-Basın toplantısında mavi gömlek ile ilgili sorulan soruda bu gömleğin hikayeleri bitmez demiştiniz. Karşıyaka taraftarı için büyük bir totem haline gelen mavi gömlekle alakalı unutamadığınız bir hikayenizi paylaşmak ister misiniz?
”Mavi gömlek, arka arkaya kazandığımız 14-15 maçlık bir seri yarattı bize. Sonrasında daha özel maçlarda seçmeye başladım çünkü bizim için adeta bir zırh gibiydi (Gülüyor). Maçları kazandıkça mavi gömleğin uğuru ve totemi arttı ve sonunda da şu an bile konuşuluyor. Sadece benimle değil, taraftarla ve kulüple de özdeşleşti bu gömlek. Totem sadece bir batıl inanç gibi görünür ama aslında beyne bir şekilde o başarıyı, kazanmayı verirsin. Bu yüzden mavi gömleğin bizim üzerimizde psikolojik olarak getirisi var diyebiliriz.”
– Bir sezon boyunca kulüp takımı çalıştırmadınız. Adrenalini ve çalışmayı çok sevdiğinizi biliyoruz. Haftadan haftaya olan yüksek tempoyu özlediniz mi? Bu bir senelik düşen tempoyu nasıl değerlendirdiniz?
”Açıkçası özledim ama bir yandan da yedi sekiz senelik temponun ardından böyle bir ara vermek gerekiyordu. Bu bir senelik düşen tempo bana iyi geldi. Yüksek tempoyu, o adrenalini bırakmak zordu fakat bu dönemde ailemle vakit geçirdim ve kendime daha fazla zaman ayırabilme şansı buldum.”
-Dünya kupasına yaklaşıyoruz. NBA’de oynayan oyuncularımız da aday kadroda. Amerika Birleşik Devletleri gibi zorlu bir rakibin de bulunduğu grubumuzla ilgili ne düşünüyorsunuz? Dünya kupasından ülke olarak ne beklemeliyiz?
”Bizim çok cici, beraber oynamaktan zevk alan, güzel kadromuz var. Türk halkı her zaman milli takımı destekler ama dönem dönem farklı jenerasyonlara olan destek daha farklıdır ve biz bu desteği yakaladık. Çok genç bir takımız. Eksik oyuncularımızla, 26-27 farklı oyuncuyla çok zorlu iki gruptan gelerek ilk defa puantaj usullü Dünya kupasına gitmeye hak kazandık. NBA’deki oyuncularımızın da katılımıyla tam kadro olacağız ve bence her şeyi başarabilecek, çok potansiyelli bir yapımız var. Dünya kupasında çok güzel sonuçlar alabileceğimizi ve hedefimiz olan olimpiyatlara hak kazanabileceğimizi düşünüyorum. FIBA’nın olimpiyatlara katılmak için koyduğu statü hem karışık, hem de zor. Bu durumda bu katılma hakkını Dünya kupasından elde edersek bizim için müthiş bir başarı olur. Eğer hak elde edemezsek de yine de bir şekilde elemeleri geçip olimpiyatlarda Türkiye olarak olmamız gerekiyor. Grubumuz, Amerika da olduğu için kolay bir grup değil. Gruptan ilk iki çıkıyor bu yüzden hep bir kontenjan dolu gibi bakmak gerekiyor. Bence bütün takımları yenebiliriz ve elimizden geleni yapacağımıza inanıyorum. Güzel bir enerji ile güzel bir sonuç çıkarmayı bekliyoruz. Ben de bunun heyecanını yaşıyorum.”
– Aday kadroya hem Bobby Dixon’ı hem de Scottie Wilbekin’ı çağırdınız. Devşirme oyuncu hakkından dolayı iki oyuncudan birisi ana kadroya kalamayacak. Sizce hangisi bir adım önde?
”Öncelikle iki oyuncuyu da davet etmemizin sebebi 2017 Avrupa Şampiyonası’nda Ali Muhammed’in turnuvaya dört gün kala sakatlanmasından dolayı devşirme hakkımızdan mahrum kalmıştık. İkisi de bizim devşirme oyuncumuz, ikisine de Türk olma hakkı verdik. Dolayısıyla bizim bu hakkı kullanmaktan daha doğal bir düşüncemiz olamaz. Hangisi bir adım önde sorunuza gelirsek sezon içerisinde daha çok Scottie Wilbekin ile oynadık. Ali Muhammed de geldiği zaman bize uyum sağlayan önemli bir oyuncu. Bizim için çok kolay bir karar değil ama elemeleri de Wilbekin ile oynadığımız için bu hakkı Wilbekin ile kullanmaya biraz daha yakınız. Kamp çalışmalarının başlamasıyla beraber durumu netleştireceğiz. Ayrıca kadromuzda dört tane ümit milli takımda oynayan genç oyuncumuz var. Bu, gençlerimizin hevesini ve coşkusunu biraz daha artırabilmek için yaptığımız bir şey. Daha alttan gelebilecek gençlere ”Buralarda ben de olmalıyım.” düşüncesini yerleştirmek ve onları motive etmek adına bir uygulama. Tabii kadroda genç yaşın özellikle de benim açımdan bir önemi olmuyor. Parkede kim o işi iyi yapıyorsa o coşkuya ve takım birliğine katılıyorsa formayı alır.”