-Karşıyaka’da adınızın geçtiği andan itibaren herkesin aklına yaşanılan şampiyonluk geliyor. Bir yandan da elinizde üç senedir playoff yapamayan, 2015/16 sezonunda EuroLeague’de mücadele etmiş ama şuan FIBA Europe Cup’ta oynayacak bir takım var. Beklentileri 2012/13 sezonundaki gibi mi ayarlamak gerekiyor, yoksa bundan sonraki sezonlara şampiyonluk iddiasıyla girilme ihtimali var mı?
”Hayallerin şampiyonluk kazandığımız yıl gibi olması normal. Beklentilerin de bu şekilde olmasını anlayabiliyorum çünkü çıtayı buraya biz yükselttik. Ama bence yeni bir kadro kurulacağı için daha çok geçmiş dönemdeki başarıyı nasıl yakaladığımızı irdelemeliyiz. Önümüzdeki sezon içerisinde nasıl bir başarı yakalamayı, arkasından o şampiyonlukları ve kupaları düşünmeliyiz. Fenerbahçe Beko’nun, Anadolu Efes’in bu kadar yüksek bütçeleri olduğu, TOFAŞ, Telekom, Galatasaray gibi takımların iyi sayılabilecek bütçelerle yer aldığı bir ligde gerçekçi beklentiler içine girmek gerek.”
“Başarının tamamen bütçeye bağlı olmadığını çok iyi bilen biriyim. Ben inanıyorum ki sezon içerisinde büyüyen, vites artıran bir takım olacağız. Camiamıza ve taraftarımızla beraber o sinerjiyi oluşturabileceğimizi ve bu inancı oyunculara yansıtabileceğimizi düşünüyorum. Bir defa özellikle Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu’nu tekrar kale haline getireceğiz. Lig, milli takımda da olduğum için, başlangıç dediğimiz Eylül ve Kasım ayları arasında bizim adımıza kolay olmayacak ki bu gayet doğal ancak Aralık, Ocak veya playoff döneminde daha vites artırmış, daha iyi oynayan bir takım olacağımızı düşünüyorum. Eski başarılarımızı tekrar yakalayacağımıza inanıyorum ama öncelikle sağlam bir temel atmamız gerek.”
– EuroLeague’den bahsetmişken o sezona rüya gibi bir Barcelona Lassa maçıyla başlamış, sonrasında şanssızlıklar, sakatlıklar derken zor bir sezon olmuştu. O sezonun hikayesi neydi?
”Bizim için çok kolay bir sezon değildi çünkü şampiyonluktan sonra takımın bir sürü önemli parçasını kaybettik. Bu yüzden çok üst düzey ve ilk defa oynayacağımız organizasyonda yeni bir takım kurmak zorunda kaldık. Üstüne sakatlıklar da yaşanınca bizim için ağır ve zorlu geçen bir sezon olmuştu. Bu bizim için bir tecrübeydi. Bence önemli olan üstüne koyabilmek ve o seviyelere aday olabilir miyiz sorusunu sorgulamak. Son üç seneye bakıldığında geri gittik. Geçtiğimiz sezon EuroLeague’de final oynayan Anadolu Efes, ondan önceki sezon EuroLeague’i sonuncu bitirmişti. Harika iş başardılar fakat herkes biliyor ki EuroLeague çok ağır tempo. Geniş bir kadro, iyi bir bütçe gerekiyor.”
“Biz oraya gitmeye hak kazandık ama acaba orada oynamaya organizasyon olarak hazır mıydık, bence değildik. Çok tutkuluyduk ve bence o seviyeyi bizim için bir tecrübe olarak görmek lazım. Hiç unutmuyorum, ilk hafta Barcelona Lassa’yı yendikten sonra üçüncü hafta Panathinaikos deplasmanında herkes ”biz bunları kesin yeneriz” diyordu (Gülüyor). Sonuca gelirsek bizim için sakatlıkların yaşandığı, kimyayı oluşturmakta zorlandığımız ve takımın yıprandığı çok zor bir sezon olmuştu.”
-Kaan Kural’a bir programda ”Oyunda ne gibi yenilikler görebiliriz?” diye bir soru sorulmuştu. O da Ufuk Hoca’nın zaman zaman maç içinde oynattığı tam saha baskıyı ileride daha sık görebiliriz demişti. Sizin için bu oyunun geçmişi ne ve neden tam saha baskıyı uygulayan nadir koçlardan bir tanesisiniz?
”Her koçun bakışı farklı olabilir. Ben mesela rakipten o topu biraz daha almak istiyorum. Oyunda her topun değeri çok fazla ve rakibin o tarafını eksik bırakmak benim için önemli. Bazı koçlar vardır tempoyu düşürür, pozisyon sayısını azaltmak ister ama benim felsefemde hem tempoyu yakalayabilmek hem de takımın heyecanını ve enerjisini sahaya yansıtmak öne çıkıyor. Ayrıca Karşıyaka da buna uygun bir yer. Belki başka bir yerde farklı bir sistem uygulayabilirsiniz ama taraftarıyla o heyecanı ve tempoyu seven Karşıyaka’da durağan bir basketbol düşünemiyorum. Bu sistemi Anadolu Efes’te göreve geldiğimde de uyguluyordum ama asıl başarıyı Pınar Karşıyaka’da yakaladık. Baktığınız zaman ligde 2-2-1’i uygulamayan takım yok. Bunlar unutuluyor ama biz yıllar önce Juan Palacios’u getirdiğimizde herkes ”bundan uzun olmaz” demişti. Sonrasında Palacios, şampiyonluğun önemli bir faktörü olmuştu. Rakibinizin bütçesi sizden katbekat üstünken biz bir şekilde fark yaratmayı düşündüğümüz için bu yollara girmiştik.”
-Geçtiğimiz dönemin şampiyonlukta biten yolculuğunda ”Bizim bir hayalimiz var…” sloganı çok büyük yankı bulmuştu. İkinci Karşıyaka yolculuğundaki hayaliniz nedir?
”O zaman da ‘Bizim bir hayalimiz var…’ dediğimde sonunu noktalı bırakmıştım. Şu an yeni bir slogan yok ama belki takımı kurduktan sonra aklıma yeni bir slogan gelecektir. Elbet yeni bir şeyler bulacağız ama biz de hayaller bitmez.”