Vasilije Micic: “Anadolu Efes’te kafam rahat” #EuroLeague

Turkish Airlines EuroLeague temsilcimiz Anadolu Efes’in yıldızı Krunoslav Simon, takımının EuroLeague Medya Gününde basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Sertaç Şanlı ve Yiğitcan Saybir ile Zoom uygulaması üzerinden basın mensuplarıyla bir araya gelen Vasilije Micic, gelen soruları yanıtladı.

Micic, ekibimizin “Bu yaz döneminde senin için NBA ihtimali gündeme geldi. Bu süreci biraz anlatır mısın?” şeklindeki sorusuna “NBA’e gitme olasılığım doğdu bu yaz için, bu doğru. Coronavirus süreci yaşanmamış olsaydı farklı gelişmeler olabilirdi ama şu gerçeği atlamamak lazım, NBA’e gitmem sözleşmemdeki maddeler açısından pek de mümkün olmayabilirdi. Şu an Efes’te mutluyum, burada devam ediyorum ve kafamın burada rahat olduğunu belirtmek istiyorum.” şeklinde yanıtladı.

Micic’in medya gününde öne çıkan diğer açıklamaları şu şekilde:

“Annemin kaybı hayatımdaki en zor anları yaşamama neden oldu. Geçen yıl bu zamanlarda kendisini kaybetmiştik. Anneyi kaybetmenin acısını yaşayanlar bilir. Kendisi en büyük destekçimdi. Onunla özel bir ilişkimiz vardı. Ailecek Belgrad’a taşındığımızda beni en çok destekleyen o olmuştu. En büyük destekçim olduğu kadar en büyük eleştirmenim de o oldu. Kariyerimdeki ilk ciddi sakatlığı yaşadığımda da en büyük destekçim oydu. Aile bireyleri gerektiğinde diğer aile bireyleri için canlarını feda etmekten çekinmez. Asla pozitif tavrından ödün vermeden bana hep destek oldu. Tanrı’ya minnettarım, iyi ki o benim annemdi.

Orhun Ene ve Sarunas Jaskevicius kariyerime çok büyük destek oldu. TOFAŞ’ta oynamaya başladığımda özgüven sorunlarım vardı ve tecrübe eksikliği yaşıyordum. Kariyerim açısından çok önemli bir dönem oldu. Sadece basketbol açısından değil, bu dönem hayatıma etki etti. Orhun Ene benim basketboluma çok dokundu ve buraya gelmeden onun Türkiye basketbol tarihinde iz bırakmış biri olduğunu bilmiyordum. Bana çok destekçi oldu ve son derece özgüvenli bir koç. Saha içinde bana büyük bir özgürlük tanıdı. Ben de bu özgürlüğü hak ettiğimi düşünüyordum. Beni küçük yaştan beri takip ettiğini ve benimle çalıştığı için son derece mutlu olduğunu söyledi. Sadece saha içinde değil saha dışında da oyuncuya katkıları var. Daha iyi bir insan olabilmek konusunda da önemli bir katkısı olduğunu söylemek istiyorum. Şu anektodu paylaşmak istiyorum: Antrenmanlardan önce bazı şut idmanları yapıyorduk ve bunlar esnasında da başa baş giden bir eşleşme varsa o da bize katılıyordu. Son sözü söylemek için topu alıp üçlüğü atıyordu ve son sözü kendisi söylüyordu. Sonrasında bana dönüp ‘İşte bak ben böyleydim’ diyordu. ‘Son topları kariyerim boyunca bana kullandırdılar, senin de bu istikrarda olmanı istiyorum.’ demişti. Bunu orada oynadığım dönemde oldukça hissettirdi. Etrafımda güzel bir ortam yarattı ve son topları bana kullandırdı. Saras ile aralarındaki farkı söylemek istiyorum. Ene bana özgüven aşıladı ve bu anlamda bende iz ıraktı. Saras ise çok daha kısa süre içerisinde uzun yıllarda edinebileceğim tecrübeyi edinmemi sağladı. Bu da elbette EuroLeague’de en üst düzeyde basketbol oynayabilmemi sağladı. Her zaman bir lider gibi davranmam gerektiğini ve her zaman parkede görünür olmam gerektiğini bana aşıladı. Onlardan edindiğim kazanımları Anadolu Efes’te sergileme fırsatı elde ettim, bunun için mutluyum.

Dürüst olmak gerekirse ben henüz Bodiroga, Diamantidis gibi isimlerin elde ettiği başarıları elde etmiş değilim ve onlarla aynı kategoride olmaktan uzakta görüyorum kendimi. Şimdilik… Diamantidis benim idolümdür, kendisini çok yakından takip etmişimdir ve oyun tarzımı da onu örnek alarak yaratamaya ve adapte etmeye çalıştım. Top hakimiyetimi boyum uzadıkça geliştirmeye çalıştım ve bu da çok kolay olmadı. Bu noktada çok fazla çalıştım. Bu boydaki bir oyuncunun çok detaycı olması lazım. Bu boy avantajı özellikle savunmada öne çıkıyor. Hücumda da yaratıcılığınıza katkısı oluyor. Sizden daha kısa olan oyuncular bu sefer sizi savunmakta zorlanabiliyorlar.

Larkin ile iyi bir ikili olmamız işlerin doğal akışı içerisinde kendiliğinden oldu. Bu durumu aramızda anlaşıp biz yaratmadık. Takıma birlikte katıldık, başlangıçta kendisi takıma ve sisteme adapte olma konusunda sıkıntılar yaşasa da ben onun ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ilk görüşte anlamıştım. İki yıl önce Şubat’taki Barça maçında nefis bir performans sergiledi ve ondan sonra yükselişe geçti. Ben de kendi stilimi yaratmak ve takıma onun önünü kesmeden katkı sağlamam gerektiğini düşündüm. Üç farklı pozisyonda oynayabiliyorum, skorer özelliğim de var. O da benzer özelliklere sahip. Onun bu özellikleri bana fayda sağladı ve ben de bu konuda ona katkı sağladığımı düşünüyorum. Aramızda müthiş bir uyum oluştu ve umarım bu önümüzdeki sezonda da devam eder.

Efes’te oynama başladığımda pek çok kişi ‘Orada ikinci oyun kurucu olursun, süre alamazsın, sonuncu takıma gidiyorsun’ gibi şeyler söyledi ama hikaye öyle gelişmedi. NBA açısından baktığımda da bazı şehirlerin oynama açısından daha cazip olabileceğini kabul edebiliriz ama bir gün fırsatım olursa ve NBA’e oynama şansı elde edersem öncelikle süre alabileceğim, birincil rollerde kullanılabileceğim NBA takımlarında mücadele etmek isterim.

Ataman önceki koçlarımdan tamamen farklı biri. Şu anda bulunduğu noktaya onu getiren ve kendi içinde yaşadığı çok önemli ve farklı duygular var. Kendisi son derece açık fikirli ve takım içinde oldukça yüksek otoritesi olsa da oyuncularına özgürlük veren bir koç. Ben de buraya geldiğimde kendi tarzımı sahaya yansıtabileyim istiyordum. Bunu da hem takımımla hem de koçumla başardım. Açıkçası bana bu kadar büyük bir özgürlük vermesini beklemiyordum. İlk sezonumun ilk yarısında aramızdaki güven karşılıklı olarak inşa edildi. Kalan sezonlar bu şekilde ilerledi ve ben kafaca çok rahatım. Umarım bu şekilde devam eder. Tekrarlıyorum, sahada kendi kaderinizi kendiniz çiziyor olmanız bana olağanüstü bir mutluluk veriyor.

Kokoskov ile en son geçen sezon konuşmuştuk milli takımla ilgili. Fenerbahçe Beko ile imzalamasını beklemiyordum açıkçası, bence kimse de beklemiyordu. Kendisinin büyük bir takımda koçluk yapmak istediğini biliyordum. Şimdi önemli bir takımda önemli bir sorumluluğu var ve onun için çok mutluyum. Yerini buldu diye düşünüyorum ve kendi hikayesini yazabileceği önemli bir takımda. Obradovic’ten sonra önemli bir sınav. Fenerbahçe tarafına baktığımızda yeniden yapılanma sürecindeler. Karşılıklı oynamayı sabırsızlıkla bekliyorum. Fenerbahçe Beko’yu da diğer rakiplerden farklı görmüyorum. Başlarında Kokoskov’un olması benim üzerimde ekstra baskı yaratmayacaktır.

Jokic’ten size saatlerce bahsedebilirim. Çok eski bir dostluğumuz var. Kendisiyle yaşıtız, çok özel bir oyuncu ve basketboldan keyif alıyor. Basketbola karşı tutumunu hiç değiştirmedi e bu seviyelerde oynadığını görmek beni çok mutlu ediyor. Umarım milli takımda da birbirimizle oynamaya devam edeceğiz. Binde bir çıkar bu tip oyuncular, kendisi de Doncic gibi çok özel bir oyuncu.

Bir gün NBA’de oynamak elbette istiyorum, bu bir sır değil ama az önce de söylemiş olduğum gibi beni en mutlu eden şey sahada olmam, süre almam. Benim için önemli olan şey bu NBA açısından. Shane için de durum böyle, konuya ilişkin yaklaşımımız benzer ve bu da parayla satın alınabilecek bir şey değil. Bu bir son dans değil bence. Baktığınızda benim uzun vadeli planlarım yok ve bu seneye odaklandım. Sadece Efes’i düşünüyorum. Kruno ve Dunston ise başarıya halen aç oyuncular. Birbirimizi tanıyor olmanın avantajını da bu sezon yaşayacağız ve bu sezon sadece başarıya odaklandık. Tekrar birlikteyiz ve bizim en büyük avantajımız bu.”

Yıldız oyuncu toplantıya veda cümlesinde “Sizlerle birlikte olmak benim için büyük keyif. Efes’te olduğum sürece sizle görüşmeye açık ve istekliyim. Umarım yeniden sahalarda görüşürüz.” ifadelerini kullandı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler