Spurs, Ginobili’yi 1999 Draft’ının 57. sırasından neredeyse yanlışlıkla seçmişti. Buford, Ginobili’ye aslında 1997 Avustralya’da düzenlenen U22 Dünya Şampiyonası’nda göz koymuştu. Başka genç oyuncuları analiz etmek için oradaydı, Ginobili’nin adını daha önce hiç duymamıştı. “Vahşi bir tay gibiydi adeta.” dedi Buford, “Bazıları anlam ifade eden, bazılarıysa etmeyen çılgınca şeyler yapıyordu.”
1999 yılında Spurs, NBA şampiyonluğunu elde ettiğinde herkes pahalı kadroyu bir arada tutabilmeyi umuyordu. O yılki draft haklarında ise şans eseri birini seçmek istemiyorlardı. Kendi seçimi için adil bir anlaşmaya varamayınca ilk sıradan seçme hakkını takas eden Spurs, Ginobili üzerine risk almıştı. Hatta Arjantinli oyuncunun 17 sıra önündeki Gordon Giricek için de şans yakalamışlardı. “Ne şanslıydık ama!” şeklinde yorumladı Buford, bu durumu.
Ginobili kendi patlamasını yaşadığında herkes gibi onlar da çok şaşkındı. Gregg Popovich o zamanlar ABD Milli Takımı’nda asistan koç olarak görevliydi ve Ginobili’yi sonunda San Antonio Spurs formasıyla izleyeceği için oldukça heyecanlıydı. “Timmy’e dedim ki, ‘Yeni bir adam geliyor ve Birleşik Devletler’deki hiç kimse onun yeteneğinden haberdar değil.’’ “Timmy’nin tepkisi ise kaşlarını kaldırmak olmuştu.”
“Pop’tan bu cümleleri daha önce başka oyuncular için de duymuştum.” diye itiraf ediyor Duncan, “Her neyse, yakında göreceğiz.”
Yazıda sözü geçen “Arjantin Basketbol Federasyonu’nun maddi açıdan kötü günler geçirdiği dönemler oldu;” kısmını somutlaştırmak isterim.
Bahsedilen kötü dönemin doruk noktası 2002 yılıydı. Hatta o yıl dünya şampiyonasından hemen önce İstanbul’da ilki gerçekleştirilecek olan Efes Pilsen World Cup’a ekonomik nedenlerle katılamamışlardı.(Arjantin yerine apar topar Bulgaristan çağrılmıştı turnuvaya)..
2002 Dünya basketbol şampiyonasının konaklama masraflarını da zaten Ginobili kendi cebinden karşılamıştı.. Herkes final maçında nasıl katledildiklerini alenen görmüştü(95 eurobasket finali faciasıyla eşdeğer).. “don’t cry for me Argentina” şarkısı eşliğinde final maçından sonra hüngür hüngür ağlamıştı herkes ve kaybettikleri için değil, hakları yenildiği için..
Mükemmel bir yazı olmuş. Ünlü basketbolcu Ginobilinin yaşamı güzel cümlelerle ve arada resimlerle sıkmadan güzel bir şeklinde anlatılmış. Yazıda bir tane bile anlatım bozukluğu veya noktalama hatası yok. Hazırlayanın emeğine ve ellerine sağlık diyorum ve yeni yazılarını merakla bekliyorum. ..
Çok güzel olmuş
Manu’nun yaşamı ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Tebrikler
Zach Lowe’ın (ESPN Senior Writer) Manu Ginobili hakkında yazdığı yazıdan güzel bir çeviri yapmış yazar arkadaş, tebrik etmek gerekir.
Muthis yazi. Elinize saglik
Çok güzel bir yazıydı, keyifle okudum. Muazzam emek harcadığı her yerinden belli oluyor. Yazarın ellerine sağlık, tebrik ederim…