Yine, yeni arayışlar | Fenerbahçe 15-16

1- Zeljko Obradovic’in Semih Erden’in yaşadığı mental değişime hiçbir şekilde ikna olmadığını söyleyebilirim. Semih üzerindeki kanaat notu hep olumsuzdu. Anadolu Efes’te geçirdiği 2 yıl üzerinden katı bir yargı oluşturmuş belli ki. Obradovic’e son derece kıymetli bir 5 numara katkısı vaat ederken Vesely’nin arkasındaki arayışlarına hiçbir zaman son vermedi Obradovic. Semih’in “İnanın bir oyuncunun yapabileceği her şeyi yaptım, çok çalıştım. Süre aldığımda elimden gelen çabayı da gösterdim ama sonuçta takımın bir antrenörü vardı ve Obradovic’in kararı bu yönde oldu.” şeklindeki açıklamasını çok ama çok anlamlı buluyorum. Özellikle Semih’in, Tomic’i 4 dakikada perişan edip, 2 faulle kenara getirdiği ve Tomic’ten bir hücum sonra oyundan alınıp bir daha da hiç sahaya sürülmediği ilk tur Barcelona karşılaşması sembolik bir örnektir. Maccabi serisinin ikinci maçında oynadığı basketbolun benzerlerini oynayabileceği pek çok karşılaşmada toleranssız davrandı Obradovic, Semih’e karşı.
2- Hayatımın en büyük yanılgılarından olduğunu itiraf etmeliyim. Vesely’nin böylesine kusursuz bir pivot olabileceğine inanmıyordum. Fenerbahçe’nin Ömer Onan veya Terence Kinsey kadar bezdirici bir dış savunmacısı yokken, önemli kısa savunucularından Hickman da sezonun en kritik döneminde sakatken bu eksikliğin neredeyse hiç hissedilmemiş olması tartışmasız Vesely’nin eseridir. En nihayetinde Goudelock ile başlayan bir savunmaya sahipti Fenerbahçe.
3- Ödül mekanizması böylesine göz kamaştırıcı olan hiçbir meslek dalının bedel mekanizması hafif değildir. Basketbolda zirveye çıkmak veya çıkabilmenin ödülü çok yüksektir. O halde başarı kriterlerinin acımasız olması da kaçınılmaz olur. Genç oyuncular şartlar ne olursa olsun gelişmek zorundadır. Her hafta, her ay gelişmelidirler. Sakat da olsalar bu böyledir ne yazık ki. Kenan Sipahi’nin Fenerbahçe’ye geldiği ilk günden bu yana  bir adım ileri atabildiğini söylemek bile zor. Bunu acımasız bulanlar olacaktır mutlaka. Ancak basketbol da öyledir. Final serisinin son maçıyla Eurobasket 2015 arasındaki kısa sürede akıl almaz bir gelişim gösteren Cedi Osman örneği önümüzde dururken Obradovic’ten Kenan’ın düşük seyirli gelişim ivmesine sabretmesini istemek adil değil.
4- Bobby Dixon transferi tartışıldı uzunca süre. Pınar Karşıyaka’nın verdiği paranın 3 katını vermek ticari olarak başarısız bir hamledir ancak transferin basketbola ilişkin kısmı son derece tartışmasızdır. Fenerbahçe Ülker, final serisi MVP’si olmasına karşın Bobby Dixon’ın Euroleague düzeyinde katkı sağlamayacağını belirterek bu transfere yanaşmama hakkına sahiptir. Ancak Fenerbahçe ve Anadolu Efes gibi iki rakibe büyük bir oyun üstünlüğü sağlayıp şampiyon olan bir takım var ortada. Kenardan 2 tane dişe dokunur yerli katkısı alabilseydi oyun gibi skor da Fenerbahçe ve Anadolu Efes için hayli aşağılayıcı olurdu. Bu takımın en kıymetli parçası transfer ediliyorsa bu transferin niye yapıldığını sorgulamak çok mantıklı değildir.
5- Melih Mahmutoğlu için eşik aşma sezonudur 2015-16 sezonu. Referansı ise kısmen Pınar Karşıyaka serisi ve Eurobasket 2015 öncesi oynanan hazırlık karşılaşmaları. Semih’in yaşadıklarına bakacak olursak Obradovic’i ikna etmesi kolay olmayacak. Ama işe kötü oynadığında bile başı dik bir şekilde sahadan ayrılarak başlayabilir.
6- Pero Antic’in basketbol yeterliliğiyle ilgili her daim şüphelerim olmuştur. O şüpheler şu anda da devam ediyor. Sezon içinde fazlasıyla yazar çizerim. Üzerine de düşerim büyük ihtimalle. Ama şurası kesindir ki içinde bulunduğu her takım başarılı oluyor. Eurobasket 2011’den bu yana iyice patladı bu durum. Olympiakos’ta kazandığı 2 kupanın sonrasında Atlanta Hawks’ın yükseliş dönemi de içinde Antic varken gerçekleşti. İnanılmaz.
7- Oğuz Savaş, Darüşşafaka Doğuş’a transferinin ardından “Türk oyuncuların kredisi 1’se, yabancının sonsuz (…) Türk oyuncu bir hatayla kenara gelirken, yabancı kaç hata yaparsa yapsın sahada kalıyor.” dedi. Haklı olup olmadığını tartışacak değilim. Ama şurası kesin: Oğuz Savaş’ı tanımlarken “Euroleague’in en iyi sırtı dönük gücüne sahip oyuncusu, gayet de iyi orta mesafe şutu var.” diyebilirdik. Bundan 9 yıl önce Ömer Aşık’lı, Semih Erden’li pivot rotasyonunun bir numaralı ismiydi Oğuz. İlerleyen süreçte ise her zaman ilk vazgeçilen oyuncu oldu Fenerbahçe’de. Bunu değiştirmek onun elindeydi. Dediğim gibi; acımasız bir oyundur basketbol. Ödülü de yüksek bedeli de. Oğuz ise basketbolunu geliştirememesinin bedelini Fenerbahçe seviyesinden düşerek ödedi.

 

5 of 5İleri

2015-2016’a dair

3 YORUMLAR

  1. Ne bjelicaymis arkadas tek basina final foura cikarmis takimi birde goudelock diye birri vardi bilmem cikarabilecekmisini hani her mac yirmi yirmi-yirmibes caktigi yetmezmis gibi he ceyregin macin sonundaki clutch sutlari sokup maclar falan kazdirmak gibi gereksiz isler yapiyordu. ismail senilun kisisel askiyla baslayan bjelica furyasi gittikten sonra iyice buyudu michael jordan mi bjelica mi deseler bjelica diye ciglik atacak bazilari.

  2. Herkes bjelica ve goudelock gittiği için fenerbahçenin güç kaybettiğini düşünsede obrodovic bu sene çok sert bir takım kurdu. Hazırlık maçlarında izlediğim kadarıyla Antic beklediğimden çok daha iyi çıktı. Jan Vesely her geçen gün çok daha iyi bir 5 numara oluyor. 4 numara pozisyonunu ise datome tamamlayacak gibi. Beni tek düşündüren maçın sıkıştığı anlarda sazı kimin eline alacağı, eskiden bu sorumluluğu goudelock alıyordu. Yazıda da bahsedildiği gibi dixon fb nin oyuncusu değildi alınma nedeni ise gs nin almasına izin vermemekti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler