Sekizli final günlükleri #2-3 | İki gün 75 kuruş farkla tek pakette

Çeyrek finalden yarı finale vardık. İlk eşleşme Türk Telekom karşısında sürpriz yapan JDA Dijon ile Hapoel Jerusalem karşısında sürpriz yapan San Pablo Burgos arasındaydı. Maçın başında Dijon alışık olduğumuz üzere ikili oyunun top yönlendiricisine agresif bir ikili sıkıştırma getirdi. Burgos kısaları – ki maç başında bu isim Alex Renfroe idi – topu elden erken çıkarmaya zorlandı ancak bu bir problem teşkil etmedi. Alanı geniş kullanan ve doğru paylaşan Burgos bir veya iki pasta doğru ve boş şutu bulacak noktaya geldi.

Dijon’un pick-and-roll’da topu önce ortaya, sonra tek pasla köşeye üçlük için yollama şeması bu maçın da ilk bölümünde durdurulamadı. Burgos’un Jerusalem’e yaptığı perimetre baskısını gösterememesi bir etkendi. Dijon hücumu akmaktaydı ancak üçlükler ilk beş dakikada girmemişti. Beşinci dakikanın ardından San Pablo Burgos sahadaki enerji seviyesinde vitesi artırdı ve maçın ilk kırılma anını yaşadık. Önce, ikili oyunlarda kısanın perdeye takılsa dahi pozisyonu takip etmeyi bırakmaması bounce pasla ortadaki uzunu bulan Dijon’un top kayıplarına yol açtı. Sonra, çeyrek finalde de gördüğümüz üzere, açık alanda gözü kapalı oynayacak kadar keskin ve üçlükleri sokan Burgos farkı bir anda artırmaya başladı. İlk çeyreğin ikinci beş dakikasını çarşamba akşamı da görmüştük. (5/10) üç sayı isabeti, top kayıplarından gelen 10 sayı, 23-13 çeyrek skoru. Dijon’da ise 7 top kaybı, (1/5) üçlük. Maçın trendi daha bu dakikalarda şekillenmişti.

Dijon kısalarına perdeye gelen Chassang’ın erken devrilmesiyle postta bulduğu bire bir pozisyonlar dışında skor üretemeyen Dijon, Burgos’un hücum sahasına Moğol ordusu hızında ve gücünde gidişini engelleyemedi. 16. dakikada Burgos’un Dijon’u skorda ikiye katladığını (36-18) görmek kesinlikle maç öncesi beklenen bir şey değildi. Bu noktada Burgos maçı kırma şansını Ken Horton’ın kahraman olma çabasında attığı ani ve yanlış üçlüklerle tepti.

İyi oynayan kazandı

Maç içinde geriden gelip öne geçmesiyle bilinen Dijon, savunmada bir kez daha adam değişmeye sarıldı. İkinci yarıda da Axel Julien’in önderliğinde potaya çok daha fazla giden bir Dijon izledik. Yine de basketbol yanıltmadı. Dar bir alanda sadece on kişiyle oynanan bir oyunda rastlantısal sonuçlara haliyle az yer oluyor. Burgos başta mikrodalga skoreri Vitor Benite olmak üzere birçok oyuncusunu devreye sokup istediği oyunu sahaya tam olarak yansıtabildi. Savunmada sorunlar yaşayan, son çeyrek geldiğinde rahat savunma ribaundu bile alamaz haldeki, Axel Julien ve Chase Simon dışında hücumda devreye oyuncu sokamayan Dijon bu basketbol maçını kazanamadı. Bu kadar fazla değişkeni kazanan San Pablo Burgos doğal olarak maçı da kazandı.

Basketbolda iyi oynayan genellikle kazanır ancak yetenek seviyesi yüksek takımlar bazen idealinden uzak oyunla da kazanabilir. Yetenek seviyesi yüksek takımlar iyi oynadığında da ortaya AEK-Zaragoza maçı çıkar. AEK maça öyle bir girdi ki maçın kazananından bir an bile şüphe edemedi kimse.

Sahaya ağırlık ancak bu kadar koyulabilir

Maç başında Zaragoza’nın penetrelerine karşı fiziksel ve agresif bir savunma yapan AEK, sonuçta sadece faul hakkının erken dolduğunu gördü. Fakat İspanyolların topu maç başında Jason Thompson’a indirmeyi tercih etmesi ve Birleşik Amerikalının uygulamadaki sıkıntıları topun AEK potasından geçmemesine sebepti. Linos Chrysikopoulos’un üç dakika dolmadan gelen iki üçlük isabeti maçın özetinin ilk parçasıydı. Langford’ın dört sayısı üçüncü dakikada skoru 10-0’a getirdi. Alınan mola sonrası Brussino’nun aldığı sorumluluk skoru ortaya getirdi fakat AEK durdurulamaz bir günündeydi ve Zaragoza bunu kısa sürede hissedecekti.

Nymburk karşısında maça kötü şut atarak başlayan, bu nedenle oyunu tamamen bire bir skorerlerine bırakan ve düşük tempo ile hareketlilikte hücum eden AEK, şutların erkenden girmesiyle sekizli final seviyesinde görmediğimiz bir hücum gücüne erişti. AEK hatırı sayılır şekilde öndeydi ki dokuzuncu dakikada oyuna Matt Lojeski girdi. Yaklaşık dört maç dakikası sonra Lojeski’nin üç üçlük isabeti ve 11 sayısı vardı; AEK’in üstünlüğü 9’dan 19’a çıkmıştı. Maçı kıran Lojeski ilk yarıda sadece altı dakika oynamıştı ve ikinci yarıda oyuna dahi girmedi. Yaptıklarının Zaragoza cephesindeki karşılığı şu tweet’te saklı:

 

Sahaya ağırlık ancak bu kadar koyulabilirdi. Bu noktada maçın da bittiği anlaşılıyordu. DJ Seeley gemisini kurtarmak için skora bakmadan saldırmaya devam etti Zaragoza adına. Üçüncü çeyrekte ise Tyrese Rice gördüğü her savunmacıya çalım attığı bir çeyrek oynayıp maçtan rekabet bekleyenlere üstün bir yeteneği izlemenin hazzını sundu.

 

Sekizli final dördüncü gün programı

17.00: JDA Dijon-Casademont Zaragoza (üçüncülük maçı)

20.00: San Pablo Burgos-AEK (final)

3 of 3İleri

Sekizli final üçüncü gün | İyiler genellikle kazanır

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler