Giannis Antetokounmpo: NBA tarihinin en ilgi çekici oyun kurucusu | #çeviri

Antetokounmpo 2.11 boyunda ve bacakları çok uzun; öyle ki pozisyon tekrarını izleyene kadar rakip koçlar sürekli onun top taşıma yaptığından yakınıyorlar. ”Yapmıyor!” diyor Wizards koçu Scott Brooks. ”Sadece böyle uzun adımlarla yürüyen birini hiç görmedik.” NBA’in elastik devleri arasında Kevin Durant skorer, Anthony Davis ise yırtıcı rolde. Antetokounmpo ise yaratıcı, yarı sahayı dört dev adımla geçebilen ve trafikte akıllı araçları ezip geçen bir dozer gibi. Durant ve Davis oyun kurucu gibi oynamaya çalışıyor. Antetokounmpo ise savunmacıların başlarının üzerinden asistler yaparak ve tüm ana kategorilerde takımına liderlik ederek bunu gerçekten yapıyor: 23,8 sayı, 8,9 ribaund, 5,9 asist, 2 blok ve 2 top çalma. (Yazının yayınlandığı tarih olan 3 Ocak 2017’deki istatistikleri bu şekildeydi. Normal sezonu 22,9 sayı, 8,7 ribaund, 5,4 asist, 1,6 top çalma, 1,9 blok ortalamalarıyla tamamladı) Bu sezon, 2004’te All Star olan Michael Redd’den sonra Bucks’ın ilk All-Star oyuncusu oldu ve siz onun adını söylemeyi öğrenene kadar o çok daha fazlasını yapacak.

Gençliğinde, müşterileri ara sıra onun komik uzunluktaki kollarından bahsederlerdi ama o umursamazdı. Ona lazım olan 2,20’lik kulaç uzunluğu değildi. Ona, korsan güneş gözlüğü alacak bir enayi lazımdı. Kendisini Greek Freak’ten ziyade Yunan usulü bir kahve öğütücüsü olarak görüyordu. ”Vücuduma o açıdan hiç bakmadım ve benim için ne ifade edebileceğine kafa yormadım.” diyor Antetokounmpo. ”Anlayamadım.” Hem Kawhi Leonard hem de Wilt Chamberlain’den büyük olan 30 cm’lik ellerine bakıyor. Artık bu isimleri tanıyor: ”Birçok oyuncu size ‘Ben çocukken Kobe Bryant’ı, Michael Jordan’ı, LeBron’u, Magic’i izlerdim ve onlar gibi olmak isterdim’ diyecektir. Ben hiç öyle değildim.” Gülüyor; çünkü nihayet yeteneklerinin büyüklüğünü ve bunları nasıl serbest bırakabileceğini keşfetmiş durumda. Onun yapısında ve motivasyonundaki 22 yaşında bir adam eve asla aç dönmemeli.

NBA (@NBA)
NBA (@NBA)

Antetokounmpo, ailesiyle birlikte Saint Francis de Sales papaz okulu yakınlarında üç katlı mütevazı bir apartmanda yaşıyor. Her basketbol fenomeni gibi o da Wingstop ve NBA TV’ye takılıyor. Ama bu önlenemez yükselişi sırasında ne zaman sakinleşme ihtiyacı duysa, günün 24 saati nostalji eşliğinde döner kebap ve kuzu pirzola sipariş edebileceği Omega Restaurant’a gidiyor. ”Dört yıl önce olduğum yeri, sokakları düşünüyorum. Şimdi ise çocuklarıma, torunlarıma ve onların torunlarına bakabilecek durumdayım.” diyor şaşkın bir şekilde. ”Bunları kibirli veya saygısızca söylemiyorum. Ama bu çılgın bir hikaye, öyle değil mi?”

28 Mart 2013’te Bucks Genel Menajeri John Hammond, Lakers maçından önce Bradley Center’ın yemek odasında oturdu ve takımının neden bir süper yıldıza sahip olamayacağını anlattı. Hammond, 181-206’lık galibiyet-mağlubiyet oranıyla takımdaki beşinci sezonunda, ne rekabet edebilecek kadar iyi, ne de tanking* yapacak kadar kötü bir takımı var. Milwaukee’ye getirdiği yıldızlar, tabii yıldız derseniz Brandon Jennings, Monta Ellis, John Salmons ve Carlos Delfino’ydu. Hammond, bir yıldız adayını takıma katmanın bariz iki yöntemini şöyle özetledi: ”Gerçekleşme şansı yaklaşık %1,8 olan lotaryanın ucundan yakalayarak sezonu bitirip, birinci sıra draft seçimini getirecek şanslı pin-pon topunu bulmak. Ya da ihtimali çok daha düşük olan, soğuk iklimli küçük bir pazardan kıdemli bir serbest oyuncu yakalamak.”

”Bu çılgın bir hikaye, öyle değil mi?”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler