Banvit bugün Eurocup’ta Paris Levallois takımını Bandırma’da yenerek, ilk maçın rövanşını aldı ve yarı finale çıktı. Kulüp tarihinin en büyük başarısı diyebiliriz bence. Yıllardır istikrarlı bir şekilde basketbolun içinde olan Banvit’in bu sene hedefi başkan Özkan Kılıç’ın da birçok kez basında dile getirdiği gibi Avrupa’da başarıydı. Yani, Final-Four, Eurocup’taki sistemle yarı finaldi başarıydı. Bugün, o başarıya ulaşıldı. Ama biraz kasedi geriye sarmakta fayda var:
Itoudis’ten boşalan koltuğa Nizhny Novgorod’la çok iyi bir sezonu geride bırakan Zoran Lukic getirildi. Aslında Lukic Avrupa’da fena iş yapmadı ama fazlasıyla ilerisi için kötü sinyaller verdi. Lukic koçluğunda Bandırma’da Banvit’i 2 kez canlı izledim ve daha önce orada Orhun Ene ve Itoudis varken de birden fazla canlı izleyen birisi olarak, hep çevreme, “Lukic iyi-kötü koç bilemem ama, Banvit’e olmamış” dedim. Kötü insan da demiyorum, yanlış anlaşılmasın ama o kan uyuşması olmamış.
Nitekim kupada gelen kötü sonucun ardından Banvit yönetimi bence geç de olsa çok doğru bir hamle yaptı ve yıllardır Banvit’in bünyesinde bulunan, bence oldukça donanımlı bir isim olan Selçuk Ernak’a güvendi. Tabii bu arada Banvit, bence çok değerli olan iki yerli oyuncusunu kaybetti (arada Lukic’in sezon başı alıp, yolladığı Benson, bir önceki sezon bonservisli alınan Prepelic’i istememesi ve daha sonra belki de Banvit’in tarihinde ilk kez BAT’da aleyhine dava açılıp, kazanılması da var): Cevher Özer ve Erkan Veyseloğlu. Geçen sezon Itoudis bu ikiliden bence çok iyi katkı almıştı. Özellikle de Erkan’ın gitmesi hem Banvit’in değerli yerli oyuncusunu kaybetmesi, hem de bence en büyük rakibi Karşıyaka’nın elini güçlendirmesi oldu. Bir taraf çok büyük kazandı, diğer taraf çok büyük kaybetti. Bence.
Ama Banvit’in en büyük şansı, Lukic’in yerine getirilen koç Selçuk Ernak’ın kulüp yapısını çok iyi bilmesi ve özellikle de kemik kadro diyebileceğimiz yabancıları çok iyi tanıyor olması. Lukic sonrası yabancılar sanki kafesten çıkmış aslan gibiler. Hedef, Avrupa’da başarıydı ve artık Banvit, markasını Avrupa’da iyi yerlerde görmek istiyordu. Gayet normal. Banvit, 2009-10 yılından geçtiğimiz sezona kadar TBL’de normal sezonu hep ilk 3’te bitiren bir takımdı ve geçen sezon da ilk kez normal sezonu birinci sırada tamamlamışlardı. Ancak bu sene, özellikle de son 3 hafta alınan üst üste mağlubiyetlerle ve elbette ligdeki mücadeleci takımların artmasıyla ilk 3’ün dışında kalacaklar gibi.
Fakat ben takım Avrupa’da bu denli başarılı sağlamışken normal sezonu ilk 3 dışında bitirip, play-off yapmanın çok büyük bir problem olacağını sanmıyorum. Banvit’teki insanlar artık Avrupa’da başarıya açtı, TBL’de normal sezonda gelen başarıya değil. Bu tarihi başarı yapılırken, Banvit’in koçluk koltuğunda bu organizasyona Orhun Ene ile birlikte en çok zaman ayıranlardan birisi olan Selçuk Ernak’ı görmek, insanı ayrı bir mutlu ediyor…
Başkanın sezon başında, açıklamalarının sonunda da bir sitem vardı, yıllardır dile getirilen.
“Bugüne kadar şehre spor salonu kazandırılacağı konusunda çok şey söylendi. Görüldü ki bugüne kadar bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Artık Gençlik ve Spor Bakanlığıyla organize olarak bu işi resmi hale getirmenin zamanı gelmiştir. Banvit, lig ve Avrupa Kupası maçlarını 2 bin kişilik Kara Ali Acar Spor Salonu’nda oynuyor ancak bu salon yetersiz kalıyor. Devletin ve Banvit’in de desteğiyle acilen ilçeye 7 bin 500 kişilik salon kazandırılmalıdır. Bilseydik bundan 15 sene önce Kara Ali Acar Spor Salonu’nu bakanlıktan kiralamazdık. Buraya yaptığımız masrafla iki salon yapabilirdik. Bu durum 140 bin nüfusa sahip Bandırma’ya yakışmıyor.”
O sitem ve yıllardır olan bekleyişle ilgili önemli bir gelişme bugün oldu. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’la yapılan görüşme sonucunda Bandırma’ya 5 bin kişilik bir salon yapılması konusunda anlaşıldı. Her zaman Euroleague için Banvit’in önündeki en büyük engel salon olarak görülüyordu. Şu anda Euroleague’de A Lisansı bulunan 2 takımımızın haricinde, son 2 senedir Galatasaray’ın aldığı B Lisansına Sarı-Kırmızılılar ile birlikte çok ciddi 3 aday takım var artık: Darüşşafaka Doğuş, Pınar Karşıyaka ve Banvit. Bu noktada Euroleague’in artık yükselen Türk basketbolunu 4 takımla önümüzdeki sene ödüllendirmesi gerekir.
Banvit’le ilgili sözlerimi noktalamadan, son bir şey daha söylemek isterim. Banvit organizasyonu A Takımının yanı sıra, Bandırma Kırmızı gibi de her ne kadar TB2L’den geçen sene düşse de, bu sezon bence çok güçlü olan TB3L’de mücadele eden bir pilot takıma sahip. Talat’ı saymazsak bu takımın çoğu 1996 ve sonrası doğumlu oyunculardan kurulu. Keza Tolga Geçim de bu sene Banvit’te süreler aldı ve kadroda. Altyapıya maddi olarak da çok iyi bir yatırım yapıldığını biliyorum. İsteğim, Banvit’in bu salonla, Eurocup’taki başarısıyla büyürken, koç Selçuk Ernak’ın ilerleyen zamanlarda bu gençleri A Takıma kazandırması. Ülkerspor’da basketbolumuza kazandırdığı oyuncular ortada.
Banvit takımıyla ilgili sözlerimi noktalamadan önce, bir de temennimi belirtmek isterim. Banvit organizasyonu Türkiye’de altyapısına en çok yatırım yapan takımlardan birisi. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde çok iyi bir network’e sahipler ve altyapılarında da daha A Takımda görmediğimiz birçok yetenekli oyuncu var. Tolga Geçim, bunların en iyi örneği ve bu sene çok değerli maçlarda (Fenerbahçe Ülker maçı örnek olarak) süreler aldı. Onu uzun zamandır tanıyan Selçuk Ernak’ın da doğru şekilde Tolga’yı üst seviye oyuncusu yapacağına eminim. Benim temennim, Banvit’in Eurocup’taki bu başarısı ve yeni salonuyla birlikte büyürken, kendi yetiştirdiği genç oyuncuları da maksimum derecede bu işin içine katması. Yapacaklarından da en ufak şüphem yok. Son olarak, Selçuk Ernak’ın da maç sonrası belirttiği gibi, Banvit’in işi henüz bitmedi. Yarı finalde de böyle bir atmosfer olursa Banvit çaprazdan gelebilecek iki takımı da sahasında yener ve deplasmanda da iyi bir oyunla final neden olmasın?
Son bir şey daha… Yabancı kuralı çok eleştirildi. Ben hep bu kuralı destekleyen kişilerdendim. Bugün Banvit’in ölüm-kalım maçında oldukça genç sayılabilecek Türk oyuncu rotasyonunun parçaları Can Maxim Mutaf 9 dakika, Berkay Candan 16 dakika, Şafak Edge 11 dakika gibi bence gayet değerli ve nitelikli süreler almaya devam ediyorlarsa, önemli olan kural değil, hak etmek. Keza lig genelinde de çoğu genç oyuncunun süreler alabildiğini görüyoruz. Takım başarısı? Lig her zamankinden çok daha mücadeleci geçiyor. Avrupa’da ise EuroChallenge’da Trabzonspor MP, Final Four’da. Eurocup’ta bir takımımız yarı finale çıktı, diğer takımımız Pınar Karşıyaka da yarın bence seyircisinin de o müthiş desteğiyle yarı finale çıkabilecek kapasitede bir takım. Euroleague’de Fenerbahçe Ülker, TOP 16’yı domine ediyor ve şimdiden Final 8 vizesini cebine koydu. Aynı gruptaki Efes ise Koç Ivkovic’in ilk senesinde Final 8 yapabilir. Galatasaray Liv Hospital’da maddi problemler olmasaydı bence şu gruptan onlar da kesinlikle en kötü 4. Çıkardı. Daha ne olsun?