Panathinaikos, sezona çalkantılı şekilde başlamıştı. Efsane isimleri Dimitris Diamantidis’in basketbolu bırakmasının ardından bir geçiş süreci yaşayacakları aşikardı. Yaz döneminde birçok koçla görüşmüş ancak sezona “idareten” Argyris Pedoulakis yönetiminde girmişlerdi. Calathes ve Bourousis’in etrafında Amerikalı oyuncuların yoğunlukta olduğu “toplama” bir kadroyla ilk haftalarda kazanmalarına rağmen ciddi sorunlar yaşadılar. Koç arayışları Ekim ayının sonunda bitti ve Xavi Pascual göreve geldi. Çok yoğun maç takvimi olan bir yılda, yeni bir kadroyla sezon başladıktan sonra koç değiştirmiş olmak zor bir durum. Panathinaikos, sezon içinde yapı kurmak, kimya oluşturmak, rotasyonları ayarlamak, birbirlerini tanımak zorunda kaldı. Üzerine bir de en güvendikleri iki isim Nick Calathes ve Ioanis Bourousis’in çok düşük formu eklenince, sezonun ilk yarısı hedefledikleri gibi gitmedi.
İlk on maçının beşini kaybeden ve sezonun büyük bölümünde istikrarsız bir performans gösteren Yunan temsilcisi, sezonun sonunda adeta şaha kalktı. Oynadıkları son on maçın sekizini kazanan ve hedef maçlarının tamamından zaferle ayrılan Panathinaikos, normal sezonun bitimindeki hengameden saha avantajını alarak çıktı. Komşunun yeşil beyazlı ekibi, normal sezonda aldığı 19 galibiyetin on dördünü iç sahada elde etti ve yalnızca ezeli rakibi Olympiacos’a 79-77 ile boyun eğdi.
Fenerbahçe tarafında ise senaryo Panathinaikos’un tam tersi şekilde ilerledi. Koç Obradovic döneminde ilk kez “sil baştan” kadro yapmadan sezona girmişti temsilcimiz. Bu ekip, EuroLeague şampiyonluğunu bir ribaundla kaçıran, kimyası ve yapısı oturmuş, birbirini çok iyi tanıyan o kadro. Tek ekleme James Nunnally de ana parça olmayacağı için dengeleri bozacak ya da değiştirecek bir farklılık değildi. Sezonun önemli bölümünde ilk dört sırada gitti temsilcimiz. Ancak sezon ilerledikçe Fenerbahçe’nin yeni formata hazırlıklı olmadığı göze çarptı. Avrupa’nın en zorlu yerel ligi üzerine maç sayısı ve yoğunluğu artan EuroLeague takvimi, belli oyuncularına fazlasıyla bağlı hale gelen Fenerbahçe’yi hayli yıprattı. Normal sezonun son bölümünü -yaşanan sakatlıkların da etkisiyle- çok kötü geçen Fenerbahçe, son altı maçta dört mağlubiyet alarak beşinci sıraya düştü ve saha avantajından oldu.