NBA Finalleri 3. Maç Değerlendirmesi

Cleveland Cavaliers etkileyici ikinci maç galibiyetinden sonra kendi sahasındaki ilk maça bir parolayla çıktı: O maçın bir istisna olmadığını göstermek. İlk iki maçta inanılmaz bir seviyede mücadele eden LeBron James ve arkadaşları bu maçı kazanarak seride kontrolü tamamen ele geçirmenin hesaplarını yapıyordu. Güç oldu, ama oldu. Cavaliers maçı kazanarak seride durumu 2-1’e getirdi.

Maçın başlarında yine kendi hücum sistemini bulmaktan uzak bir Golden State Warriors gördük. Penetre etmeyi denemek yerine birebirde şut zorlamaya yönelen takım yine ritimden uzak göründü ve Cleveland Cavaliers’ın maçın temposunu ayarlayabilmesine izin verdi. Seyircinin coşkusunu da arkasına alan Cavaliers maç başı itibariyle daha iyi görünen taraf oldu. Steve Kerr’ün aldığı moladan sonra takım daha fazla içeriyi zorlamaya başladı ve dominant bir görüntü çizemese de oyunu dengeledi. Bu içeriyi zorlamaların birinde Draymond Green’in perdesine takılan Iman Shumpert’ın daha önce sakatlık yaşadığı omzunu tutarak oyunu terk etmesi, sakatlıklardan çok çeken Cavaliers’ı endişeye sevk ederken çeyreğin sonlarına doğru LeBron James verimlilik kaybetmeye başlayıp dinlenmek için oyundan çıktı. İlk çeyrekte takımı Tristan Thompson’ın hücum ribauntları ve takım savunması taşıdı. LeBron James’in kısa dinlenmenin ardından sahaya döndüğü ikinci çeyrekte geçen maç Cavaliers’ın açık ara en kötüsü olan J.R. Smith oyuna kendini affettirmek ister gibi başladı ve Cavaliers’ın momentumunu korumasını sağladı. Warriors kendi ritmini bulamazken Cavaliers oyunu düşük tempoda tutmayı sürdürdü ve ikinci çeyrek ilk çeyrekten çok da farklı olmayan bir seyir içine girdi. Steve Kerr çare ararken daha önce hiç başvurmadığı David Lee’yi dahi oyuna aldı. Cavaliers için çeyreğin en sevindirici gelişmesi ise ilk çeyrekte sakatlanan Iman Shumpert’ın oyuna dönebilmesi oldu.

İlk yarıda Warriors %37 gibi korkunç bir şut yüzdesiyle oynarken takımın lider oyuncuları oyundan fazla kopuk bir görüntü çizdiler. İkinci maçta belki de kariyerinin en kötü performansını gösteren Stephen Curry bu maça da kafa olarak gelmemiş gibiydi. Önceki maç takımı taşıyan Klay Thompson’ın da vücut dili pek de iç açıcı değildi. Cavaliers’ın sert savunması, iki önemli oyuncusundan yoksun olmasına karşın gösterdiği özveri bu seviyede oynama tecrübesi olmayan Warriors oyuncularını afallatmış gibi görünüyordu. Curry’nin 1/6, Thompson’ın 3/9, Green’in 2/6, Barnes’ın 0/6 attığı yarıyı Warriors’un yalnızca yedi sayı geride kapatmasını sağlayan isim bu ortamda kontrolünü kaybetmeyen tek Warriors oyuncusu gibi görünen Andre Iguodala’ydı. Yine kusursuz şekilde oyunun temposunu düşük tutan ve Warriors’u 37 sayıda bırakan Cavaliers ise planını başarıyla uygulayan takım olma hüviyetini korudu ve soyunma odasına moralli gitti.

İkinci yarının başında devre arası Warriors’un moralini düzeltmeye yetmemiş gibi göründü. Stephen Curry ve Klay Thompson korkunç tercihler yaparken karşı tarafta Matthew Dellavedova ürettiği sayılarla farkı çift hanelere kadar çıkarttı. Bu noktadan sonra da inanılmaz savunma yapmayı sürdüren Cavaliers, Warriors’u iyice kaosun ve paniğin içine sürükledi. Curry’nin korkunç tercihleri devam ederken takımın diğer genç isimleri de şutlarını sokamamayı sürdürdüler. Cavaliers tarafında ise tempoyu kontrol eden ve doğru yerlere saldıran LeBron James, doğru zamanda doğru yerde olmayı bilen Matthew Dellavedova ve savunmada büyük katkı sağlayan Timofey Mozgov ile Iman Shumpert farkın daha da artmasının önünü açan isimler oldular. Warriors üçüncü çeyreğin sonlarına yaklaşılırken iyiden iyiye oyundan düşmüş gibi görünüyordu. LeBron’un gaza basmasıyla Cavaliers hücumu bir kademe yukarıya çıktı, bu da zaten iyi olan savunmayı iyice korkunç seviyeye çıkarttı. Warriors’un içeri penetreleri ya bloklandı, ya çok zor hale sokuldu ya da daha top potaya dahi gönderilemeden çalındı. Farkı 20 sayı hattına çeken Cavs, momentumu tamamen arkasına alarak son çeyreğe büyük avantajla girdi.

Son çeyreğe Cavaliers rehavetten midir yorgunluktan mıdır bilinmez boş oyuncuları kapatma konusunda zorlanarak başladı ve Warriors oyuncuları her ne kadar soğuk ellere sahip olsalar da cezaları kesmeyi başardı ve 8-0’lık bir seriyle farkı tekrar tek hanelere indirdiler. David Lee oyuna girdikten sonra pas becerisiyle Cavaliers’ın içeri kapanarak yaptığı sert pota altı savunmasını açmaya başladı ve fark bir anda dört sayıya kadar indi. Yakalanan bu ivme Warriors’un daha rahat hücum etmesini sağladı ve maç boyunca devam eden ritimsizlik dağıldı. Öte yandan momentumu kaybeden ve yorgunluk emareleri göstermeye başlayan Cavaliers skor üretmekte zorlanmaya başladı. Bitmiş gibi görünen maç bir anda ortaya geldi. Stephen Curry de bu momentumdan faydalanarak ritmini bulmaya başladı. Warriors farkı bitime üç dakika kala Stephen Curry’nin üçlüğüyle bir sayıya kadar indirmeyi başardıktan sonra Matthew Dellavedova’dan gelen basket faul, üstüne Curry’nin topu dışarı atması ve LeBron James’in 1:44 kala soktuğu çok kritik üçlük Cavs’e tekrar yedi sayılık bir avantaj getirdi. Ritmini bulan Curry attığı üst üste üçlüklerle takımı maçta tutmaya çalışsa da kritik anlarda daha iyi mücadele sergileyen, rakibini hatalara zorlayan ve minimal hata yapan Cavaliers skoru korumayı başardı ve maçı 96-91 kazanarak seride 2-1 öne geçti.

Cavaliers İçin Notlar

 
– Önceki iki maçta 46 ve 50 dakika oynayan LeBron James, yine 46 dakika sahada kaldı. Ama performansında yine bir düşüş olmadı. 40 Sayı, 12 Ribaund, 8 Asist’lik absürd performansıyla James yine dominanttı. Oyunun temposunu tutma konusunda verdiği dersi bu maçta da sürdürdü.
– Önceki maçın ikinci kahramanı Matthew Dellavedova, bu maçın da ikinci kahramanı oldu. Bu kez savunmadaki performansından ziyade hücumdaki performansıyla öne çıktı. 20 sayı üretti ve maç boyunca takımın ikinci opsiyonuydu.
– İlk maçta iyi, ikinci maçta çok iyi uygulanan tempo düşürme taktikleri bu maçta mükemmel şekilde sahaya koyuldu. Hücum süresini sonuna kadar kullanmaya, akıllı şutlar seçmeye ve Warriors’ı birebir savunmada durdurmaya dayalı sistem yine işe yaradı.
– Cavaliers’ın yorucu oyun sistemi ve sakatlıklar sebebiyle daralan kadrosu yine son çeyrekte sıkıntı yarattı. Üçüncü çeyrekte farkı 20 civarına çıkarttıktan sonra son çeyrekte maçın ortaya gelmesine engel olamadılar.
 

Warriors İçin Notlar

 
– Warriors maçın ilk üç çeyreğinde yine kendi oyun stilinin dışında işler yaptı. Akıcı oyun gerçekleşmedi, lider oyuncular yapılan savunmadan bunalarak oyundan düşmeye başladı ve yan parçaların çoğunluğu da etkisiz kaldı. Takımın tempo bulması fark yedikten sonra oldu.
– İlk yarıda 3 sayı atabilen Stephen Curry, ikinci yarıda 24 sayı üretti. Son bölümde takır takır üçlük sokarak takımını maçın içinde tuttu. Onun tüm maç boyunca etkili olması çok önemli.
– Warriors için bu maçın keşfi David Lee’ydi. Playoff boyunca hiç başvurulmayan Lee, pas verme becerisiyle Cavaliers’ın pota altı savunmasına sorun çıkarttı. Warriors’un geri dönüşü Lee’nin oyunda olduğu sürede gerçekleşti, onun pasları ve yaptığı perdeler Curry’i de ritme soktu.
– Andre Iguodala yine kriz anlarında takımın başvurduğu bir numaralı isim oldu. Hem Curry hem Thompson’dan daha fazla liderlik sergiliyor.
– Draymond Green felaket seri performansını sürdürdü. 2/10 şut yüzdesinin yanı sıra savunmada da erken faul problemine girerek etkisiz kaldı. Etkisiz performansı sinirlerini de geriyor gibi.

1. Çeyrek: Warriors 20-24 Cavaliers
2. Çeyrek: Warriors 17-20 Cavaliers
3. Çeyrek: Warriors 18-28 Cavaliers
4. Çeyrek: Warriors 36-24 Cavaliers
 

Maçın Oyuncusu

LeBron James (Cavaliers)

40 Sayı, 12 Ribaund, 8 Asist, 4 Top Çalma, 2 Blok, 14/34 Şut, 46 Dakika

 

X-Factor

Matthew Dellavedova (Cavaliers)

20 Sayı, 5 Ribaund, 4 Asist, 0 Blok, 0 Top Çalma, 7/17 Şut, 39 Dakika

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler