1- Melli’nin varlığı
Fenerbahçe’nin bu seneki kadrosunun hücum potansiyelini belirleyen iki oyuncudan biri Euroleague’in bence en iyi dört numarası olan Nicolo Melli (diğeriyse Wanamaker. Ona da geleceğiz). İtalyan forvet bu sezon kariyerinin en verimli sezonu geçirmiyor ya da kariyerinin en iyi sayı asist, üç sayı değerlerine imza atmıyor. Ama istatistiklerinin değeri çok daha artmış durumda. Playoff’u hedefleyen bir takımın sayı yükünü çekmekle şampiyon takımda sorumluluk almak arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü rakip her maç, son şampiyonu yenmek üzere sahaya çıkar ve elinde ne var ne yoksa parkeye koyar. Bu da maçların zorluk seviyesini kat kat arttırır.
Melli geçen sene kadar iyi istatistiklere imza atmasa da takıma olan katkısının çok daha yukarıda olduğunu söyleyebiliriz. Sezon başından beri maç kaçırmadan ortalama 26 dakika süre aldı. %37,7 ile üçlük attı ve %54,8 ile ikilikle oynadı. Ayrıca maç başına yaptığı 1,6 asistle oyunu dört numaradan kurabilme opsiyonunu Obra’ya verdi. Ve biz biliyoruz ki Obra’nın elinde böyle bir opsiyon varsa tam en ihtiyacı olduğu saniyede mutlaka kullanır.
2- Nunnally’nin şut istikrarı
O feci pozisyonu izleyen herkesin yüreklerinin dışarı çıktığına eminim. Neyse ki Nunnally parkelere sağlıklı döndü ve onu Fenerbahçe Doğuş’un artıları arasına yazmaya devam edebiliyoruz.
James Nunnally, sahada olduğu her dakika Fenerbahçe’nin hücumuna rahatlattı. 56,7% gibi akıl almaz bir üçlük yüzdesiyle oynuyor. Üstelik bunu EuroLeague için yüksek sayılabilecek maç başına yaklaşık 3,5 denemede gerçekleştiriyor. O kadar ki Avellino’da iyi bir penetreci ve orta mesafe şutörü olarak bildiğimiz Nunnally, Fenerbahçe Doğuş’ta ikilikleri üçlüklerden daha az tercih ediyor.
Yay içinden daha az kullanması daha kötü attığı anlamına da gelmesin. 56,6% ile yay içinde de yay gerisinde olduğu kadar başarılı.