Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Ligi ekiplerinden Galatasaray’da forma giyen, aynı zamanda A Milli Kadın Basketbol Takımı’nın vazgeçilmez isimlerinden birisi olan başarılı oyuncu Işıl Alben, Türkiye Basketbol Federasyonu’na basketbola ve yaşamına dair açıklamaların bulunduğu bir röportaj verdi.
Gerek sahada gerek sosyal medyada herkes tarafından sevilen bir oyuncu olmasıyla ilgili konuşulması üzerine açıklamalarda bulunan Işıl Alben, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlarda kadın basketboluna dikkat çekmeyi de amaçladığın ifade etti. Işıl Alben: “Çok da agresif bir kullanıcı değilim özellikle Twitter’da. Yani lig, kamp, turnuva, şampiyona zamanlarında bilgilendirme ve kadın basketboluna dikkat çekmek anlamında daha fazla paylaşım yapıyorum ve tabii bazı özel durumlarda. Diğer zamanlarda birkaç gün hiç bir şey paylaşmadığım da oluyor. Yani gün içinde on tane tweet atanlardan değilim. Ben sadece içimden ne geliyorsa onu paylaşıyorum ve yazıyorum. Planlı olan bir sosyal medya ajandam yok. Orada ki kullanıcılarla direk iletişime geçmeyi seviyorum. Doğallıktan yanayım.” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya denildiği sırada kiminle tanışmak istediği, hayranlık duyduğu birilerinin olup olmadığı merak edilen Işıl Alben, oyunu profesyonel futbolcu Ronaldo’dan yana kullandı: “Ronaldo’yu çok seviyorum ama hayranım diyemem. Tanışma şansım olsa da tanışmak istemezdim. Bana uzaktan izleyip saha içinde ve dışında yaptıklarıyla mutlu olmak yetiyor. Kendisine sportif olarak yaptığı yatırım, yardımseverliğini ve hayranlarına karşı olan duruşunu beğeniyorum.”
Basketbolun yanı sıra futbolla da ilgilenmesinin dikkat çekmesi konusu üzerine birtakım açıklamalarda bulunan milli oyuncu, çocukluğundan itibaren spora olan düşkünlüğünden bahsetti. Kendisine yöneltilen Ronaldo – Messi, Djokoviç – Federer kıyaslama sorusunun da cevabını şu şekilde verdi: “Çocukluğumdan beri spora düşkünüm. Televizyonu açtığımda ‘O gün ne maçı var?’ diye bakarım. Branşının çok fazla önemi yok. Televizyondan olduğu kadar canlı izlemeyi de severim. Her branşın kurallarına çok hakim olduğum da söylenemez ama öğrenmeye çalışıyorum.
Bu saydığınız ikilileri birbirleriyle kıyaslamanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Sahaya bakınca herkesin gözüne hitap eden hareketler farklı, herkes kendine yakın hissettiği sporcuları daha tutkuyla destekler. Ben Ronaldo ve Federer’i izlerken daha çok keyif alıyorum.”
Normal konuların ardından sıranın basketbola geçmesi üzerine tecrübeli oyuncu, basketbola nasıl başladığından A Milli Kadın Basketbol Takımı’na kadar samimi açıklamalarda bulundu:
“Ben okulun bahçesinde futbol oynuyordum. Orada ki öğretmenim Necmettin Şen, beni basketbol takımına çağırdı ve başlamış oldum.
İki sene daha Galatasaray ile sözleşmem var. Açıkçası değişik olaylar olmazsa en azından bu sene gitmeyi de düşünmüyorum. Takımın kimyası ve hedefleri çok değişti. Benim için de seneler sonra tekrar EuroCup’ta oynamak garip olacak. Bundan öncede birçok antrenörle çalıştım. Yeni antrenörü fazla tanımıyorum. Oyunculuğunu yapmış arkadaşlarım var ama herkesin yaşadığını kendi özelinde değerlendirmek lazım. Neticede ben sahaya çıkıp işimi yapmakla sorumluyum. Elbette takımın hedefleri de motivasyon için çok önemli ancak bu bir iş ve iki tarafta yükümlülüklerini yerine getirmek durumunda. Kariyerimde ki kulüpler bazındaki en büyük başarılarımı Galatasaray ile yaşadım. Hem EuroCup hem Euroleague Şampiyonluğu Kupası’nı kaldırdım. İkisi de Türkiye’de birer ilkti. Benim için elbette çok değerli paha biçilmez zamanlar. Giden hiçbir arkadaşıma gittiği için kırılacak değilim. Geçerli sebepleri olduğuna eminim. Ben de gidebilirdim ama kalmak da benim tercihim. Devamını zaman gösterecek.”
Bir ara sevdalısı olduğu Galatasaray’dan ayrılarak Rusya’ya giden Işıl Alben’in bir sene kadar kalıp tekrar dönmesi üzerine orada geçirdiği sezonu hemen hemen her basketbolcu merak etmişti. Bunun üzerine de başarılı oyuncu, orada geçirmiş olduğu günler hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki gittiğim ve orada sezonu tamamladığım için çok mutluyum. Çok zor bir şehre ve iklime gittim. İlk yurtdışı deneyimim olduğu için çok zorlandım. Ocak başına kadar hep dönmek istedim ama bırakmadılar. Kursk takımında özel olduğumu her gün hissettirdiler ve kalmam için her şeyi yaptılar. Ocaktan sonra ben de orada çok iyi vakit geçirmeye ve eğlenmeye başladım. Kursk takımıyla beraber Rus Kupası Şampiyonluğu, Euroleague üçüncülüğü yaşadım. Bu kadar zorluk yaşayıp bir başarı olmasaydı çok üzülürdüm. Sezon sonuna yaklaşıldığında başkanın ‘Kal’ baskılarına rağmen evime dönmek istiyorum dediğimde karşımda ağlamaya başladı. Açıkçası çok şaşırmıştım. Odada ne yapacağımı bilemedim, kalktım sarıldım ve teşekkür ettim. Aramızda hala güzel bir dialog var oradakilerle ve onları çok seviyorum, sık sık haberleşiyoruz. Kariyerimin devamında tekrar yurtdışı deneyimi yaşamak isterim.”
Kendini sahada mutlu ve güçlü hissettiği sürece basketbol kariyerini noktalamayacağını belirten Işıl Alben, Rio Olimpiyat Oyunları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Olimpiyat Oyunları’nda amacının madalya almak olduğunun altını çizen Alben, röportajını şu açıklamalarla noktaladı: “Beni Rio’da mutlu edecek tek sonuç madalya. Federasyonumuz bizim en iyi şartlarda hazırlanmamız için bütün imkanları en iyi şekilde sağlıyor. Yaklaşık on gündür Slovenya’da dağdayız. Burada ekibimizin her bir parçası tüm gücüyle çalışıyor. Tüm arkadaşlarım her antrenmanda bir adım daha fazla atmak için kendini zorluyor. Eğer madalya alamazsak hem kendim hem de bu takıma emek vermiş her birey için çok büyük üzüntü yaşarım. İşimiz çok zor elbette ama başarılı olmayı inşallah hak ediyoruzdur ve madalya ile döneriz. Buradaki derece Türk kadının dünyadaki duruşu ve ülkemizde kız çocuklarının spora teşvik edilmesi bakımından da büyük önem taşıyor. Bu madalya çok farklı anlamlara sahip olacak.”
- Işıl Alben’e ait bu röportaj, Türkiye Basketbol Federasyonu resmi sitesinden alınmıştır.