Yaratılış üzerine düşünceler ve Furkan Aldemir’in önemi

Sevgi, insanoğlunun yaşamını sürdürmesinde evrimsel bir araçtır. Furkan Aldemir değildir.

Neden severiz?

Duygular için genellikle sevgi ile bağdaştırdığımız evrimsel sebepler vardır. Sevgi, karşılıklı fedakarlıklar sayesinde rahatça yaşadığımız doğada, evrende türlerin yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan şeydir. Biz, ortak yararlarımız için, üretmek için, neslimiz için bir işbirliği kurmak zorundayız.

Fakat insanlık tarihinde bir yerden sonra, sadece hayatta kalmak yeterli değildi. Bizim hayatta kalmamızı sağlayan dürtülerimiz ise daha normal etik ve estetik hale geldi. Toplumlar, bu evrimsel avantajın nasıl daha muazzam bir şeye dönüştüğü anlayışı üzerine kurulmuştur. Ortak değerlerimizi paylaşan insanlarla yaşıyoruz. Sadece onları aradığımız için değil, beraber yaşadığımız için bu değerlerimiz insanlara temas ettikçe pekişiyor.

Ortak bir doğru-yanlış anlayışına hemen hemen böyle ulaştık. Sanat ve edebiyat kriterlerine de böyle. Güzelliği kesin şeyleri bulmak, onlara değer vermek ve anlaşamadığımızda konuşup uzlaşmak için geliştik.

Standart normlardan bazı sapmalar kabul görür, ve hepimiz bu sapmaların bazılarını düşünceliliğimizin ve eşsizliğimizin birer kanıtı olarak iftiharla açıklarız. Örneğin: George Michael’ı Michael Jackson’dan ayırırım. Shakespeare’i severim ama Dickens’a katlanamam. Amerika’nın Emilia Clark hayranlığını anlamam. Katıldığı popüler bir televizyon şovunda ne kadar hoş bir kadın olduğunu ben de fark ettim, ama Esquire dergisi tarafından “Yaşayan En Seksi Kadın” unvanını alan Emilia Clarke’ın, bu unvanı alamayan diğer oyunculardan bir fazlası yok.

Fakat en önemlisi, bu maçta ligin en az yetenekli ve en az bilinen oyuncularından birinden gelen favori normal sezon istatistiğimin nasıl bir evrimsel sürecin sonucu olduğunu anlamıyorum.

Ocak ayındaki bu önemsiz maçta Furkan Aldemir benchten gelerek 19 dakika oyunda kaldı ve sayı üretmeyi bırakın şut bile atmadan 10 ribaunt aldı.

1985-86 sezonundan beri, benchten gelip şut atmadan çift haneli ribauntlara 20 kez ulaşıldı. Bu oyunların yarısında Reggie Evans ya da Dennis Rodman vardı. Evans ve Rodman’ın oyunda olmadığı 4 maçta diğer oyuncular faul çizgisinden 1 sayı buldular. Geriye kalan 6 maçta; yalnızca Chuck Hayes daha az oyunda kaldı ve buna rağmen 2 top çaldı ve 3 asist yaptı. Aldemir ise 0 top çalma ve 1 asist yaptı.

Basketbolda, değerli olan yegane şey sayı üretmek ve rakibinin aynı şeyleri yapmasını engellemektir. Bu, bir basketbol oyuncusunun görevidir. Basketbol stratejisinde geçtiğimiz 100 yıldaki her değişim bu iki amaca hizmet etti. Ve bunun sonucunda skorer oyuncuları, büyük oyun kurucuları ve iyi savunma oyuncularını ödüllendiriyoruz. Bunları iyi yapan oyuncular bizim ödüllendirdiğimiz doğuştan fiziksel özelliklere, zekaya ve yeteneğe sahipler.

“Atletizm, güç, zeka, yetenek” ilk bakışta evrimsel birer avantajlardır ve kazanmak için çok önemlilerdir. Bunlara basketbolda sadece kazanmak için önemli olduklarından dolayı değil, 20.000 yıl öncesinde de önemli oldukları için değer veriyoruz. Şu an basketbolda iyi olan kişiler, o zamanlarda barınak bulmada, mamut avlamada da iyi olurlardı.

Zeka ve atletizm içerse de, olayın çoğu potaya herkesten daha yakın olmaktır. Ribaunt almak, temel olarak topun rakibe geçmesini engellemek, başarılı bir şekilde basketbol oynamanın kritik bir parçası olsa da, kesin bir hücum ya da savunma hareketi değil. Bu nedenle muhteşem bir şey değil.

Bu maçla ilgili sevdiğim şey, Aldemir’in skor üretme hatta hücumda önemli bir rol oynama dürtüsünü reddedişi. O, neye değer verdiğimizi, neyi estetik bulduğumuzu gördü ve tamamen farklı bir yöne gitti. Bazı insanlar, bilhassa Evans ve Rodman, bununla kariyer yapabilirler ve bu yüzden ribaunt almak diğer her şey pahasına bazen daha mükemmeldir. Fakat Evans daha fazlasını yapmak için gerekli becerilere sahip değildi, ve Rodman belki de spor tarihinin en kurallara uymayan kişisi. Onların kendi nedenleri vardı ve tarih daha güzel duruyor.

Aldemir öyle değil. O bir veteran değil, henüz 7. NBA maçına çıkan 23 yaşında bir çaylaktı. Aldemir NBA’de boy gösterdi ve hemen gelişim programını reddetti. Paraya, kadınlara ve manşetlere götüren şeyleri gördü ve saniyesinde ‘istemiyorum’ dedi.

Ve bu yüzden Filedelfiya’da buz gibi bir pazartesi sabahında, bir ada gibi duran tamamen önemsiz bir adam; neredeyse görünmez ve karşı çıkan bir güç, evrimin güçlerini çaresiz bir şekilde kendinden öteye itiyor. O gece mükemmeldi, ve Sixers kariyeri sadece 41 maç süren Furkan Aldemir, kalbimde her zaman özel bir yere sahip olacak.

Ama süreç duygusuz ve bugün öğrendik ki sahip olma arzusuyla koşullandırdığımız insanlık formunda onun yürüme, konuşma ve ribaunt alma sisteminde bir yeri yok. Tam olarak anlayamıyorum ve ifade edemiyorum. Bu yüzden Sixers’dan aldığım zevk yoksul kalacak.

Sevgi için evrimsel bir avantaj var. Ama ruh için yok.


  • İçeriğin İngilizce aslı /libertyballers.com adresinde yer almakta olup, Michael Baumann’a aittir. 
  • İçeriğin Twitter paylaşımında kullanılan görsel ise yazının aslının yayımlandığı web adresi üzerinden temin edilmiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler