TB ÖZEL | Anadolu Efes için o sene bu sene mi? Ergin Ataman’ın takımı Final Four’a gidebilecek mi?

Barça da benzer şekilde geçen seneyi EuroLeague’de büyük hayal kırıklığı yaratarak normal sezonu 13. sırada tamamladı ve playoff’a katılma şansının yakınından bile geçemedi. ACB’de de Efes’in Basketbol Süper Ligi’nde olduğu gibi playoff yarı finalinde elenmekten kurtulamadı. Daha küçük çaplı da olsa sene başı revizyona giderek geçen senenin hayal kırıklığını silmek istediler ve bütçe olarak yine beklentileri tam karşılamasalar da son yıllara nazaran gelişim gösterdikleri aşikâr. Pesic’in takımı beşinci sıraya uzanırken aslında sezon için çokça iniş çıkışlar yaşadı. Birçok galibiyet ve mağlubiyet serileri içeren dalgalı performansları ve bazı maçlarda aldıkları sürpriz yenilgiler belki de normal sezonu Efes’in ardında, beşinci sırada ve saha avantajı olmadan kapatmalarına sebep oldu. Bu sezon Efes’in en büyük avantajı, her ne kadar büyük maç performansı eleştirilse de nispeten güçsüz takımlara karşı gösterdiği kusursuza yakın performans oldu. Efes playoff yapamayan sekiz takımla oynadığı 16 karşılaşmadan 14’ünü kazanmayı başarırken Barça ise bu maçlarda 11 galibiyette kaldı. Pesic sistemini Efes’in aksine sert savunma üzerine kurarken top yönlendirmeyi çokça bir numara pozisyonuna bırakıp sert, yaratıcıdan çok tamamlayıcı üç dört rotasyonuyla oynamayı tercih etti. Bu sistem onlara bazı zorluk derecesi yüksek maçları kazandırsa da kısıtlı yetenek havuzu ve sayıca çok olsa da birbirine benzer oyuncu grubu nispeten kolay maçlarda sonuç almalarına engel oldu. Aslında serinin anahtarı da burada.

İstatistik

Aslında istatistiklerin kullanımı konusunda hep çekimser kalmayı tercih edip sahada gerçekten olan biteni tam yansıtmadıklarını düşünenlerdenim. Tam olarak Alex Ferguson’un meşhur “İstatistik mini eteğe benzer; çok şey gösterir, ama asıl görünmesi gerekeni göstermez.”sözüne inanıyorum da diyebilirim. Çünkü en basitinden hücum alanında üç sayılık basket bulup kendisine artı istatistik yazdıran oyuncunun 10 saniye sonra savunma alanındaki tembelliği sebebiyle yedirdiği üç sayılık basket istatistik kağıdında eksi olarak yer bulamıyor maalesef. Bunun gibi çok örnek sayılabilir. Hele ki oyuncunun toplam performansını ölçen verimlilik puanı istatiğine hiç bakmıyorum bile diyebilirim. Hesaplama bu şekilde yapıldığı sürece de benim için bir şey ifade etmemeye devam edecek. En basitinden oyun içinde bir adet serbest atış isabetinin ya da alınan bir faulün bana göre maç içinde çok daha değerli blok ya da top çalma istatistiği ile aynı değerde puanlanması bana pek mantıklı bir değerlendirme olarak gelmiyor. Zaten bu yıl normal verimlilik puanı birincisinin Mike James olması bile hesaplamanın ne kadar yanıltıcı olduğu hakkında fikir veriyor.

Kısıtlı yetenek havuzu, birbirine benzer oyuncu grubu

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler