Taraftarlar sordu, Kevin Love yanıtladı: ”Kobe Bryant, Bill Walton, UCLA…” | #çeviri

Cavs’in takım başarısında sence takımın idarecileri, top toplayıcı çocuklar ve çalışanlar ne kadar rol oynuyor? -Sean

Takımımızdaki herkes şunu der: Onlar ailenin bir parçası gibi. Her şey onlarla başlıyor. Geçen sezonun en güzel anlarından  birisi, Cavs ailesindekileri bizimle beraber şampiyonluk turunda olurken görmekti.

Neden kameraya bakmadın? -Travis

Benim hatam. Bir dahaki sefere bakayım! Hem de kamera açını kapatmaya çalışan sağ taraftaki o elin de hikayesini duymak isterim. Adamını box outla!

Tüm zamanların en iyi UCLA takımını oluşturacak olsan  ilk beşin ve altıncı adamın kim olurdu? -Erkki C.

Tüm zamanlar mı? Bu kulağa çok çılgınca geliyor. Çünkü beş tane efsanevi takım oluşturabilirsin ancak yine de denerim.

Peki, iki numarada Russell Westbrook oynar. Point guard olarak da galiba Baron Davis. Kareem Abdul Jabbar ve Bill Walton da pota altı oyuncularım olurdu. Üç numarada ise Ed O’Bannon.(Bençten gelecekler de genç oyuncular olurdu-Zach LaVine veya Lonzo Ball gibi oyuncular spektaküler hareketler yapardı.)

Geçen sene kazandığın o ağır şampiyonluk kemeri ile hala nasıl birisini oynayabileceği hakkında endişe duyuyorum. Onu, maçlar sırasında takıyorsun değil mi? -James #halaherşeyimiortayakoyuyorum 

Eğer elimde olsaydı bunu yapabileceğime inanmalısın dostum. Adam Silver’ı benim için arar mısın? Bu kıyafet yönetmeliği ile ilgili bir durum.

Özellikle basketbolu sevmeni sağlayan bir an oldu mu?-Amaya

Basketbol oynayarak büyüdüm, ancak öne çıkan bir an vardı ki, o da sekiz yaşımdayken UCLA’in Oregon’la oynayacağı maçı izlemeye gitmemdi. O zaman NCAA’i o sene kazanacak olan Bruins takımına ilk kez denk geldiğim zamandı. O’Bannon kardeşler. Büyük ihtimalle o anda UCLA’e gitmek istemeyi kafama koymuştum, ki bu da düşündüğümden çok daha büyük bir şeydi, zira babam Oregon’un En Seçkin Sporcuları arasında yer alıyordu. Belki de Oregon’a gitmem gerekiyordu, ama benim başka fikirlerim vardı.

Mükemmel bir günün neleri kapsıyor? Eğer hiç  çalışma zorunluluğun olmasa, ne yapardın? -Alona

Galiba takımı ağırlardım. Geçen sene playofflar başladıktan sonra çok sayıda takım yemeğimiz oldu ve bu bir gelenek haline geldi. İlk turlarda oldukça bol zamanımız oldu, bizde Cleveland’da takılarak bekledik. Yemekler genelde akşam altı ya da yedi gibi olurdu, ancak Richard Jefferson ve Channing Frye öğleden sonra 3 gibi gelirlerdi. Erken geldiklerini söylerdim, ancak dinlemezlerdi. Ben de onlara bodruma gitmelerini söylerdim, orada oyun odası  ve TV vardı, herkes gelene kadar orada takılırlardı.

UCLA’de okurken Bill Walton ile hiç karşılaştın mı? -Kyle

Onla ilk karşılaştığım zamanı sana anlatayım. İlk yıl öğrencisi olarak onunla kampüste karşılaştım. Otuz dakika boyunca konuştuk ancak Bill kesinlikle 29 dakika konuşmuştur.

O haftanın ilerleyen günlerinde Koç Wooden’a rastladım ve ona Bill Walton ile konuşma fırsatı yakaladığımdan bahsettim.

Koç Wooden:”Onun ile konuşma fırsatı bulduğuna emin misin?” dedi.

Ona biraz diye yanıt verdim.

Koç Wooden, bana Bill’in en iyi oyuncularından biri olduğunu, ancak kolejdeyken kekemelik yaşadığını söyledi. Zamanla bunu aşmış. “Bill bir’ konuşmaya başladı mı, asla durmak istemezdi.” dedi.

Finallerde 2-1 veya 3-1 geride olduğunuzdaki hislerini nasıl açıklarsın? -Mark R.

Kazanabileceğimize her zaman  inandığımızı söylediğimde, bu doğruydu-tüm takım için. ikini maçı kaybettikten sonra, dünyadaki herkes bu işin bittiğini söylüyordu. Oracle Arena’dan ayrıldım ve bir arkadaşım gelip bana şunları söyledi: ”Bu Ali-Foreman boks maçı gibi. Bu seri daha uzayacak.” O durumda, takımdaki arkadaşlarım ve benim dışımda, bu serinin yedinci maça gideceğini söyleyen, Oracle’deki tek insan o arkadaşımdı.

Kobe Bryant ile bir hikayeniz var mı ve onu tarihteki en iyi oyuncular arasında nerede görüyorsun? -Li Fuyang

Ailemin hep Los Angeles ile bir bağı olmuştur, ben de bu yüzden Kobe’ye özel bir saygı duymuşumdur. Kendi jenerasyonunun en iyi skoreri o ve büyük olasılıkla da en iyi oyunculardan birisi.

Kariyerimin ilk yıllarında onu izleyebildiğim için şanslıyım, çünkü ikimiz de 2012 Olimpik Takımı’ndaydık. Ama bakalııımm… Kobe ile aklıma gelen hikaye Los Angeles’daki 2011 All-Star maçındaydı. Maçtan önce ısınırken herkes dalga geçme modundaydı ve gevşiyordu ve Kobe bana doğru gelerek “Nasıl bu kadar çok ribaund alıyorsun?” dedi.

Photo by Jason Miller/Getty Images
Photo by Jason Miller/Getty Images

Onun şaka yaptığını düşündüm, çünkü All-Star maçındaydık, ancak ciddi gözüküyordu ve ben de ona birkaç püf noktası gösterdim. Maçtan önce, ben Dirk Nowitzki ile konuşurken, o yanıma geldi ve “Çıkıp oynayacağım ve double-double yapacağım” dedi. Maçın ilerleyen bölümlerinde Kobe yanıma geldi ve dostça sarıldı.

Gülümsüyordu. ”Sana demiştim,sana demiştim.” dedi.

Ben benche doğru yürürken Dirk kahkaha atıyordu. Alman aksanıyla bana ”Bu çılgınca adamım, çılgınca. Kobe bir şeyi söylediği zaman onu yapıyor.”

Kobe maçı 37 sayı ve 14 ribaundla tamamladı.

 

KL_Black_Athlete_Signature

 


Orijinal kaynak | Mailbag: Kevin Love – The Players Tribune

2 of 2İleri

Kevin Love’a taraftarlardan mektup var! – II

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler