Avrupa’nın çıkarttığı en atletik oyunculardan olan Mario Hezonja, kendisinden önce gelen atlet Avrupalılardan yetenek seviyesiyle ayrılıyor. “Bir Avrupalıya göre iyi atlet” formülü genellikle kötü seçimlerle sonuçlanıyor (örneğin Jan Vesely) ama Hezonja’nın oyunu atletizmine kurulu değil. Oyunuyla ilgili en öne çıkan şeyler hücum tarafında. Temiz bir dış şutu var ve topsuz oyunu oynayabildiği için kolaylıkla boş pozisyonlara girebiliyor. Bunun yanında top kontrol becerileri ortalamanın üstünde ve çabukluğu ile fiziksel avantajlarını da kullanarak kendi şutunu yaratabiliyor, birçok ismin üstünden bloklanmadan şut çıkartabiliyor. Fiziksel olarak çok güçlü sayılmaz ama penetre etmekten çekinen bir oyuncu değil, rakiplerinin üstüne gitmeye çalışıyor. Hatta kendine güveninin biraz fazla olduğu bile söylenebilir. Onunla ilgili yıllardır telaffuz edilen bir sıkıntı saha dışında biraz problemli bir karakter olması ama bu tembel olduğu intibasını yaratmamalı. Sahaya sürekli enerji koyan bir oyuncu. Atletizmi ve fiziği ona savunma potansiyeli veriyor ama temel savunma bilgilerini geliştirmesi gerek. Eğer şu anda çok da iyi olmayan savunmasını potansiyeline yaklaştırabilirse oyunun iki yönünde de çok başarılı bir iki numara olabilir.