TB ÖZEL | Kerem Gönlüm: “Kendimizi kaybolan jenerasyon olarak görüyorum”

– Cevap içinde “Genç oyuncu tecrübesiz değildir.” şeklinde bir söyleminiz oldu. Buna bağlı olarak yabancı sınırın sizce nasıl olması gerektiğini ve bir genç oyuncu için oynamanın mı yoksa rekabetin mi daha yararlı olacağını sormak istiyorum.

“Yabancı sınırı hep konuşulan bir konu. Bizim dönemimizde sahada üç tane Türk olmak zorundaydı. Devamında da aldığımız sürelerle alakalı 12 Dev Adam efsanesi oluştu. Gerçekten sahada olmak önemli. Tabii önemli oyuncularla antrenman yapabilirsin ama sahada bilmediğin insanların, rakiplerin sana vereceği tepkiler karşısında hazırlıklı olabilmek maçla oluyor. Şu an bence zaten Türk oyuncuların en büyük sıkıntısı süre almamaları. Yabancı sınırıyla alakalı değil. Bizim zamanımızda da yabancılar geliyordu ama biz yine sürelerimizi rekabetle  alıyorduk. Hiçbir koç faydalanabileceği bir genç oyuncuyu oynatmamazlık etmez. Şimdi Ergin Ataman ve Zeljko Obradovic zorlu EuroLeague maratonundan sonra Türkiye’de rotasyona giriyor. Burada oynayabilmen lazım. Bu bir anda 10 dakika, 20 dakikayla da olmaz. Yavaş yavaş süreni sahaya verdiğin artılarla artırman lazım. Benim de ilk EuroLeague maçım Murat Didin’in beni Olympiacos karşısına sürmesiyle oldu. İlk maçımda 30 dakika oynamadım ki. 9-10 dakika oynadım. Ondan sonra 11 dakika oldu, 12 dakika oldu ve öyle artırdım. Sahaya ne verdiğiniz önemli.”

– Buna bağlı olarak Cedi Osman’dan yola çıkıp bir soru soracağım. Kendisi sahada kalarak sezon içinde büyüdü. Hem onun gençler adına nasıl bir örnek olabileceğini hem de kendisinin, Furkan’ın Ersan’ın performansları hakkında yorum yapmanızı istesem?

“Mesela Furkan Efes’te oynamıyordu ve Banvit’e giderek oynamaya başladı. Bu da kendisine NBA kapısını açtı. Bu önemli bir karar. Şu an mesela birçok genç oyuncumuz oynamıyor. Örneğin Okben Ulubay çok iyi bir yeteneğimiz ve kulübü yok. Bu sezonu boş geçirdi. Seneye ne yapacağı belli değil. Bu tarz genç oyuncuların bence biraz daha planlı ve programlı, düşünerek ilerlemeleri lazım. Bir anda en üst seviyeye çıkıp devamında aşağı doğru gideceklerine istikrarlı bir şekilde ilerlemeleri gerekir. Çünkü başarı istikrarla, sürdürülebilirlikle geliyor. Gençlerin önünde örnek almaları gereken birçok kişi var. Cedi süresini artırdı, Furkan’ın sakatlıkları oluyor, Ersan zaten artık oranın ağa babası oldu. Çok tecrübeli, kaçıncı sezonunu yaşıyor… Bu sezon finale kalabilseydi çok da sevinecektik ama maalesef o gururu yaşayamadık. Cedi Osman’ın özellikle gelişimini gördüm. Ben Efes’te oynarken o genç oyuncuydu, çok çalışıyordu. Furkan da öyle. Genç kardeşlerimizin bu isimleri örnek alıp çok çalışmaları gerekiyor.”

– Hazır NBA’den konu açılmışken sizin de bir NBA münasebetiniz olmuştu ve bunu konuşmak istiyorum. Uzun süre Spurs tarafından takip edildiniz ve 2004’te de oldukça ciddiye binmişti işler. NBA maceranıza başlayabilseydiniz o dönemde orada kalıcı olabileceğinizi düşünüyor muydunuz? Bu süreci anlatır mısınız?

“Spurs ve Gregg Popovich buraya hazırlık maçına gelmişlerdi. Popovich beni beğenmiş ve bana iki yıllık bir kontrat önerdiler. Ülker’de oynuyordum ve Ülkerspor’la aramdaki kontrat durumunu çözemediğim için Ülker beni göndermedi ben çok istememe rağmen. Pişmanlık gibi bir durum yok, sonuçta olması gereken oluyor hayatta. Ama ne yapabilirdim, başka insanlara bırakmayabilirdim. Menajerime ve yöneticime çok güvendim. Hallolabileceğini düşündüm ama öyle olmadı. Oraya gitseydim özellikle Spurs gibi kolej havası olan bir takımda, Avrupalıların, kıta dışından çok fazla oyuncunun bulunduğu bir takımda başarılı olabileceğimi düşünüyordum.”

– Günümüz basketbolunun prensipleri ve NBA’in Avrupalı oyunculara olan ilgisini göz önüne aldığımızda bu dönemde oynuyor olsaydınız yolunuz NBA’den geçer miydi?

“Tabii ki. NBA zaten bir oyuncunun en büyük hayali, basketbolun zirvesi. Benim oynadığım dönemle şimdiki dönemi kıyaslamak istemiyorum ama ben her zaman iş yapabilecek bir uzundum. Mobil, mücadele eden oyuncuydum. Ben her zaman söylerim, haddimi bilerek oynardım. İstatisitiki olarak çok istikrarlı olmasam da hep aranılan oyuncu oldum. Mücadelemle, takımın yapıcı oyuncularından olmamla… Dönem fark etmeksizin, her daim NBA’de oynayabilirdim. O konuda bir şüphem yok.”

“San Antonio Spurs bana iki yıllık kontrat önermişti”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler