Tek sorumlu Sasha Djordjevic mi?
Elbette tek sorumlu Sasha Djordjevic değil. Fenerbahçe Beko’nun mevcut durumunun birden fazla sorumlusu olduğu aşikar. Söz konusu sorumlular kümesinin içinde ise Maurizio Gherardini başı çekiyor.
Fenerbahçe Beko’nun genel menajerinin adını duyan var mı? Gherardi’nin işler kötü gittiğinde dişe dokunur bir şey söylediğini işittiniz mi? Yahut Avrupa’nın en başarılı genel menajerlerinden birinin kriz anlarındaki bir eyleminin dışarıdan bakan bir gözün bile görebileceği seviyede olumlu etki yarattığını hissettiniz mi?
Benim için yukarıdaki soruların tamamının yanıtı hayır. Zaten Google’da Gherardini’nin adını arattığınızda kendisinin açıklamalarının yer aldığı son haber Fenerbahçe’nin 24 Ağustos 2021 tarihindeki medya gününden. Yani tam üç ay önce. Ondan önceki ilk haber ise geçen sezon Kaunas deplasmanında verdiği 17 Aralık 2020 tarihli röportaj.
Kısacası bir basketbolsever için Gherardini’nin varlığı kağıt üstündeki bir isimden fazlası değil. Peki doğru olan bu mu? Yoksa genel menajer pozisyonunun görev tanımı içinde kriz iletişimini yönetmek, krize müdahale edildiğini kamuoyu ile paylaşmak ya da paylaşılmasını sağlamak da yok mu?
Aslında Fenerbahçe Beko’nun sporcu sakatlıklarını da bilmece haline getirdiğini düşünürseniz Gherardini’nin ortalarda olmaması sürpriz değil. Özellikle sarı lacivertlilerin geçen sezondan bu yana bol bol kriz yaşadığı göz önünde bulundurulursa bir genel menajerin çözüm üretir gibi görünmekten bile bu kadar uzak olmasının kabul edilebilir olmadığını düşünüyorum.
Gerçi Sasha Djordjevic tercihi çözüm üretmesinin de pek hayırlı olmadığını gösteriyor.
Öncelikle şunu açık şekilde belirtmeliyim ki Kokoskov döneminde alınan kötü sonuçlarla bugünkü tabloyu benzeştirmek çok anlamsız. Hamilton, Ulanovas ve Eddie gibi oyuncularla, henüz Guduric de gelmemişken, yaşam mücadelesi veren Kokoskov ile elindeki malzemeyi maksimum verimsizlikte kullanan Djordjevic arasında durum karşılaştırması yapmak abesle iştigal etmekten fazlası değil.
Yeri gelmişken Kokoskov ile Fenerbahçe yönetimi arasında geçen sezonki EuroLeague playoff serisinde yaşanan sorunların ciddi bir yönetim zaafı göstergesi olduğunu düşündüğümü belirterek tekrar Djordjevic’e döneyim.
Kokoskov’un ayrılığının ardından Fenerbahçe Beko’nun dönem itibarıyla koç seçimi konusunda kısıtlandığını kabul ediyorum. Fakat Maurizio Gherardini’nin yapabileceği çok az sayıdaki seçim teorik olarak Djordjevic’ten kötü olmayı vadediyordu.
Kariyeri kötü basketbol oynattığı takımlarla dolu olan ve farklı takımlarda oynattığı oyunların hepsi basketbol kamuoyu tarafından soru işaretleriyle karşılanan bir antrenörü, oyuncu profili bazında çeşitliliği yüksek ve potansiyelli Fenerbahçe Beko kadrosunun başına getirmeyi dün olmadığı gibi, bugün de anlamıyorum. Kendisine üç yıllık sözleşme* verilmesi ise bambaşka seviyede, izahı çok güç bir karar.
Djordjevic’in maç içinde doğru beşleri nadiren bulması, bulduğu doğru beşleri de maç sonlarında kullanmamayı tercih etmesi bir takımın ne kadar kötü yönetilebileceğine dair basketbolseverlere güzel bir seyirlik sunuyor.
Nitekim Polonara’nın az süre alması, rotasyondaki diğer dengesizlikler, bazı oyuncularda çokça ısrar edilmesi ve parkede farklı şeyler denenmemesi Djordjevic’in yaptığı temel hatalar arasında rahatlıkla sayılabilir. Örneğin Polonara ve Pierre ikilisine sahip bir koçun EuroLeague’deki 11 maçın hiçbirinde takımı kısaltıp, en azından birkaç dakika, seyri değiştirmeye çalışmaması gerçekten daha fazla söze gerek bırakmıyor.
Ben de bu örnekleri çoğaltıp Djordjevic’in kötü bir koç olduğunu uzun uzun anlatmak istemiyorum. Zaten kötü hoca olduğunu Fenerbahçe yönetimi ve Gherardini hariç herkes biliyordu. Yapamadıkları kesinlikle sürpriz değil.
Öte yandan Djordjevic’in takımı için söylenebilecek en çarpıcı şey, kimle oynadıkları fark etmeksizin, EuroLeague’in en kötü takımlarını bile iyi gösterdikleri. Dün oynanan Zalgiris Kaunas maçı bunun güzel örneklerinden biri.
Yazıyı Djordjevic ekseninden tekrar Gherardini eksenine taşıyıp noktalayacağım. Kokoskov’un ayrıldığı ve Djordjevic ile anlaşılan döneme geri dönelim. Sizce de Gherardini kalibresindeki bir genel menajer için Djordjevic ile sözleşme imzalamak fazla kolaycılık değil mi?
Sonuçta Djordjevic bir yere kaçmıyordu. Daha düşük bir maaş (tamamen tahmin) ve daha makul bir sözleşme süresiyle başarılı olasılığı görece yüksek, alternatif bir isme yönelmek acaba kamuoyuna yansıtıldığı kadar imkansız mıydı?
Demem o ki Sasha Djordjevic ezelden beri kötü koçtu ve bugün de öyle. Djordjevic’i takımınızın başına getirip başarı hedefi koyamayacağınıza göre mevcut tablonun en büyük sorumluları Djordjevic’e sözleşme veren ve sözleşme verilmesini onaylayanlardır.
Olası çıkış yolu ise daha fazla kan kaybı yaşamadan Gherardini ve Djordjevic ile yolları ayırıp birtakım idari değişikliklere gitmek gibi görünüyor. Guard eklemek, pota altını takviye etmek vs. Fenerbahçe Beko’yu kötü koç yönetiminden de idari zaaflardan da kurtarmayacaktır.
* Linkte de göreceğiniz üzere Fenerbahçe, resmi internet sitesinden sözleşmenin üç yıllık olduğunu açıklamıştı. Sözleşmenin sene, koç ve kulüp bazındaki muhtemel opsiyonlarıyla ilgili resmi bir açıklama olmadığını belirtmek isterim.