Darüşşafaka savaştı ama olmadı
Son şampiyonun sahasına giden Darüşşafaka, skoreri Vitor Benite’den yoksun Burgos’u yine de alt edemedi.
Öncelikle maçın uzun süre rekabetçi kalmasını sağlayan ismin Isaiah Pineiro olduğunu söylemek gerek. Burgos’un eşleşme bulmakta zorlandığı Porto Rikolu oyuncu yeteneğini sonuna kadar gösterdi ve çok iyi bir maç çıkardı. Pineiro’yla rakibini ilk çeyrekte şaşırtan Darüşşafaka ribaund dengesini lehine çeviremeyince ve Burgos’ta Dejan Kravic ve Marc Garcia kenardan gelip fark yaratınca önde kalamadı.
İstatistik kağıdına baktığımızda Burgos’un 11 üçlüğü, 14 hücum ribaundu, 27 baskette 19 asisti ve 83 sayısı galibiyete yeterli görünüyor. Yine de maçın basit hatalar ve Pineiro’nun skoru 78’de eşitleyen üçlüğünü takip eden pozisyonda Hayden Dalton’a uçup 3+1’i aldırmasıyla koptuğunu hatırlamalı. İstanbul’da işler kolay değil.
Beşiktaş Icrypex alnının “akıyla”
Haftanın galip gelen tek deplasman takımı Beşiktaş Icrypex son ana kadar heyecanı da eksik etmedi. Maç boyunca Holon’a hücum ribaundu veren Beşiktaş, İsrail ekibinin ilk yarıda (3/14) üçlük atmasıyla birlikte farkın arttığını görmedi. İlk 30 dakika istediklerini yapmakta zorlanan ancak rakibinin de verimsiz bir şut günü geçirmesiyle maçta kalan siyah beyazlılar, son çeyreği de maç sonu oynama sınavına çevirdi.
Egehan, Kenan ve Whitehead Beşiktaş’ı bu bölümde taşıdı, bütün maç ekstra oynayan Menco ve veteran Pnini de Holon’u, yeni transfer Adam Smith’le birlikte sırtladı. Son çeyreği özel olarak izlemenizi öneririm, basketbol keyfi açısından muazzamdı. Son çeyrek 12 sayı atan Smith getirdi, Pnini 72-71 öne geçiren üçlüğü attı ancak Whitehead’in son 3 dakikadaki 8 sayısı ve Holon’un son hücumdaki top kaybı maçı sonlandırdı. Alnının “akıyla” İsrail’den çıkan Beşiktaş, gelecek hafta Akatlar’da seriyi bitirmek için sahaya çıkacak.
Eksik Igokea uygulama farkıyla kazandı
Sporda maç sonu açıklamalarına hükmeden bir kelimedir “uygulama”. Koçu da oyuncusu da yorumcusu da uygulama eksikliği veya keskinliği demeden geçmez çoğu maçı. Igokea-Oostende karşılaşması tam olarak da uygulama farkının belirlediği bir maç oldu.
Uzun rotasyonu sakatlık, hastalık derken eksilen Igokea her perdeyi değişince ve bu değişmelerde bol bol zamanlama hatası yapınca Oostende ekmeğini buradan buldu. Öte yandan bu durum ikinci yarıda toparladı.
Mobilitesi sınırlı Versschaert’i ikili oyuna sokup buradan kah smaç kah üçlük bulup üçüncü çeyrekte öne geçen Igokea, son çeyrekte Oostende’nin Markel Starks’ı uzunla adam değişimi sonucu baş başa bırakma hamlesinde o uygulama farkını yarattı.
Starks canla başla mücadele ederken, Starks’ın bıraktığı adam (genelde Troisfontaines) hücumda son derece hareketsiz kalınca, pota altına oradan çok rahat yardıma giden bir Igokea izledik. Böyle olunca skor 87-72‘ye kadar şişti. Eksiklerin ve koç satrançlarının damga vurduğu seri bir şeyler daha vaat ediyor.
Atom karınca iş başında
Atom karınca David Holston, JDA Dijon’u taşımaya devam ediyor. VEF Riga’nın çılgın kısalarına karşı maç başında geri düşen Dijon, Holston’ın Phoenix’teki Chris Paul benzeri oyunu (19 sayı, 5-10 üçlük, 5 asist) ve Rashard Kelly, Gavin Ware gibi atletlerin Riga savunmasına üstün gelmesiyle çok değerli bir galibiyet aldı.
1.67 boyundaki birisinin profesyonel basketbolcu olabilmesi bile büyük bir olay. Bu kişinin Avrupa’nın elit seviyelerine çıkması, buralarda fark yaratması, hatta takımını sırtlaması ise imkansıza yakın. Holston imkansız ne demek bilmiyor.
Strasbourg yaklaştırmadı
İlk haftanın en farklı sonucu Fransa’da geldi. F Grubu ikincisi SIG Strasbourg, E Grubu üçüncüsü PAOK’a ilk randevularında acımadı. Baştan sona önde götürdüğü maçı rahat kazanan Strasbourg, gelecek hafta Yunanistan’da Top 16 bileti için uğraşacak.
Fenerbahçe Beko formasıyla hatırladığımız Jarell Eddie 24 dakikada 26 sayı, 9 şutta 7 isabet, 5 ribaund, 3 asist, 0 top kaybı, 0 faul ve +43 gibi akıllara zarar verimlilikte bitirdi maçı.