Top sürebilen bir foto blogger: Keenan Evans | TB ÖZEL #EuroLeague

Turkish Airlines EuroLeague’in 17. haftasında temsilcimiz Fenerbahçe Beko ile kozlarını paylaşacak Zalgiris‘te sezonun yıldızı Keenan Evans, heyecan dolu mücadele öncesinde sorularımızı yanıtladı.

Top sürebilen bir foto blogger: Keenan Evans | TB ÖZEL

Röportaj: Barış Cevahir, TrendBasket

For the English version of the interview, you can click here.


Kaunas’ta sakin ve soğuk bir kış günü. Zalgirio Arena etrafındaki taraftarlar bu sezon burada düzenlenecek Final Four’da olabilme hayaliyle bu haftanın maçını bekliyor. Biz ise salonun yolunu tutup Avrupa’da 4. yılını geçiren Texas Tech çıkışlı oyun kurucu ile buluşuyoruz.

Keenan Evans ile anlaştığımız saatte güzel bir basketbol sohbeti başlıyor. Kolej, sokak basketbolu, fotoğrafçılık, EuroLeague, yüksek atlamacı Olimpik sporcu bir baba ve Avrupa basketbolunda ismini duyurmaya başlayan oğlu…

İyi okumalar basketbolseverler!


Sezonun şimdiye kadar olan bölümü nasıl gidiyor? İlk yarı henüz tamamlandı, sezonun önemli günlerine doğru yol alıyoruz. Takım ve bireysel olarak, bu sezon hakkında neler söylemek istersin?

“İyi bir başlangıç yaptık şimdiye dek. Özellikle geçen sezonumu da hesaba katarsak bu sezonun ilk yarısına gerçekten iyi başladığımızı düşünüyorum. Yarın ise başka bir maç var, ikinci yarıya başlıyoruz.

Bireysel olarak ise ligin ilk yarısında birtakım başarılara imza attım. Bunu biraz daha katlamak ve sezon ortasına ulaşmak istiyorum. Çalışmaya devam ediyoruz. Biraz daha zorlayabiliriz çünkü bu sezonki playoff yarışı gerçekten çılgınca. Dolayısıyla bunu yapabiliriz.”

Yarın Fenerbahçe Beko ile kozlarınızı paylaşacaksınız. Bu sezon Avrupa’nın en zorlu takımlarından birisi onlar. Onlara karşı oynayacak olman hakkında neler söylemek istersin?

“Her pozisyonda iyiler. Bu onları iyi bir takım haline getiriyor. Beraber harika oynuyorlar. Çok iyi bir takım, iyi oyunculara ve iyi bir koça sahipler. Kesinlikle iyi bir takım olduklarını söyleyebilirim.”

@bczalgiris

Zalgiris taraftarlarını da sormam gerekiyor. NCAA’den bu tarz atmosferlere aşina olduğunu biliyoruz. Ancak burası farklı. ABD’deki arkadaşlarına bu taraftarları nasıl anlatıyorsun?

“Adamım, bu gerçekten müthiş! Onlara bana Texas Tech’i hatırlattığını söylüyorum fakat yine de farklı. Biliyorsun, farklı bir atmosfer fakat neredeyse aynı… Sadece kültür biraz değişik. Gerçekten çılgınca.

Geçen gün bir arkadaşıma her maç hazırlığı yaptığımda, ne zaman salona geldiğimde ya da isimlerin anons edildiği zamanda rahatladığımı söylüyordum. Viking alkışı yapıyorlar. Her zaman rahatlıyorum.

Onların önünde oynamak büyük bir zevk. Bizi gerçekten güçlü bir şekilde destekliyor. Pek çok takım böyle değil, bu gerçekten harika.”

NCAA demişken, kolej zamanlarında belki de ligdeki ve kendi konferasındaki en zorlu oyunculardan biriydin. Bir keresinde, sezonun son bölümünü kırık ayak parmağınla oynadığını söylemiştin. Doğru muydu bu? Ve EuroLeague’i NCAA ya da ABD’nin -NBA ya da G-League- rekabetçiliğiyle karşılaştırır mısın?

“Öncelikle şunu söyleyeyim ki o bilgi doğruydu. Son sezonumdaydım. Mükemmel bir sezonun içerisindeydik. Sonrasında doktor eğer oynamayı sürdürürsem sakatlığı daha kötü bir hale getireceğimi söyledi. Bense sadece oynamaya devam ettim.

Ağrı kesici almıştım, acıyı dindirsin diye de bazı tedavi edici şeyler kullandım. Kesinlikle zorluydu! Ama eğlenceliydi de… Bir kez daha olsa yine tekrar tekrar yapardım çünkü playoff’a kalmıştık. O yıl, o zamanlar harikaydı.

EuroLeague’i kolejle karşılaştırmaya gelirsek ise bunu gerçekten yapabileceğimizi sanmıyorum. Orası gerçekten farklı bir atmosfer. Kolejler çok farklı. Genel olarak ise burada sezon daha fazla fiziksel geçiyor. Benim oynadığım okulda da fiziksel bir takımdık tabii fakat burası daha fazla fiziksel.

Bildiğin gibi, NBA ya da G-League, daha fazla sayı atıldığını görebilirsin buralarda. Bazen gerçekten sıkı savunma yapılıyor fakat genel olarak sayı, sayı ve daha fazla sayı… Bu gerçekten farklı. Kurallar da farklı bu arada.”

Teksas derbisinde Texas Longhorns’a karşı son saniye maç kazandıran basket atmıştın son senende. Michael Jordan’ın “The Shot” atışı gibiydi adeta. O da mı kırık parmaklaydı?

“Hayır, hayır… (Gülüyor) O büyük ihtimal ondan iki maç önceydi.”

Teksas’tan geliyorsun. Teksas her zaman harika NBA oyuncularına sahip olan bir yer. Büyürken ve basketbola oynamaya başladığında idolün kimdi?

“Basketbola ilk başladığım zaman, sanıyorum ki bazı oyuncular vardı, bilmiyorum ‘And-1”ı biliyor musun, ABD’deki sokak basketbolu olayıydı. Bayağı büyüktü. Bir çeşit Harlem Globetrotters gibiydi. Biraz daha havalı versiyonu. O tarz oyuncuları sayabilirim. Tüm gün bütün videoları izliyordum ve topun nasıl sürüldüğünü öğrendim.

Sonrasında televizyonu açtım, Allen Iverson’ı izledim. Formasını aldığım ilk NBA oyuncusu da oydu. Ayakkabılarını da almıştım. Biraz daha büyüdüğümde LeBron’u gördüm. LeBron’u izlemek büyük bir keyif. Dwyane Wade’i söyleyebilirim, Chris Paul’u da tabii.”

Şu an şunu fark ettim ki oyun tarzın da saydığın oyuncuların karışımı gibi. Biraz Iverson, biraz Wade…

“Evet, belki biraz da LeBron… (Gülüyor)”

Bu sıralarda baban -Kenny Evans- da bir olimpik bir yüksek atlamacıydı. O seni sporda nasıl etkiledi?

“Nasıl sıkı çalışmam gerektiğini biliyordu. Duymak isteyeceğim şeyler yerine ‘Yeterince agresif değilsin’ gibi ihtiyacım olan şeyleri bana söylerdi. Her zaman doğruyu söylerdi bana. Her zaman içtendi. Bunu söylemesi gerektiği tonu da her zaman bilir.

Bilirsin bazı insanlar sadece seni düşürür: Berbatsın, berbat bir gün geçiriyorsun, senden hiç bir şey olmaz… Fakat o her zaman hakaret etmeden mesajı nasıl bana ileteceğini bilirdi.”

Aynı zamanda harika bir hobin var Instagram’dan bildiğimiz üzere. Güzel fotoğrafları kameranla çekip fotoğraf blogunda paylaşıyorsun. Bu işe nasıl başladığını ve şimdiye kadar fotoğrafını çektiğin favori şehrini sormak istiyorum.

“Vay canına! Bu gerçekten zor. Geçen yaz başladım. Ana hesabımı ise Kaunas’a ilk geldiğimde açtım. Şimdilik büyük bir çoğunluğu Kaunas fakat yazın Turks & Caicos Adaları’na gitmiştim, gerçekten güzeldi. Harika fotoğraflar var oradan. Orasının dışında Meksika da harikaydı.”

Final Four burada, Kaunas’ta olacak. Zalgiris’in orada ev sahibi olma olasılığı hakkında ne söylemek istersin? Sizin için nasıl olurdu?

“Harika olabilir. Bu taraftarlar bunu çok ama çok istiyor. Playoffa kalmak için çok çalışacağız. Önce playofflar, sonrasında ise her şey mümkün. Sadece odaklanıp bunu gerçekleştirmeliyiz. Çünkü Final Four’da olursak bizim için avantaj olurdu bu. Ev sahibi avantajı, şahane olurdu gerçekten.”

Artık 26 yaşındasın. Avrupa’da 25-30 yaş aralığında parlayan birçok Amerikalı oyuncu hâlâ tekrar NBA’de oynama hedefine sahip. Peki ya sen? Şimdiden bloglarda ya da sosyal medyada EuroLeague’deki potansiyelin hakkında belki de ligin ana yıldızı olabilir mi gibisinden şeyler konuşuluyor. Gelecek yıllar için amacın neler?

“Tabii ki her zaman orada olmak isterim. Arkadaşların ve ailenin etrafında oynamak, ABD’yi terk edeli yurt dışında 4. yılım, tekrar eğlenceli olabilir. Ana hedef tabii ki NBA fakat, odağım şu an burada.

Eğer geleceğe çok bağlanırsam şu anla eğlenemem. Dolayısıyla sadece gerçekten çok çalışmayı ve burada en iyimi göstermeyi deniyorum. O imkân gelirse, zaten gelir… Sanıyorum ki her oyuncu onu ister.”

Son olarak, aynı zamanda birçok Amerikalı oyun kurucu da Avrupa’daki milli takımlarda oynamak için federasyonlardan teklif alıyor. Bu durum hakkında ne söylersin? Eğer Avrupa’daki bir ulusal federasyondan teklif gelirse oynamak ister misin?

“Gerçekten havalı olurdu. Biliyorsun ki geçen sene EuroBasket’i izlemek çok eğlenceliydi. Bir gün denemek isterim.”

Röportajımızı sonlandırman önce Keenan Evans’a “O mu bu mu?” diye sorduk. Beş kısa cevap aldık.

TrendBasket

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler