Rade Zagorac: ”Çok çalıştık ve başardık!” (TB Özel) #FIBAU20Europe

Bir şampiyonanın daha sonuna geldik. Geçtiğimiz ay sonunda başlayan ve merakla beklenen U19 Dünya Şampiyonasının ardından Temmuz ayının başında başlayan U20 Avrupa Basketbol Şampiyonası da geçtiğimiz Pazar günü sona erdi. Turnuvanın Şampiyonu, İspanya’yı mağlup eden Sırbistan oldu. U20 Millilerimiz ise tıpkı U19 Dünya Şampiyonasında olduğu gibi Bronz madalyayı boynuna takarak o kürsüdeki yerini almasını bildi. Hedefimizin madalya olduğu bu şampiyonada kürsüde yer alamız çok önemliydi. Üstelik tam takım olarak sadece bir gün çalışabildiğimiz bir turnuva öncesi kamp dönemine rağmen. Ayrıca bu jenerasyonun en önemli iki oyuncusu olan Cedi Osman ve Kenan Sipahi’nin olmadığı bir turnuvadan bahsediyoruz. Buradan tekrar oyuncularımızı ve Taner Günay başta olmak üzere tüm teknik kadromuzu tebrik edelim. Ancak sıkıntılarda yaşadık. Oyuncularımız sezon içerisinde aldıkları minimum süreler nedeniyle oyunlarındaki bireysel anlamda gösterdikleri gelişme pek iç açıcı değildi. Bu konu tartışmaya çok açık bir konu ve bu yazıda bunlardan bahsetmeyeceğim. Ana konumuz Sırbistan olacak. Turnuvayı namağlup Şampiyon tamamlayan Sırbistan takımının en önemli isimlerinin başında gelen Rade Zagorac ile keyifli bir sohbet yapma imkanı bulduk. Buradan tekrar Rade Zagorac’a teşekkürlerimiz sunalım.

{7C1E558F-FDE8-4BF8-AB83-DAFC9E8E821C}flexible

Sırbistan’ın 1995 jenerasyonu gerçekten çok yetenekli oyunculardan kurulu. İtiraf etmeliyim ki sene içerisinde bu oyuncuları pek takip etme şansı bulamadım. Ancak Ognjen Jaramaz, Rade Zagorac ve Davidovac’ı 2013’te Riga’da düzenlenen U18 Avrupa Şampiyonasından beri takip ettiğimi belirtmeliyim. Aynı şekilde Marko Tejic ve Nikola Rebic’i de geçtiğimiz sezon itibariyle altyapı şampiyonalarında izleme şansı bulmam onlar hakkında fikir sahibi olmam adına yeterli oldu. Nitekim de U20 Avrupa Şampiyonası sırasında neredeyse tüm takımın form durumunu araştırmaya çalıştım. Gözüme çarpan bir konu oldu. Türk Basketbolu olarak yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri, altyapıda yer alan potansiyelli gençlerimizi seneler geçmesine rağmen üst seviye basketbola monte edemememiz. Nice örnekler var elimizde. Ancak Sırbistan’ın bu konuda gösterdiği gelişim ve oturtmuş oldukları sistem gerçekten takdire şayan. Örnek verecek olursak; bu jenerasyonun en önemli potansiyellerinden biri olan Ognjen Jaramaz, Mega Vizura’da geçirdiği sezondan yaklaşık 20 karşılaşmada 22 dakika ortalama süre ile oynadı. Ayrıca Rade Zagorac da Adriyatik Ligi’nde yaklaşık 30 dakikaya oynayan bir oyuncu konumunda. Nikola Rebic ve Marko Tejic de Kızılyıldız forması ile aldıkları süreler ile oyunlarını bir tık daha yukarı çıkarmasını bildiler. Bunun dışında Marko Guduric de geçtiğimiz sezonlardaki sönük performansına rağmen Sırbistan Ligi’nde oynadığı karşılaşmalarla oyununu bir üst seviyeye çıkarmasını başardı. Bu örnekleri gördükten sonra insan imrenmiyor değil. Umarım bizde en kısa zamanda genç oyuncularımızı üst seviye basketbola geçirme adına gerekli hamleleri yapabiliriz. Her neyse tekrar Sırbistan takımına dönelim.

{291B89F3-18D0-4E16-8B8B-D28FCD11F874}flexible

Turnuva öncesinde Sırbistan kadrosu açıklandığında herkes Sırbistan’ı favori olarak görüyordu. Nasıl olmasın ki Dusan Ristic olmasa bile bu seviye basketbolun en önemli isimleri o kadroda yer alıyordu. Nitekim İstanbul’da düzenlenen Turgut Atakol Turnuvasında ne kadar yetenekli bir takım olduklarını göstermeye başladılar. Yetenekli Yıldızları ile İstanbul’a gelen Fransa ve ev sahibi olan Türkiye dahil oynadıkları tüm karşılaşmalardan galip ayrılmasını bildiler. Türkiye’ye 35 sayı fark atan bu takım, final karşılaşmasında da ikinci yarı oynadıkları nefis oyun ile Fransa’yı mağlup ettiler ve Avrupa’nın U20 yaş kategorisindeki en prestijli hazırlık turnuvalarının başında gelen Turgut Atakol Turnuvasında Şampiyon olmayı başardılar. Aslında İstanbul’daki turnuvada Avrupa Şampiyonasının ufak bir kesiti oldu. Hangi takımların başarılı olabileceği ya da hangi takımların hayal kırıklığı olacağı konusunda az çok bir kanıya vardığımızı düşünüyorum.

İtalya’nın Sabbiadoro kentinde düzenlenen Avrupa Şampiyonasında B Grubundaki ilk karşılaşmasında Letonya ile karşılaşan Sırbistan’da Rade Zagorac, Ongjen Jaramaz, Marko Tejic ve Nikola Rebic göz önünde olan isimlerdi hiç şüphesiz. Ancak bu ‘’Tayfanın’’ yanına bir de geçtiğimiz senelerde çok göze batmayan Marko Guduric eklenince daha geniş rotasyona sahip bir takım çıktı ortaya. Bu kadar geniş rotasyona sahip bir takımın ilk tur gruplarında zorlanması pek beklenemez ve nitekim de öyle oldu. Oynadıkları 4 karşılaşmadan da galip ayrılan Sırbistan, maç başına rakiplerine 24,5 sayı fark atarak ezici bir üstünlük kurdu. Sırbistan dışında da favoriler elbette vardı. Timothe Luwawu, Bouteille ve Yabusele’li kadrosu ile Fransa haricinde Marc Garcia, Alberto Abalde ve İlimane Diop’lu kadrolarıyla turnuvada yer alan İspanya’da iddialı konumda yer alıyorlardı.

İlk tur gruplarının ardından 2. Tur gruplarında İtalya, Belçika ve Fransa ile karşılaşacak olan Sırbistan, turnuvanın o zamana kadar ki en formda takımıydılar ve bu 3 rakibi de yenerek ne kadar formda olduklarını gösterdiler. 2. Tur gruplarını da lider tamamlayan Sırplar, çeyrek finalde Domantas Sabonis’li Litvanya ile eşleştiler. Çapraz gruptan son anda çıkan Litvanya, rakibine direnemedi ve Yarı Finale yükselen takım Sırbistan oldu. ‘’Beşli Tayfanın’’ haricinde Davidovac’ta çok iyi bir oyun ortaya koydu ve Yarı Finalde Milli Takımımızın rakibi oldular.

{B59B7045-5854-4EE8-AB37-8EB8D6262C4E}flexible

Milllilerimiz, Yarı Finale gelene kadar birkaç çelme yedi desek herhalde yanlış olmayacaktır. Turnuvadan bir gün önce tam takım olarak toparlanan Ümitler, yine de takım içerisindeki arkadaşlıkla Yarı Finale kadar gelmesini bildi. Geldi gelmesine ancak 2. Tur gruplarının son karşılaşmasında oynadığımız İspanya karşılaşması bizim adımıza hiç de iyi geçmedi. Bu tedirginlikler ile beraber Sırbistan’ın bir adım önde olduğunu söylemem gerekiyor. Ancak yine de ben çekişmeli bir maç olacağını düşünmüştüm. Düşüncelerim sadece ilk periyotta gerçekleşti. Emircan Koşut’un etkili oyunuyla ayakta kalan Millilerimiz, Sırbistan’ın belki de kadro olarak en zayıf sayabileceğimiz bölgesi olan boyalı bölgede üstünlük kurmayı başardı. Ancak bu sadece bir periyod sürdü. Turnuvanın göze çarpan isimlerinden biri olan Guduric bizi yaktı adeta. Onun haricinde Rebic, Zagorac, Jaramaz ve Tejic’e de önlem alamayınca sahadan farklı mağlup ayrılarak Finale çıkma şansını kaybettik. Tıpkı U19 Dünya Şampiyonasında da olduğu gibi ben bu maç itibariyle Sırbistan’ı destekleyen taraf oldum. 🙂 O turnuva da bize karşı harika oynayan Hırvatlar, ne kadar istediklerini ve ne kadar iyi takım olduklarını göstermişlerdi. U20 Avrupa Şampiyonasında da ben bu ışığı Sırbistan’da gördüm ve final karşılaşması öncesinde Sırbistan’ın daha favori olduğundan bahsettim. Final maçında yer alacak ikinci ekibe gelirsek; bizi 2. Tur gruplarında mağlup eden ve iyi bir turnuva geçiren İspanya ‘dan başkası olamazdı.  İspanya takımı iyi oyunculardan kurulu bir takım. Özellikle boyalı bölgede Sırbistan’a oranla çok daha iyi bir rotasyona sahiplerdi. Ancak dış oyuncuları konusunda aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Turnuvanın en büyük hayal kırıklıklarından olan Alberto Abalde, Finale kadar çok istikrarsız bir görüntü verdi. Ayrıca bir çok altyapı şampiyonasında forma giyen Agusti Sans da beklentilerin altındaydı.

{9BA764B9-D438-4B3F-A38F-492DF5150575}flexible

Bu şekilde gelinen Final karşılaşmasına özellikle Marc Garcia’nın dışarıdan çok etkili başlamasıyla İspanya bir adım öne çıkan ekip oldu. Finale kadar namağlup gelen Sırbistan ise biraz sersemledi. Aslında bana göre bu normaldi. Beklentilerin bu kadar yüksek olduğu bir takımın maç başında hafif bir bocalama yaşaması beklenebilir. Nitekim de bu sıkıntıdan Ognjen Jaramaz’ın önderliğinde ve Rade Zagorac’ın sayılarıyla çıktılar. Maçı kafa kafaya getirmeyi başaran Sırplar, öne geçmesini bildi ve ilk yarının sonunda bir sayı öne geçen taraf oldular. Ne olduysa ikinci yarı ile birlikte oldu. Sırp oyuncularsezon içerisinde aldıkları nitelikli sürelerle kendilerine olan güvenlerini sahaya çok iyi yansıttılar. Nasıl yansıttılar? Maçın en kritik anlarında dışarıdan Rade Zagorac, Ongjen Jaramaz ve Nikola Rebic ile buldukları 3 sayılık isabetlerle rakibin direncini kırdılar. Ayrıca turnuvanın en formda oyuncularından Guduric ile de içerden etkili olan Sırplar, Şampiyonluğa uzanan taraf oldu. Bana göre kesinlikle hak ettiler. Hazırlık karşılaşmaları dahil çıktıkları 18 karşılaşmadan da galip ayrılan Sırplar, müthiş bir turnuvayı geride bıraktı. Bunun ödülünü de o Şampiyonluk kupasını kaldırarak aldılar. Takım olarak Sırbistan’ı tebrik ediyorum. Bireysel olarak bakacak olursak; Marko Guduric tüm turnuva boyunca çok iyi bir oyun ortaya koydu ve turnuvanın ‘’En Değerli Oyuncusu’’ olmayı başardı. Ayrıca takımın oyun kurucusu olan Nikola Rebic de ‘’En iyi Beşteki’’ yerini aldı. Takımın diğer önemli oyuncuları ise bu kararlara yüz asacakları yerde arkadaşlarını sonuna kadar destekleyerek birbirlerine ne kadar inandıklarını gösterdiler. Rade Zagorac tüm turnuva boyunca çok önemli katkılar verdi ve bu ödüllerden birini alabilirdi. Aynı şekilde finaldeki oyunuyla beğeni toplayan Ognjen Jaramaz ve turnuva genelinde iyi bir oyun çizen Marko Tejic de bu ödüllerden birini alabilirlerdi. Açıkçası en iyi beşte yer alan tüm oyuncular Sırbistan Takımından seçilse kimse şaşırmazdı 🙂 Bu şekilde sona eren U20 Avrupa Şampiyonasının ardından yukarıda da belirttiğim gibi bu jenerasyonun önemli isimlerinden  ve ileride net oyuncu olarak görülen Rade Zagorac ile bir söyleşi yaptık. İsterseniz yavaş yavaş keyifli söyleşimize doğru geçelim.

 {58FE07C6-7360-4018-864C-7A52F8D05F68}flexible

Sohbetimize ilk olarak turnuva öncesinden başlamamızın doğru olacağını düşündüm ve ilk soru olarak hazırlık sürecini sordum. Zagorac ise soruma şu şekilde cevap verdi; ‘’Şampiyona öncesi hazırlık dönemimizin uzun sürdüğünü söyleyemeyiz. Kısıtlı bir zamanımız vardı. Takımımız tam takım olarak çalışma şansı pek bulamadı. Bazı önemli oyuncularımız bize Türkiye’de düzenlenen Turgut Atakol Turnuvası ile katıldı. Bazıları ise turnuvaya yalnızca 10 gün kala bize katılabildi. Ancak yine de çok tempolu bir şekilde hazırlandık.’’

Turnuva öncesinde Sırp kadrosu açıklandığında çok yetenekli oyunculardan kurulu olduklarını zaten söylemiştim. Bu kadrodan ilk olarak neler beklendiğini ve bu kadar yetenekli bir takımın üzerinde baskı olup olmadığını merak ettim. Zagorac’ın cevabı şu şekildeydi; ‘’Evet çok yetenekli oyunculardan kurulu bir takımdık ve turnuva öncesinde beklentiler yüksekti. Bununla birlikte baskı da vardı. İlk günden itibaren bu beklentileri karşılamak adına çok çalıştık. Altın madalyayı almak için çok uğraştık ve başardık. Bu başarıdan dolayı da çok memnunuz.’’

Sohbetimizde U20 Avrupa Şampiyonasına dönüş yaptım. Yarı Finale gelene kadar ki sürecin nasıl geçtiğini sordum. Çünkü oraya kadar namağlup geldiler ve Milli Takımımızla eşleştiler. Hem turnuva genelini hem de Türkiye maçının nasıl geçtiğini sorduğumda  Zagorac’ın düşünceleri şu şekildeydi; ‘’Evet. Biz tüm karşılaşmalarımızı kazandık. Hazırlık karşılaşmaları ile birlikte sezonu 18 galibiyeti kapattık ve hiç kaybetmedik. Çıktığımız her maçta tek hedefimiz vardı. O da galibiyet. Türkiye’ye gelecek olursak; gerçekten iyi bir takımlar. Fakat bize karşı kimsenin 40 dakika iyi oynayacağını düşünmüyorduk ve bunu biliyorduk. Sadece oluşan tek soru rakiplerimizi ne zaman yavaşlatacağımızdı.’’

Namağlup olarak Finale gelen Sırbistan Takımı, İspanya ile eşleşmişti. Karşılaşma öncesindeki düşüncelerini sorduğum da Zagorac’ın cevabı çok netti; ‘’Her maçımıza Final olarak baktık ve sadece kazanmayı düşündük ve başardık.’’

İspanya’yı yenerek Şampiyon olan Sırbistan, bu kategoride sanırım 2008’den sonra ilk kez kürsünün en üst basamağında yer aldı. Zagorac’ın maç sonrasındaki düşünceleri şöyleydi;  ‘’Dediğim gibi biz sahaya çok fazla enerji ortaya koyduk ve oyunun içinde rakibimize göre değil kendi isteğimize mücadele ettik. Bu sayede çok farklı olduğumuzu gösterdik ve Şampiyon olduk.’’

Bireysel açıdan çok iyi bir turnuva geçirdi Zagorac. Üstelik fiziksel olarak da hazır durumda ve gelecek için önemli sinyaller verdi. Turnuva genelindeki kendi oyununu şu şekilde özetledi; ‘’Çok teşekkür ederim. Bireysel olarak sağlam bir turnuva geçirdiğimi düşünüyorum. Evet, çok daha iyi olabilirdim fakat memnun olmadım desem yalan olur. İyi bir turnuvaydı.’’

18’de 18 yaparak Şampiyon olan bir Sırbistan takımı vardı. Bu başarının kesinlikle bir sırrı olmalı. Bu düşüncemi Zagorac’a ilettiğimde yakaladıkları başarının anahtarını şu şekilde anlatıyor; ‘Sadece takım arkadaşlarına ve oyununa güvenmelisin. Ayrıca tutku ile çalışmalısın. Çalışmak en önemli faktör.’’

Bu takımın potansiyeli bana göre çok yüksek ve gelecekte çoğu kendinden bahsettirecek oyuncular. Bu takımın geleceğini sorduğum da Zagorac’ın kafasından geçenler; ‘’Potansiyelimiz gerçekten mükemmel. Kazandığımız altın madalya bizim açımızdan çok önemli. Çok şeyi ifade ediyor. Fakat gelişimimiz devam etmeyecekse bu altın madalyanın hiçbir önemi olmayacak. Çok çalışırsak ileri de çok iyi yerlere gelebiliriz.’’

Rade Zagorac, Marko Tejic, Ognjen Jaramaz, Marko Guduric ve Nikola Rebic bu sene A Takımlarında çok iyi süreler aldılar. Son olarak bu sürelerin onları nasıl etkilediğini sorduğumda Zagorac bana şu şekilde cevap verdi; ‘’Bu konu gerçekten çok önemli. Sezon içerisinde aldığımız sürelerle güvenimiz arttı. Kazandığımız Altın madalyanın bana göre en büyük etkeni buydu. Biz çok çok mutluyuz.’

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler