Hazırlayan: Onur Coşkun
Bir basketbolcu için NBA’de oynamanın ne anlama geldiği hepimizin malumu. Büyük ihtimalle basketbolla tanıştığı andan itibaren hafızasına yavaş yavaş yerleşmeye başlayan ve bir gün onlara ulaşmayı hayal ettiği basketbolcuların sahne aldığı bir dünyaya adım atmanın yarattığı heyecanı ise yaşamadan tarif etmek pek mümkün değil. Basketbolla tanıştığı anın büyüsündeki basketbolcuları ve onların NBA’in gösterişli dünyasıyla birlikte yarattığı etkiyi bir kenara bırakalım. NBA’de oynamak demek bir basketbolcu için daha fazla para kazanmak, daha geniş ve farklı imkanlara sahip olmak ve bu ikisinin bir sonucu olarak daha yüksek bir yaşam standardında hayatına devam etmek demek. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde önümüze çıkan sonuç genelde oyuncuların erken yaşta NBA kapısını aşındırmaları hatta yetenek seviyesi NBA takımları tarafından yeterli görünenlerin ligde oynamaya başlamaları oluyor. Elimizde böyle bir sonuç varken Avrupa’da daha uzun süre izleme şansına sahip olamadığımız, burada geçirdiği birkaç sezonun ardından NBA’e giden oyunculara şöyle bir göz gezdirelim istedim. Not: İçerikte Avrupa’da üç ve üç sezondan daha az oynayan ve NBA Draft 2010’dan itibaren NBA draftına girip draft edilmeyi başaran oyuncular yer almaktadır.
Bu oyuncuları neden bu kadar erken kaptırdık?