Tam 27 yıl önce, aylardan Haziran.
Michael Jordan meşhur NBA finallerinde Portland Trail Blazers’a karşı üst üste altı üç sayılık isabeti bularak maçı, ardından şampiyonluğu getirecekti.
Maçtan sonra ünlü Amerikan tarihçi ve gazeteci David Halberstam, MJ ile ilgili en güzel değerlendirmeyi yapmıştı.
“Michael’ı o gün sahada izlemek, sanki seni öldürmek ve kalbini yerinden sökmek için gelen bir seri katili izlemek gibiydi.”
Yıl 2019, aylardan Mayıs.
Tüm sezon eleştirilerin odağında olan CSKA ve onun başrol oyuncusu Nando De Colo için tüm Final Four tahminleri neredeyse aynı sonucu işaret ediyordu. Yarı finalin galibi Real Madrid olmalıydı.
İspanyollar dört çeyrek boyunca sahanın hakimi, salonun da tek sahibiydi. Maçın zaten bittiğine inanıp terk eden çoğu taraftarın aksine bu maç Nando için bitmemişti. Maç boyu takımının geride olması veya farkın çift hanelerde gidip gelmesi De Colo için sadece sayılardan ibaretti!
Maçın bitimine sekiz dakika kala bulduğu 12 sayı ile takımının adını finale yazdıracak, sonrasında Avrupa’nın en büyük kupası ellerinde yükselecekti.
O gün, Fernando Buesa Arena’da Nando’yu izlemek, aynı Halberstam’ın buz gibi seri katil benzetmesinde olduğu gibi, Real Madrid’in tam kalbinden bıçaklandığını görmek gibiydi. Boyun eğmeyen, soğukkanlı ve zorlayıcı karakteri Jordan benzetmesinin de temeliydi aslında.
Bu senaryo Nando De Colo için ne ilk ne de sondu.
Korkusuzca savaştığı, sonucu kabul etmediği kaç maç olmuştu?
Kaç kez o son şutu eli titremeden atmıştı?
Kaç maç sonunun başrol oyuncusuydu?
Kaç son saniye basketinde sorumluluk almıştı?
Kaç maç takımının geriden gelip galip gelmesini sağlamıştı?
Saymaya kalkarsak neredeyse CSKA’nın tüm EuroLeague takvimine bakmamız gerekir. O nedenle bu soruların cevabı sadece “sayısız kez” olmalıydı.