Geleceğin Yıldızları bölümüne bu hafta da kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz ’97 jenerasyonumuzun yetenekli isimlerinden Barış Ülker.
Barış Türkiye’de MVP Spor forması giydikten sonra Amerika’nın yolunu tuttu. Eğitimi için bu kararı veren Barış çok da iyi bir yetenek. 2013 U16 Avrupa Şampiyonası’nda U16 Milli Takımımızın en önemli parçalarından biriydi. O turnuvayı 7.7 sayı 4.6 ribaund 2.0 asist ortalamalarıyla kapatmıştı ve iyi de bir performans sergilemişti. Geçtiğimiz Haziran ayında Roma’da düzenlenen Basketball Without Borders kampına da davet edilen Barış iyi bir oyun ortaya koydu ve gözlemcilerin dikkatini çekti.
‘’Barış’ı uzun zamandır tanıyorum diyebilirim.Kesinlikle karakter olarak muazzam bir insan hem saha içinde, hem de saha dışında. İdmanlarda birbirimize karşı oynamak çok eğlenceli oluyor. Umarım emeklerinin karşılığını alır.’’ – Berkan Durmaz, Tofaş
Genellikle Kısa Forvet pozisyonunda oynayan Barış aslında tam bir Swingman. Yani 1’den 4’e kadar her pozisyonda rahatlıkla oynayabiliyor. Top hakimiyeti üst seviyede, onun yanında ise müthiş bir atlet. Sıçrama yeteneği çok üst düzeyde örnek vermek gerekirse; 2.10’luk bir oyuncunun üstünden rahatlıkla smaç vurabiliyor.
Geliştirmesi gereken yönlerine bakacak olursak; röportajda da belirttiği gibi çabukluğu. Daha çabuk bir oyuncu olursa tutulması çok zor bir oyuncu olacaktır. Aynı zamanda şutunu biraz daha istikrarlı haline getirebilirse bir üst seviyede daha komple bir oyuncu olacaktır. Ancak şut mekaniğinin mükemmele yakın olması bu sorunu çok çabuk aşabileceğini gösteriyor.
‘’Barış çok neşeli, pozitif bir karakter. Minik takımdan beri tanışıyoruz ve arkadaşız. Aynı zamanda da çok yetenekli, basketbol oynamayı çok seven ve keyif alan bir insan. Eğer böyle devam ederse istediklerine ulaşabilecek yetenekte.’’ –Furkan Korkmaz, Anadolu Efes
Uzun lafın kısası Barış; 97 jenerasyonunun Türkiye’de en önemli ilk 4 ya da ilk 5 oyuncusundan birisi. Roma’daki kampta da herkesin dikkatini çekmeyi başaran Barış eğer çalışmaya devam ederse çok iyi yerlere gelmesini beklediğimiz oyunculardan. Umarız hiçbir aksaklık yaşamadan iyi bir geleceğe sahip olur.
Adı Soyadı: Barış Ülker
Pozisyonu: Forvet
Doğum Tarihi: 17.01.1997
Boyu: 201 cm
Takımı: The Winchendon School
Röportaj isteğimizi kırmayan Barış Ülker’e burdan tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz. Şimdi isterseniz Barış’ı dinleyelim…
Klasik bir soruyla başlayalım. Basketbola nasıl başladın?
Basketbola annem ve babam sayesinde başladım. Hem annem hem babam eski basketbolcu olduğundan dolayı bende basketbol ile tanıştım.
Türkiye’de MVP Spor forması giydikten sonra Amerika’ya gittin. Amerika’ya gidiş süresin nasıl oldu?
Amerika’ya gitme meselesini babam benimle 8. Sınıf sonunda konuşmaya başlamıştı. Ben 1 yıl daha Türkiye’de okumak istedim. Daha hazır gitmem gerekiyordu. 1 yıl daha okuduktan sonra LMK kurumu sayesinde Amerika’ya gittim. Yaklaşık 8-9 okuldan kabul aldım ve şuan gittiğim okul olan The Winchendon School’u seçtim.
Amerika’daki basketbol eğitimi ile Türkiye’deki basketbol eğitimi arasındaki farklar ne sence?
Ben Amerika’ya sadece basketbol için değil, ilk olarak iyi bir eğitim almak için gittim. Basketbol benim için her zaman 2.plandadır. Amerika ile Türkiye arasındaki fark ise; Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de basketbol ile eğitimi beraber götürebileceğiniz bir sistem yok, yani Türkiye’de hem basketbol hem de okul kesinlikle bir arada gitmiyor. Şuan çoğu genç oyuncu basketboldan dolayı iyi bir eğitim alamıyor, üniversiteye hazırlanırken çok zorlanıyorlar. Bu yüzden benim en önemli hedefim iyi bir eğitim almak. Basketbolu aracı olarak kullanıyorum.
Geçen yaz u20 ve u18 de Avrupa şampiyonu olduk. Bu yıl u19 dünya şampiyonası ve u18 Avrupa Şampiyonası olacak hedeflerimiz neler olacak sence?
Şuan takımın nasıl olduğunu bilmiyorum ama bence U16 Avrupa Şampiyonası dönemimizden daha başarılı olacağız. Çünkü daha başarılı ve çok daha yetenekliyiz.
U16 döneminde şanssız bir şekilde çeyrek finalde İtalya’ya elenmiştik. O maçta neler yolunda gitmemişti? Açıkçası ben İtalya’dan daha yetenekli olduğumuzu düşünüyordum ve hala öyle düşünüyorum.
Kesinlikle bende senin gibi düşünüyorum. Çoğu takım arkadaşım çok kötü oynamıştı buna bende dahil. Furkan ve Enes’in yanında 3. Skoreri çıkarabilseydik her şey daha farklı olabilirdi. Çünkü İtalya çok ekstra şutları sokmuştu o maçta.
Moretti ve La Torre 8 üçlük atarak gerçekten çok ekstra oynamıştı. Peki 95 96 97 jenerasyonlarımız altın jenerasyon olarak nitelendiriliyor. Sen bu konu hakkında neler düşünüyorsun?
Bende böyle düşünüyorum. Bence bu 3 jenerasyon da çok yetenekli oyunculara sahip ve aynı zamanda hepsi çok tecrübeli.
Türk basketbolunu nerede görüyorsun en iyisi olmak istiyoruz ama sence ne kadar daha yolumuz var ve geliştirmemiz gereken yönler neler ?
Bence Türk Basketbolu olarak inanılmaz gerideyiz. Milli Takımlardaki başarılarımız güzel ancak kulüplerde işler çok daha kötü. Kulüp takımlarımızın Staff’ları( Teknik Kadroları) gerçekten çok bilgisiz ve umursamaz tavırları var bu yüzden daha çok yolumuzun olduğunu düşünüyorum.
Oyunundaki eksi yönlerin neler?
Kesinlikle çabukluğum. Daha çabuk olmam gerekiyor.
Peki ya en kuvvetli yönün?
1’den 4’e kadar her pozisyonda oynayabiliyorum ve aynı zamanda top hakimiyetim yüksek.
En çok hangi pozisyonda oynamayı seviyorsun?
1-2-3 numara pozisyonları arasındayım. Açıkçası 3 pozisyonda da oynamayı seviyorum.
Kariyerindeki hedeflerin neler?
Basketbol olarak hiç bilmiyorum. Öncelikli hedefim okulum. İlk olarak okulumu bitirmek istiyorum.
İdolün kim?
Carmelo Anthony. İnanılmaz bir oyuncu.
Kendi yaş kategorinde beğendiğin isimler kimler?
Furkan ile beraber uzun yıllar karşılıklı oynadık. Aynı zamanda Milli Takımlarda da beraberdik. Kendini inanılmaz bir şekilde geliştirdi. Diğer oyuncuları ise pek hatırlamıyorum.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Okulumdan dolayı pek fazla boş vaktim olmuyor açıkçası. Dersler ve idmanlardan sonra ya spor salonuna gidiyorum ya da arkadaşlarımla bir yerlerde oturup bir şeyler yiyorum.
Son olarak, genç bir basketbolcunun hayatında nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Kesinlikle sağlığına ve eğitimine çok dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü iyi bir eğitim alırsan ileride iyi bir meslek bulma ihtimalin çok fazla. Ama sporlarda sakatlanma ve bir anda kariyerinin bitme olasılığı çok yüksek. O yüzden gelecekte, mesleğim bir adım önde olacak.
Öncelikle bana zaman ayırdığın için ve röportaj isteğimi kırmadığın için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim benimle röportaj yapmak istediğin için. İyi çalışmalar diliyorum.
Bu çocukda potansiyel olduğu muhakkak u16 şampiyonasında gayet başaraılıydı fakat koç saçma bir şekilde yeterli süre vermedi ve pf oalrak kullandı onu asılpozisyonu sf bence. Fakat röportaj beni hayal kırıklığına uğrattı eğitim elbette çok önemli fakat basketbolu arka plana atmış gibi duruyor.
Komedi bir röpörtaj.Çocuk basketbolu araç olarak görüyor 🙂 Ne diyelim olur senden bir Carmelo Anthony o zaman Barış 🙂
Sanki Türkiye’deki hocalara biraz kırgın. MVP spor okulundan milli takıma yükselmiş olması da başlı başına ilginç aslında. Bir de nedense takım arkadaşlarından Furkan dışında kimseyi hatırlamıyor.
kimseyi zan altında bırakmak istemem ama yanlış anlamadıysam ailesinin basketbol kariyeri başarılı geçmemiş. bu yüzden de oğullarının basketboldan önce okuyarak bir yerlere gelmesini istiyorlar. Bende çok şaşırdım açıkçası bu röportaja.
Böyle bir yeteneğin basketbol dışında kalması çok üzücü olur. Elbette eğitimi önemli ama elinde de çok büyük bir yetenek var, kesinlikle değerlendirilmeli. Milli takımın hocalarının da bu gibi konularda daha hassas ve dikkatli olmaları gerek. Eğer önümüzdeki u19 dünya şampiyonasına gelirse basketbol ile ilgili düşüncelerini daha net anlamış olacağız.
Basketbolu 2. Plana aliyorsa önce milli takim yönetici ve hocalarinin bir görüşme yapması gerekiyor. Fikri değişmiyorsa onun yerinde olmak isteyen binlerce genç var onlara yatirim yapilmali.
Çok güzel bir röportaj.. Öncelikle yolu açık olsun, pırıl pırıl bir genç.. Ve söylediği gibi eğitim basketboldan önemli.. Bizim ülkemizde maalesef en kötü yanılgı bunun tersinin doğru olduğunun sanılması.. İşte bu yüzden öncelikle futbolda olmak üzere, yetenekli olmasına rağmen eğitimsiz, hatta cahil kalan, bilinçsiz onca sporcumuz var..
Öncelikle Barışa hem eğitim hemde basketbol hayatinda başarılar dilerim. İnşallah onunda Annesi ve Babası gibi başarılı Basketbol hayatı olur. Uzun yıllar büyük başarılar diliyorum.
‘MAŞALLAH’yahu adam hem başarılı hemde dünya yakışıklısı…bu adamın üstüne en güzel yorum MAŞALLAH’la başlamalı..RABBİM her kuluna nasip etmez doğmadan önce başarılı olmayı!!bu herif doğmadan 10 sene öncesinden hamuru yuğrulmuş…..türkiyede gelmiş geçmiş en büyük basketbol’cusu olacak’barış ülke’bunu bir yere not edin der hepinizin gözlerinden öperim…
Barış’ın bu yorumu yapmasını o kadar haklı buluyorum ki. Öncelikle milli takım, takımlar, antrönörlerin vermesi gereken cevap bu cocukları üniversite döneminde nasıl yapayalnız bırakıp belki 1-2 tanesine şans vermelerini açıklamak üzerine olmalı. Sonra ne oluyor bu cocuklar, sıfır eğitim, pırıl pırıl hayatını buna adamış cocukalr üniversite evresinde bir anda hiç bir işe yaramıyorlar. Cunku ülkemizde dogru düzgün bir college ligi ya da prof olamalrı için liseden sonra ara bir lig yok adam akıllı. Yorum yapan arkadaşların bu cocukların nasıl koçların kaprisleri ile yaşamak zorunda olup başka hiç bir hayatları olmadığını önce öğrenmeleri gerekiyor..
Istisna yorumcular disinda bu cocuklari anlayabilecek egitim ve kultur birikimli insan sayimiz cok az. Bu yuzden degerlendirmelerde nakis olacaktir. Bu cocuklari madem anlayamiyoruz en azindan fikirlerine saygi duyabiliriz. Acikca soyluyor cocuk onceliginin egitim oldugunu. Buna istinadende okulu ona burs veriyor. Bizde ise egitim deyince , hah tamam bundan sporcu olmaz gibi onyargili degerlendirmeler yapiyoruz. Bu kafalarla simdiye kadar bir yere varamadik beyler, boyle devam ederse yerimizde bile sayamayiz. Bu isler kolay isler degil arkadaslar. Elin oglu egitim ve spor icin burs veriyor, tutun ulkelerden bu okullara burs icin basvurular yapiliyor, cocuklarimizda bunu kullanabiliyorlarsa saygi duyalim, destek olalim.