Maurizio Gherardini: “Jan Vesely umuyoruz bu ay dönecek” | TB ÖZEL

-Açıkçası bu benim kişisel merakım. Geçtiğimiz yıllarda Zisis, Bennett, ve Green sezon ortasında takıma katılmıştı fakat sizin Fenerbahçe’deki döneminizde sezon devam ederken iki transfer hamlesi yapıldığını daha önce görmemiştik. Vesely’nin sakatlığını bir kenara koyarsak sizce bu ihtiyacın doğmasında sezon öncesi kadro planlamasının payı nedir?

“Söylediğim gibi sezon başında planlama yaparken sezon içerisinde karşına çıkacak tüm soruları o an cevaplamaya çalışıyorsun. “Ne olabilir?” diye düşünüyor ve ona göre hazırlanıyorsun. Fakat hiçbir zaman kusursuz bir senaryo yok, her şeyi bilemiyorsun. Masada otururken bütün cevaplar sende, her şey mükemmel. Keşke böyle olsaydı çünkü o zaman her şey daha kolay olurdu ama değil. Ben 39 yıldır bu işin içindeyim.  Bunca sene içerisinde sana söyleyebileceğim bir şey varsa o da şu: Bazen sezon başında sorduğun bütün soruların cevabını sezon içinde alabiliyorsun ancak bazen o cevaplar olmuyor. İşte o zaman reaksiyon gösterebilmen gerekiyor.

Yazınki tablodan da bazı sıkıntılar yaşayacağımızı biliyorduk. Gözlerimiz bağlı, “Bizim ne kadar güzel bir takımımız var!” diye düşünerek sezona başlamıyorduk tabii ki. Bazı potansiyel sorunlarımız olduğunun ve bunlarla karşılaşabileceğimizin farkındaydık. İyileşmesi gereken iki büyük sakatlığımız vardı, Vesely ve Lauvergne. Dünya kupasında beş oyuncumuz vardı ve iki tanesinin fiziksel olarak sorunları vardı, Sloukas ve Datome. Dört yeni oyuncu katılmıştı takıma. Dokuz maçın yedisini deplasmanda oynayacaktık. Zorluk çekeceğimizi biliyorduk. Tabii ki düşüncemiz “Mümkün olan en az zorluğu çekelim, sorunlarımızı çözmeye çalışırken çok fazla şey kaybetmeyelim.” yönündeydi. Olaylar gerçekleşene kadar asla tüm cevaplara sahip olamazsınız. Bence sorunun ne olduğunu anlamak çok önemli. Sınırlarınızı ve problemleri anlamak ve reaksiyon göstermeye çalışmak çok önemli.

Basketbol komik bir oyun çünkü gözlerinizi kapatıp düşündüğünüzde Panathinaikos maçını bir kenara koyuyorum, evde yakın skorla kaybettiğimiz Zalgiris, Valencia ve Zenit maçlarınıı, yakın skorla kazanmış olsaydık şu an playoff potasındaydık. Sezonun en kötü kısmını geride bırakıyorsun ve hala yarışın içindesin. Yine söylüyorum oyunun kuralı bu. Bu sadece bizim için değil diğer herkes için böyle. Tüm takımların aynı oranda sakatlık, formsuzluk, kötü hakem yönetimine maruz kalma gibi potansiyelleri var. Şikayet etmenin anlamı yok. Zorluk yaşayacağımızı biliyorduk. Artık reaksiyon vermemiz gerekiyor dediğimiz bir noktaya geldik. Senin soruna gelince her sene kaç oyuncu transfer edeceğinizi bilemiyorsunuz. Bazen iki oyuncu gerekiyor, bazen tek bazen hiç gerekmiyor. Saha içine göre, hislerinize göre, yaşanan sakatlıklara göre sizin uyum sağlamanız gerekiyor.

Bu sezon kulüp silkelenip kendimize gelmemiz için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmamız konusunda bize çok destekçi oldu. Böylece iki parça daha ekledik takımımıza. Şu andan itibaren daha iyi olacağına inandığımız takımımıza eklemeler yaptık. Dediğim gibi basketbolun bir parçası bu. Ne zaman reaksiyon vermeniz gerektiğini, sorularınıza nasıl cevap bulabileceğinizi bilmeniz gerekiyor. Bizim için şu an sorarsanız iyi bir takıma iyi iki oyuncu ekledik. Bundan sonrası nasıl olacak göreceğiz.”

“Kulüp silkelenip ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmamız konusunda bize çok destekçi oldu”

2 YORUMLAR

  1. Onur Coşkun arkadaşın dikkatine; ““Bence bir sistemin, ligin veya organizasyonun karalarının şeffaflığı açısından oldukça güzel.” değil “… açısından çok güzel.” , “Nunnally’nin tarafından oldukça büyük bir karar bu eminim ki.” değil “… çok büyük bir karar bu eminim ki.” olacak doğru Türkçe. “Oldukça” sözcüğü “çok” anlamına gelmez. daha düşük seviyeyi gösteren “olabildiğince, yeterince, epeyce” gibi anlamları vardır. Açıp bir sözlüğe baksanız görürdünüz. Ayrıca “buyout” değil “bonservis” denir ülkemizde!
    Sonra artık şu Hamlet sevdasından vazgeçin lütfen! “hataların iki defa bizim başımıza gelmiş olması” değil “hataların iki defa bizim başımıza gelmesi”, “Zalgiris, Valencia ve Zenit maçlarını, yakın skorla kazanmış olsaydık” değil “… yakın skorla kazansaydık”, “kariyerinin içinde hiç böyle anlar yaşamamış olmasıydı.” değil “..böyle anlar yaşamamasıydı”, “… sanırım Türkiye kupasından önce dönmüş olur.” değil “… sanırım Türkiye kupasından önce döner”. Arkadaş bırakın artık şu “olmak ya da olmamak” muhabettini! Bu arada “perimetre” nedir? “Perimetrik oyuncu” ne anlama gelmektedir? Türkçesi yok mudur bu lafın? Türkçe demişken devam edelim siz site yöneticileri Türk değil misiniz? Neden yorum kısmında “Message, Name, Email” yazıyor? Neden Türkçe olarak “Mesaj, isim, eposta” yazmıyor? Yoksa kültür emperyalizminin katlettiklerinden misiniz? Bakalım bu yorum yayınlanacak mı?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler