Geleceğin Yıldızları #6: James Metecan Birsen

Geleceğin Yıldızları’nda bu haftaki konuğumuz Fenerbahçe Ülker’in 1995 doğumlu oyuncusu James Metecan Birsen oldu.

Metecan’la birlikte neredeyse 2 saate yakın konuştuk. Muazzam bir karakter. Burada sanırım onu yetiştiren Fikret abiye (Doğan) bir teşekkür borçluyum ben Türk basketbolu adına. Basketbol açısından bilemem ama her şeyden önce insan olarak iyi Metecan…

Yaklaşık 6 senedir aynı takımda oynuyoruz. Son derece pozitif ve karakter olarak da çok düzgün bir insan. Biraz daha yırtıcı olursa çok iyi bir oyuncu olacağından eminim. – Berk İbrahim Uğurlu (Fenerbahçe Ülker)

Metecan Birsen kuşkusuz ki Avrupa’da 1995 jenerasyonunun en iyi oyuncularından birisi. Ancak son zamanlarda Avrupa’da onu izleyenlerin çoğu, onun performansındaki düşüşü merak ediyor. Geçtiğimiz günlerde Eurohopes.com sitesi koç Ömer Uğurata ile yaptığı röportajda da Metecan’daki düşüşün nedenini sormuşlardı. Tabii biz Metecan’ı daha yakından takip ettiğimiz ve izlediğimiz için aslında onun performansındaki düşüşün nedeni açıkça belli: 3 farklı takımda maça çıkmak ve aynı zamanda antrenman yapmak.

Basketbola ilk başladığımız dönemlerden beri Metecan’la beraber oynarız ve Metecan’la çok iyi anlaşırız. Çok iyi bir arkadaşım ve çok iyi yerlere gelmesini isterim. İnşallah uzun seneler beraber oynamaya devam ederiz. – Kartal Özmızrak (Beşiktaş)

Bu sezon Fenerbahçe Ülker A ve Genç takımının dışında Metecan bir de TB2L’de İstanbul BŞB forması giydi. Bu yoğun tempo bana göre onun maç performansını kötü etkiledi. Kattığı şeyler elbette oldu ama ben başından beri bu alınan kararın yanlış olduğunu söyledim ve söylemeye de devam edeceğim.

Metecan ilk Küçük takımda oyuncum oldu. 94′lülerin Küçük takım oynadığı sene onu Küçük A takımına almıştım. Hep 1 numara olarak yetiştirildi. Şampiyonalar icabıyla yukarıya kadar hep 1 ve 2 numara oynadı. Çok iyi bir oyun zekası var ve karakter olarak da zaten çok üst seviye bir çocuk. Şu an için güçlenmesiyle ilgili bir bekleyiş içerisindeyiz. Çok ekstra çalışan bir çocuk. Güçlenirse çok enteresan yerlere gelebilir. 3 sene evvel yine Fenerbahçe’de iken, bu çocukta NBA potansiyeli var diye söylüyordum. Hala aynı fikirdeyim. Bu çalışmayı arttırdıktan sonra iyi yerlere gelecektir. Her ne kadar bu sezon beklediği gibi geçmese de İBB’de oynamak da ona bir tecrübe kattı diye düşünüyorum. Deplasmana gitmesi, maçlara çıkması bunlar önemli tecrübeler. Çünkü altyapıda bir Türkiye Şampiyonası’na gidiyor, 6 gün kalıyor o kadar. Şu anda Genç takımla birlikte Sakarya’daki Türkiye Şampiyonası’na hazırlanıyor. Bir aksilik olmazsa Sakarya’da olacak. Eski performansına dönmesi kolay değil ancak bu çocuk basketbolcu olarak doğmuş. Ben onun eski performansını yakalayacağını düşünüyorum. – Fikret Doğan (Fenerbahçe Ülker Genç Takım koçu)

Metecan’ın basketbol sahası içinde yapamayacağı şey yok. Uzun kolları sayesinde iyi de bir ribaundçu olan Metecan’ı herkes 1 numaradan 4 numaraya kadar oynayabildiği için Hidayet Türkoğlu’na benzetiyor. Point-forward diye tabir ettiğimiz oyuncu tipinde olan Metecan, saha görüşüyle takım arkadaşlarına da çok iyi pozisyonlar hazırlayabiliyor ve aynı zamanda oyunu da çok iyi okuyor.

Fiziksel (boyut) avantajını bu zamana kadar çok iyi kullandığını düşündüğüm Metecan, kuvvet anlamında halen istediği seviyede değil diye düşünüyorum. Çalışkan, iyi bir takım oyuncusu olan Metecan kuvvet eksiğini kapatıp, istikrarı  yakaladığı anda hem yüzü dönük, hem de arkası dönük oyunu çok iyi olan, gerektiği zaman oyun kurabilen iyi bir kombo forvet olarak Türk basketboluna uzun yıllar hizmet edecektir.(Ömer Uğurata – Türkiye U17 Genç Erkek Milli takım koçu)

Basketbol zekası ve bilgisi bence yaşıtları arasında onu ön plana çıkaran detay. Kendi jenerasyonunda Basketbol IQ’su olarak bence çok rahat ilk 3′e girer. Fundamental eğitimini çok iyi aldığı net bir şekilde ortada. Her şeyden önce benim onda en çok beğendiğim şey, maçın içerisinde sakin kalabilmesi. Bu bence çok önemli. Çünkü bu özelliği kendisini yaşıtlarının bir adım önüne taşıyor.

Metecan Birsen için ileride söylenecek elbette çok şey olacak… Fiziği ve pozisyonu için yapabilecekleri konuşulduğunda çok değerli bir basketbolcu kimliği beliriyor ama bence daha önemlisi bitirici olarak çok önemli bir niteliği barındırıyor olduğu gerçeği… Şut elbetteki çok önemli bir silah fakat dribling olmadan yaratıcılığınız çok sınırlı kalır. Bu durumda Metecan hem potaya gidebilen, hem arkası dönük olarak da oynayabilen bir oyuncu durumunda. Pozisyon olarak bilgi ve deneyimlerini geliştirdikçe, oynadığı her takımda 1′den 4′e kadar bütün pozisyonları yadırgamadan oynayabileceği gibi takım arkadaşlarına bu anlamda yardımcılık üstenebilmesi onu bulunduğu yerlerde daha da değerli kılacaktır. Şutunu zaman içinde daha da ilerleterek, istatistiğin 4-5 olumlu yerinde olabilir duruma getirmek onun en önemli hedefi olmalı. Şu anda skorun yanına her istediği anda ribaundu ve asisti koyabildiği gerçeğini alışkanlık haline getirip, bunları arttırması önceliklerinden biri. Hem kısa hem uzun oyuncuların müdafaasını inançla yapabiliyor olması, gelişimi ve Euroleague’de oynayabilmesi için onu avantajlı bir hale getiriyor. Sporcu kimliği, çalışkanlığını ve paylaşımcılığı gibi ‘kaliteli sporcu’ özellikleriyle kendi jenerasyonunda Avrupa’daki rakipleri ile arasını açmak için sahip olduğu önemli özelliklerden. – Taner Günay (U18 Genç Erkek Milli Takım koçu)

Şutunu biraz daha geliştirmesi gerektiği görüşündeyim. Daha istikrarlı bir şut ile çok daha komple bir oyuncu olacaktır. Fiziksel olarak da elbette eksikleri var ancak gün geçtikçe o açıdan da geliştiğini görebiliyoruz. Güçlenmesi ve şutunu daha istikrarlı yaptığı halde tam anlamıyla komple bir oyuncu olacağına şüphem yok.

Metecan’ın bu sene altyapıdaki son senesi. Muhtemelen kontenjan olarak oynamayacaktır. Önümüzdeki sezon iyi veya kötü Fenerbahçe Ülker A Takımı’nda ya da başka bir Beko Basketbol Ligi takımında görevi olması kendisi adına iyi olacaktır. Onu sadece bir takımda ve belli bir rolde oynarken izleyip, öyle değerlendirmek daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.

Röportajda zaten Metecan’la A’dan Z’ye her şeyi konuştuk. Biz röportajı gerçekleştirirken çok büyük keyif aldık, umarım siz de aynı keyfi alırsınız. Şimdi röportajla baş başa bırakalım sizleri…

Basketbol oynamaya nasıl başladın?

Bilfen’de okurken 3. Sınıfta oranın beden eğitimi hocası beni takıma aldı. İlk olarak orada başladım. Ardından okul takım maçlarına oynamaya başladım, fena da oynamıyordum. Cengiz Söyleyen’in kendi spor okulu vardı. Ben de o zamanlar Ataşehir’de oturuyordum ve onun da basketbol okulu oturduğumuz eve 2 dakika uzaklıktaydı. Tesadüfen Cengiz abi beni bir maçta gördü ve almak istedi. Ben de yakın diye gittim ve orada 4-5 sene oynadıktan sonra Cengiz abinin tavsiye etmesiyle Fenerbahçe’ye geçtim. Fenerbahçe’de de ilk antrenörüm Lütfi abiydi.

Bu sezon şu ana kadar 3 farklı takımda oynadın ve 3 takımda oynamak sanki biraz senin maç performansını etkiledi gibi. Neler söylemek istersin bu sezonla alakalı?

İBB’ye gittiğimde takım kurulmuştu. Koç beni tanımıyordu ve 12 dakika ortalama süre verdi hatta bazı maçlar hiç oynatmadı bile. Hangi antrenmana gideceğim belli değildi. Bir genç, bir A takım ve bir de İBB’ye gidiyordum. İBB’nin yeri de Osmangazi’de, çok uzaktı bana. Açıkçası kafam karıştı ve doğru düzgün çalışamadım. 3 farklı takım, 3 farklı koç, 3 farklı takım arkadaşları ve 3 farklı düzen. Setlerin antrenmanda karıştığı oluyordu. Elbette tecrübe oldu ancak bu sezonun eksileri daha fazla oldu.

Nike International Junior Tournament’da gösterdiğin performans biraz kötüydü. Sen oradaki performansındaki düşüşü neye bağlıyorsun?

İlk maça çok kötü başladım. Günden güne daha iyi oynamaya başladım ama eski Metecan gibi oynamadım o turnuvada. Belki sadece genç takımla idman yapsam, orada oynasam daha iyi olabilirdi. Mesela TB2L’de koç beni 4 numaraya çekti. Ben yıldız takımda çok az oynadım ama alışkın değildim. Normalde ben pick&roll oynayan, top getiren bir oyuncu olarak yetiştirildim. 1 Aydır İBB’ye gitmiyorum. Şu anda A Takım ve Genç takımda idman yapıyorum. Sabahları da haltere gidiyorum ve önümüzdeki Türkiye-Avrupa şampiyonalarına konsantre olmuş durumdayım. Umarım bu 2 şampiyonada eski Metecan’ı gösteririm.

Şu anda kendini Beko Basketbol Ligi’nde Fenerbahçe Ülker veya herhangi bir takımda oynamaya hazır görüyor musun?

Tabii ki, hazır görüyorum. Bu sene TB2L’de oynadım gereken tecrübeyi aldığımı düşünüyorum. Seneye Beko Basketbol Ligi’nde oynayabilirim ve bunu istiyorum.

Eksilerin ve artıların sence neler?

Biraz maçın içerisinde konsantrasyonum düşebiliyor. Şutum biraz daha iyi olabilir, istikrarlı değil. Ben bu sene baya güçlendiğimi düşünüyorum. Kondisyonerimiz Derya abiyle baya çalıştık ve o konudaki eksiklerimi de yavaş yavaş kapatmaya çalışıyorum. Post-up oyunumu da geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. Saha görüşüm iyi ve pick&roll’ü de iyi oynuyorum. Ribaund yeteneğimin de iyi olduğu kanaatindeyim.

İdolün kim?

Türk olarak Hidayet Türkoğlu. Yabancı olarak da Kevin Durant.

Senin için Hidayet benzetmesi yapılıyor. Sence de Hidayet’e benziyor musun?

Tabii ki. Sonuçta aynı boydayız, aynı pozisyonu oynuyoruz ve ikimizde altyapıda 1 numara olarak oynatıldık. Tabii Hidayet abinin şutu benden daha iyi ve çok daha fazla tecrübesi var ama bir gün onun gibi olmayı, NBA’e gitmeyi isterim. Ben 7-8 yaşlarındayken ailemle Orlando’ya tatile gitmiştik ve o sırada da Magic-Bobcats maçına da gitmiştik. Hidayet ilk beşteydi ve benchin oraya giderek onunla bir resim çektirmiştim. Hala odamda duruyor, Fenerbahçe’ye gelirse Hidayet abiye o resmi göstermek isterim.

Gelecek hakkında hedeflerin ve planlamaların ne yönde?

Şu anda ilk olarak hedefim Türkiye ve Avrupa şampiyonalarında takım olarak iyi dereceler elde etmek. Ardından seneye ilk olarak hedefim Fenerbahçe Ülker’de oynamak. Eğer olmaz, kötü giderse kiralık olarak Beko Basketbol Ligi’nde oynayan bir takıma gitmek isterim. 1 veya 2 yıllık kiralık sezonun ardından da elbette Fenerbahçe Ülker A Takımı’nda as oyuncu olarak oynamak hedefim var. NBA Draftlarında ismim geçiyor. En büyük hedefim tabii ki NBA’de oynamak.

Avrupa şampiyonası hakkında ne düşünüyorsun? Genç milli takım olarak kağıt üzerinde gerçekten iyi bir takıma sahibiz…

Kağıt üzerinde gerçekten müthiş oyuncularımız var. Takımdaki herkes çok yetenekli. Kağıt üzerinde favorilerden birisiyiz. Ancak her maça final gibi çıkmamız lazım. Maç, maç düşünüp finale çıkmak istiyoruz tabii ki.

Kendi yaş grubunda Avrupa ve Türkiye’de kimleri beğeniyorsun?

En çok beğendiğim oyuncu şu anda 1994′lü Dario Saric. Belkide gördüğüm en iyi oyunculardan birisi. Oyunu çok iyi domine ediyor. 1′den 5′e kadar her pozisyonda oynayabiliyor. 1995 jenerasyonundan Avrupa’da Hezonja’yı beğeniyorum. Türkiye’de ise Emircan Koşut, Cedi Osman, Berk Uğurlu ve Kartal Özmızrak’ı beğendiğimi söyleyebilirim.

Boş zamanlarında neler yapıyorsun? Bu sezon pek olduğunu düşünmüyorum ama…
Olduğunda arkadaşlarımla sinemaya giderim ve Pazar günleri de ailemle sabah kahvaltısı yaparım. Ben Playstation 3 oynamıyorum ama xbox oynuyorum. 2K13′te de iddialıyım.

James adı nereden geliyor? Çoğu kişi merak ediyor…

Benim annem İrlandalı. Dedem ben doğmadan önce vefat etmiş ve adı da James imiş. Ondan dolayı da annem bana James adını vermiş.

NBA’de bir takım tutuyor musun ve bu sene sence kim şampiyon olur?

NBA’de Celtics’i tutuyorum ve Celtics’te bir gün oynamak isterim. Westbrook sakatlanmadan önce ben Oklahoma şampiyon olur diye düşünüyordum ama şu anda Heat’in şampiyon olacağını düşünüyorum.

Müzikle de bayağı ilgilisin…

Son 1-2 yıldır RnB hip-hop dinliyorum yabancı. Bütün şarkıları bilirim, çok yakından takip ediyorum. 2-3 aydır Kendrick Lamar bayağı dinliyorum. Maçtan önce özellikle dinliyorum. Rick Ross, Jay-Z, Lil Wayne ve Drake yine dinlediğim isimler diyebilirim.

Diğer sporlarla aran nasıl?

Basketbol oynamadan önce futbol oynuyordum. Bir arada Beşiktaş futbol altyapısına girmiştim. Forvet pozisyonunda oynuyordum. Herkesten uzundum ve ben de basketbola geçeyim dedim. O zamanlar yetenekli olduğumu düşünüyordum. Bence devam etseydim Crouch tarzı bir pivot santrafor olabilirdim. Şu anda da takip ediyorum.

Futbol demişken, Fenerbahçe de UEFA’da bayağı iyi gidiyor… Benfica maçı var, o maçla ilgili neler söylersin?

Bence Benfica’yı eleyeceğiz. Eğer finale çıkarsak ben Chelsea’yi de yeneceğimizi düşünüyorum. Final havası değişik olur…

A Takımda şu ana kadar sana en çok yardımcı olan oyuncu kim?

Hepsi çok tecrübeli oyuncular. Hepsi de cana yakın, genç oyunculara bana, Berk’e, Mehmet Şanlı’ya yardımcı oluyorlar. En çok bana yardımcı olan David Andersen. Çünkü Dereağzı’na da yakın bir yerde oturuyor. Geçenlerde numaralarımızı rehberimize kaydettik ve beraber çalışacağız.

Sence Türk basketbolunun genç oyuncu konusunda en büyük sorunu ne?

Bence koçun genç oyuncuya güvenmemesinden dolayı. Genç oyuncu tabii ki ilk maçlarda hata yapacak ama bence bir güvenmek lazım. Birkaç maçtan sonra rutine girecektir. Genç oyuncunun da çalışması gerekiyor ve elbette her genç oyuncuyu da oynatamazsınız.

Takip ettiğin internet siteleri neler?

Basketfaul ve tabii ki TrendBasket’i de takip ediyorum (gülüyor). Evde olunca ben genellikle dizi izliyorum. Walking Dead, Spartacus ve Game of Thrones da iyi diyorlar. Ona da başladım.

Kitap okuyor musun?

Evet. Şu anda John Wooden’ın, “Hayat için oyun planı” kitabına başladım. Başlarındayım ama müthiş bir kitap. O kitabı bütün genç oyuncuların okumaları lazım diye düşünüyorum.

Basketbolcu olmak isteyen gençlere neler söylemek istersin?

Klişe olacak ama çok çalışmaları gerekiyor. Ben küçükken bile NBA’de oynamayı hayal ediyordum. Bence hedefleri büyük tutmak gerekiyor. Ama kendilerini bilmeleri lazım yani aynaya bakmaları gerekiyor.

Son olarak şu anda da koçluğunu yapan Fikret Doğan hakkında neler söyleyebilirsin?

Buraya geldiysem hepsi Fikret abinin emeğidir. Elbette diğer antrenörlerin de emeği vardır ama Fikret abinin çok fazladır. Her antrenmanda bizim %100′ümüzü ister. Oyuncuya çok bağırır ama oyuncu Fikret abinin oyuncuyu sevdiğini bilir.

Röportaj&Yazı: Can Pelister

Katkıda bulunanlar: Berk Uğurlu, Ömer Uğurata, Taner Günay, Fikret Doğan ve Kartal Özmızrak’a teşekkür ederim.