha da iyi olacağımızı düşünüyorum çünkü altyapı uzun vadeli bir iş. Gün geçtikçe daha iyi olduğumuzu ve geliştiğimizi görüyorum ve hissediyorum. Tabii ki siz dışarıdan daha iyi görüyorsunuz, biz biraz daha iç kısmındayız. Daha güzel olacağına inanıyorum.

Soru: A Takım için genç oyuncularla ilgili planlamalar oluyor mu? A Takım ile etkileşim nasıl?

HS: Evet bu tarz planlamalar oluyor. A Takım’ın hedef olarak gördüğü kendi içimizde sporcular var. Tabii biz bunları kendi içimizde şöyle konuşuyoruz burası Darüşşafaka Doğuş, yani Darüşşafaka Eğitim Kurumu’nun olduğu bir yer. Bizim için ilk tercih burasının bir basketbol eğitim kurumunun olması. Buradan tabii ki A Takım’a çıkacak bir ya da iki tane sporcu olacaktır. Biz diğerlerini de Darüşşafaka Doğuş’u temsil edecek şekilde piyasada, bu düzen sistem içerisinde vitrinde kalmaları için uğraşıyoruz. Dolayısıyla bizim için sadece işte bu A Takım’da hedef oyuncumuz bunu önemseyelim gibi bir yaklaşımımız yok. Burası bir basketbol kulübü ve isminde bir eğitim kurumunun olduğu bir basketbol kulübü. Bundan dolayı hedeflediğimiz şey, Darüşşafaka Doğuş ismini bu camiada, basketbol camiasında en iyi şekilde temsil edecek sporcuları piyasaya sürebilmek. Bunu başarabilirsek A Takım kendi tercihine göre istediği sporcuyu oynatır ya da kadrosuna alır. Sporcularımıza da her zaman bunu söylüyoruz. Bizim görevimiz sizi yetiştirip bu vitrinde tutmak yani bunu başarırsak ne mutlu bize. Bunun en büyük örneği bu seneki genç takımımız, kendi içimizde de konuştuk geçen sene final oynayan kadroda Mehmet Alemdaroğlu burada A Takım kadrosuna dahil oldu. Umut Geçen Acıbadem Üniversitesi’ne dahil oldu, Mert Başdan Gelişim Koleji’ne dahil oldu. Böyle böyle mümkün olduğu kadar bizi temsil eden sporcuların sayısını artırmak istiyoruz.

Soru: Oyuncular okulu ve basketbolu nasıl bir arada götürüyorlar?

HS: Şöyle öncelikle oyuncuların okul saatinden hiçbir şekilde antreman yapmıyoruz. Zaten bizim buradaki spor salonumuzda eğitim kurumunun da etkinlikleri olduğu için bizim böyle bir imkanımız zaten yok. Biz özel antremanları sabah 6.45 gibi yada 7.45-8.45 arası yapıyoruz. Ondan sonra mesela Doğa Koleji’ne gidecek öğrencileri servis salonun kapısından alıyor, okula götürüyor daha sonra tekrar geri getiriyor. Bunun dışında eğer başka bir okulda okuyorsa yine özel antrenmandan sonra ders giriş saatlerine göre erken çıkıp okullarına dahil oluyorlar. Mümkün olduğu kadar bunu önemsiyoruz. Okula gitmeyin, gelin burada antrenman yapın gibi bir durum söz konusu değil ve böyle bir şey de istemiyoruz. Darüşşafaka Doğuş ismi çok büyük bir isim ve ona yakışır şekilde hareket etmeye çalışıyoruz. Baktığınız zaman şu anda geçen sene orta okulda okuyup TEOG’dan çok iyi puan alan sporculara da sahibiz, derslerine özen gösteren bunun için ekstradan özel ders alan oyuncular da var. Dolayısıyla biz okul kısmında sonuna kadar destekçiyiz, elimizden geldiği kadar destek çıkmaya çalışıyoruz. Eğer ekstrem bir sınavları ya da durumları varsa mümkün olduğu kadar izin vermeye çalışıyoruz, bunu yapmamız bizim için ilk kurallardan birisi.

Soru: Son yıllarda çok da alışıldık bir durum değil sanki bu?

HS: İstediğimiz şey şu, bundan önceki dönemlerde jenerasyonlara baktığımız zaman genç takım sezonu bittikten sonra baraj puanı geçemeyen bundan dolayı üniversite hayatını devam ettiremeyen, iki yıllık üniversiteye giden sporcular çıkıyordu fazlasıyla. Son dönemde bizim genç takımımızda hemen herkes yanlış değilsem barajı da geçti ilk sınavda. Hepsinin bir hedefi var gerek burs alıp üniversitede okumak, gerek yurt dışında okumak gerek burada bir akademiye girmek. Dolayısıyla bunu da bu yaptığımız çalışmaların ardından bunun verimini almak da bizi mutlu ediyor. Bunun eğer öncüsü biz olursak ve bunu bir şekilde yayarsak da bize yakışacak bir hareket olduğunu düşünerek daha iyi seviyeye gelebileceğimizi düşünüyorum.

Soru: Son olarak, Türkiye Şampiyonasıyla ilgili hedefleriniz neler?

HS: Size değişik bir şey söyleyeyim, Türkiye Şampiyonası’nda öncelikli hedefimiz dördüncü maçı görebilmek. Dördüncü maçtan sonra beşinciyi görmek istiyoruz, beşinciyi gördükten sonra geçen sene olduğu gibi altıncıyı görmek istiyoruz. Ama öncelikte tekrar edeyim dördüncü maçı görebilmek istiyoruz, dördüncüyü gördükten sonra diğer hedefi sorabilirsiniz. Çok iyi jenerasyonlar var tüm kulüplerde; çok çekişmeli, favorisi belli olmayan, İstanbul beşincisinin üçüncü torbada olacağını düşünürsek bazı grupların çok zorlu olacağını bildiğimiz bir şampiyona geçireceğiz. Rakiplere çok büyük saygımız var, emeklerine çok saygımız var, hepsi çok iyi işler yapıyorlar. Biz de geçen sene olduğu gibi yani grupta mağlubiyet yaşayabiliriz hatta iki mağlubiyet ile de gruptan çıkabiliriz belki namağlup da çıkabiliriz. Dolayısıyla grupta ne yaptığımızın bir önemi yok, dördüncü maçı bir şekilde görmek istiyoruz, dördüncü maçı görürsek bir sonraki hedefimizi koyacağız

1 Yorum

  1. Neticede yetistirdik dediginiz oyuncularin hepsi baska kuluplerin altyapisindan,ustelik de genc takim yasinda gelmisler.Darussafaka olarak minik takim veya kucuk erkek veya yildiz takim seviyesinden yetistirdiginiz oyuncu yok sanirim.Dackayi baska takimlarda temsil eden oyuncularin hemen hepsi genc oyuncu kontenjani ve sure almiyorlar.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler