Konya – U18 Avrupa Şampiyonası bugün 13:45 maçlarıyla başlayacak ve 3 Ağustos tarihine kadar sürecek. ’96 ve ’97 jenerasyonunun Avrupa’daki en iyi yeteneklerini izlememizi sağlayacak olan bu organizasyon öncesi grup, grup takım ve oyuncuları kısa bir şekilde tanıtan bir yazıyla turnuvayla ilgili ilk içeriği yazayım dedim.
Turnuvanın sitesinden maç saatlerine, istatistik vb. ulaşabilirsiniz. Burada da naçizane bizim turnuva boyunca yapacağımız içerik olacak.
A Grubu
Bu grupta elbette İtalya ön plana çıkan takım. Her ne kadar sakatlığından dolayı bu takımın önemli oyuncularından Daniel Donzelli turnuvada oynamayacak olsa da yine Mussini-Flaccadori ikilisiyle İtalyanlar turnuvanın favorilerinden birisi. Ben şahsen çeyrek finali öyle veya böyle yapacaklarını düşünüyorum. Sonuçta bir oyuncunun eksikliğiyle Albert Schweitzer’de şampiyon olan takımın Konya’da U18 Avrupa Şampiyonası’nda dağılacağını sanmıyorum. Ama Donzelli’nin yerine 3. Bir skorer çıkarmaları gerekecek. Belki de bu yönde ’97 doğumlu Andrea La Torre’ye o misyon yüklenilebilir. Turnuva öncesi İtalyanların önemli oyuncusu ’96 jenerasyonunda da son senelerde çıkış yapan Diego Flaccadori ile konuşma şansı buldum:
Bu turnuvanın ben ve takım arkadaşlarım için çok iyi bir şans olduğunu düşünüyorum. Konya’ya gülerek ve mutlu bir şekilde geldik. Umarım Mannheim’daki gibi burada da güzel bir basketbol oynayarak, başarılı oluruz.
Letonya ise bu jenerasyonda Ervins Meznieks ve Rinalds Malmandis gibi iki yeteneğe sahip. Elbette geçen seneki Letonya U18 takımı daha iyi bir takımdı ancak her zaman Letonya sürpriz yapma potansiyeli olan takımlardandır. Bu jenerasyonda da U16’da 10. Olmuşlardı, 2 sene önce. Bakalım 2 senede Letonya ileri mi gitmiş, geri mi, göreceğiz.
Gruptaki bir diğer takım Belçika ise kağıt üzerinde grubun biraz zayıf halkası gibi duruyor. Thomas Akyazılı gibi bir yaş küçük olmasına karşın çok olgun bir guardlara sahipler ancak en uzun oyuncularının 2.05 boyunda olması, onların başını turnuvada biraz ağrıtabilir. Thomas’la birlikte guard pozisyonunda izleyeceğimiz Ordane Kanda-Kanyinda’nın da takıma önemli katkısı olacaktır ama onların bu turnvuada sürpriz yapıp, yapamayacağını uzunların katkısı belirleyecek.
Son takım Polonya ise Letonya ile birlikte grupta bir üst tura çıkmak adına favori. Takımda dikkat edilecek isimler forvet Grzegorz Kulka, guard Marcel Ponitka (Mateuzs’un küçük kardeşi) ve birçok kolej takımının takibinde olan power forvet Maciej Bender. Gruptan çıkmak için şansları var, bakalım bunu başarabilecekler mi?
B Grubu
Bu turnuvanın da “ölüm grubu” herhalde bu. Fransa, Litvanya, İngiltere ve Hırvatistan’ın mücadele edeceği B Grubu muhtemelen ilk aşamada bize izlemesi en keyifli maçları sunacak. İngiltere de dahil olmak üzere her takım bu jenerasyonda önemli oyunculara sahip.
Hatırlayacağınız gibi bu jenerasyonda 2 sene önce Fransa’yı finalde yenip şampiyonluğa uzanmıştık. Ben bu gruptan çıksalar bile bu turnuvada Fransa’nın U16’daki başarısını tekrarlayacağını pek düşünmüyorum. Eliezer-Vanerot takımın kağıt üzerindeki en önemli oyuncusu olarak göze çarpıyor. Klasik Fransız takımlarında gördüğümüz undersize kısa ise bu takımda Etienne Ory.
Hırvatistan, belki de bizden sonra turnuvada en fazla yeteneğe sahip olan takım olabilir. Mazalin gibi sahada hemen hemen her şeyi yapabilen kısaları, içeride de Bender gibi 2.10’luk oyuncuda pek göremeyeceğiniz becerilere sahip uzunları var. Elbette ’96 jenerasyonunun da önemli uzunlarından Marko Arapovic de onlar için çok önemli bir oyuncu. Hırvatlar, U18 seviyesinde 2012 yılında şampiyon, geçen senede 2. Oldular. Bakalım bu jenerasyonda da kürsüde kalmayı başarabilecekler mi?
Bu jenerasyonun çoğu kişiye göre en iyi oyuncusuna sahip olan Litvanya ise bu gruptan çıkarak, U16’da bir nevi bu jenerasyonla yaşadıkları hayal kırıklığını telafi etmeye çalışacak (11. Olmuşlardı). Bahsettiğim oyuncu tabii ki Domantas Sabonis. Geçen senede U18’de çift haneli istatistikler üretti ancak önemli olan takımın onun etrafına nasıl kurulduğu. Eğer ki onun dışındaki yan parçalar takıma katkı sağlayabilire, Litvanya bu grupta Hırvatistan veya Fransa’yı dışarıda bırakabilir. Ancak bu dediğim biraz zor gözüküyor…
Grubun son takımı İngiltere ise, “keşke bu gruba denk gelmeseydi dediğim takım. Enteresan yeteneklere sahipler ancak muhtemelen bu denli zor grupta bir üst tura çıkma başarısı gösteremeyecekler. Takipte kalmanız gereken oyuncular ise ’97 doğumlu Joshua Steel ve Union Olimpija’da tahminim önümüzdeki sene süre bulabilecek Jules Akodo.
C Grubu
Geldik Türkiye’nin grubuna…
Komşu Yunanistan, bu grupta bizimle birlikte öne çıkan takım. U16’da pek başarılı olamamışlardı ancak şu anda takım şampiyonluk adayı olmasa da, biraz daha iyi duruyor. İki ’97 doğumlu oyuncuları Charalampopoulos ve Papagiannis, 4 ve 5 numara pozisyonlarında önemli silahları olacaktır. İkiside geçen sene U16 seviyesinde kendi yaşıtlarına karşı çok iyi iş yaptılar. Özellikle de bir sene Amerika’da geçiren 2.15’lik dev oyuncuları Papagiannis’in Kiev’de izlediğimiz U16 Avrupa Şampiyonası’na göre nasıl 1 senede geliştiğini Konya’da görme şansımız olacak. Takımın ’96 doğumlularına gelince; Amerika’nın yolunu tutan forvetleri Konstantinos Mitoglou ve guard Dimitris Stamatis öne çıkan yetenekler. Ben Yunanların bizimle birlikte gruptan çıkacağını düşünüyorum. Elbette iki takımın arasında oynanacak maç, birinciyi belirleyecek ve iki ülke için de bir sonraki tur için güzel ve tatlı sert bir deneme maçı olacaktır.
Türkiye ile Yunanistan’ın ardından bu gruptan çıkmasını beklediğim takım ise Bosna Hersek.. ’97 doğumlu Edin Atic, ’96 doğumlu Baskonia altyapısında oynayan Sandro Gacic ve yine Nihad’ın kardeşi ’97 doğumlu Nedim Djedovic (Barcelona’da oynuyor) elbette bahsettiğim oyuncular. Bu oyunculardan hangisinin takımın hücumunu yönlendireceği ve liderlik yapacağı da önemli bir konu tabii. Forvet pozisyonunda ise Union Olimpija’lı Aleksandar Lazic’e sahipler ancak o da son izlediğimde pek defansa sertlik getirebilecek bir seviyeye gelememişti.
Çek Cumhuriyeti benim içinde biraz kapalı kutu. Açıkladıkları aday kadroda ’97 doğumlu Simon Pursl dışında herhangi bir oyuncu tanımıyorum ve açıkçası bu jenerasyonlarda ön plana da çıkan oyuncuları olmadı. Kadrolarında bir Jan Vesely potansiyeline sahip oyuncu var mı, göreceğiz 🙂
Türkiye hakkında elbette birçok şey yazabilir, söyleyebilirim. Ancak biraz kısa tutacağım, zaten turnuva içerisinde bol bol burada yazıp çizeceğim. Elbette turnuvanın favorisiyiz. Ev sahibi olmamızın avantajı var (elbette salonda nasıl bir atmosfer olacak, “ev sahibi” olduğumuzu hissedebilecek miyiz, göreceğiz) ve bu jenerasyonda önemli yeteneklere sahibiz. 2 sene önce bu takım U16’da şampiyonluk yaşamıştı, bu takımdan da Berk, Egemen, Okben, Oğulcan geçen sene U18 seviyesinde de Avrupa şampiyonluğu yaşadı. Tolga sakatlıktan döndü, tekrar takımdaki yerini alacak. U16’ya göre elbette eklenen oyuncular oldu, Furkan-Metehan-Doğuş-Yiğit gibi. U16’da oynayan Ediz, Ercan, Oğuzhan, Mehmet ve Mert bu turnuvada olmayacaklar. Ediz ve Mehmet geçirdiği sakatlıklardan etkilendiler, Oğuzhan ve Ercan ise U16’ya göre pek gelişme kaydedemedi. Ama elbette son oyuncuyu kesmek biraz zor bir karar olmuştur. Mert bu turnuvanın seviyesinde bir oyuncu ve çoğu takımda da önemli rol oynar. Ancak tahminime göre staff daha çok skorer ve topla oynamayı seven oyuncular olduğu için, savunmacı birkaç oyuncu ile harmanlamak istedi takımı. Umarım turnuvadan en iyi sonucu alırız…
D Grubu
B Grubu’nun ardından 2. en zor gruba geldik. Bu grupta Karadağ-İspanya-Sırbistan gruptan bir üt tura çıkmaya çalışacak olan takımlar olacaktır.Rusya’yı son izlediğimde hiç beğenmemiştim, bu grupta işlerini zor görüyorum.
Turnuvanın favorilerinden olan Sırbistan, bu jenerasyonda uzun pozisyonunda Vasilije Vucetic gibi içeride size’ı ile domine edebilecek bir uzuna sahipler. Takımda çok sayıda 3-4 numara var. Benim aralarında en beğendiğim oyuncu Stefan Lazarevic. U16’ya göre kendisini çok geliştirdi ve bu turnuvada Sırplar adına önemli bir oyuncu olacaktır. Takımda elbette bol bol 1-2 numara pozisyonunu oynayabilen oyuncular var. ’96 doğumlulardan Rasa Djokovic, Ilija Dokovic, Stefan Simic gibi yeteneklere sahipler ancak bütün gözler mutlaka geçen sen U16’da Sırbistan’ın yenilmesine rağmen MVP seçilen ’97 doğumlu Barcelona oyuncusu Stefan Peno da olacaktır.
Rusya’yı en son Konya’da düzenlenen hazırlık turnuvasında izleme fırsatım olmuştu, biraz yarım yamalak olsa da. ’96 jenerasyonunda şu ana kadar dikkat çeken bir yetenekleri gözükmedi, ’97 jenerasyonundan ise Ilya Karpenkov elbette içeride önemli bir silahları. İlk aşamada biraz daha oyunlarını ve oyuncularını anlamak için detaylı izleyeceğim takımlardan birisi olacak. Bakalım sürpriz galibiyet alabilecekler mi? (ilk maçları bugün Sırbistan’la)
Marc Garcia’nın liderliğindeki İspanyollar da elbette turnuvada favori olan takımlardan birisi. Koçları Jose Ramon Cuspinera, çok tecrübeli bir antrenör. Rubio’nun o efsanevi istatistikler yakalayıp, İspanya’yı U16’da şampiyonluğa taşıdığı sene takımın baş antrenörüydü. Kulüp bazında bu sene Laso’nun birinci yardımcısı olarak görev yaptı ve geçen sene yine İspanyolların U18 Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya kazandığı kadronun da başında Cuspinera vardı. Takıma dönecek olursak, elbette hücumda Garcia’nın etrafında kurulacak bir takım bekliyorum. İçeride ise birkaç sene evvel bu jenerasyonun en önemli yeteneklerinden biri olan ancak daha sonra pek gelişme gösteremeyen Marc Bauza ve tam tersi, birkaç sene önce hiç ortada olmayan ancak bu sene kendini kanıtlayan Yankuba Sima gibi iki iyi oyuncuya sahipler. Elbette Garcia hücumda önemli rol oynayacaktır ancak şutör Francisco Alonso’ya dikkat etmek lazım.
Karadağ ise geçen sene B Division’dan çıkan bir takım. Gözler elbette Karadağ’ı izlerken basketbol hayatını İspanya’da sürdüren ve bu jenerasyonun önemli uzunlarından Zoran Nikolic’te olacaktır. Keza Petar Popovic ve Ilic gibi önemli kısa oyunculara da sahipler. Özellikle Ilic atletizmiyle dikkat çekiyor.
Halil Can Pelister – twitter.com/HCanPelister
Okben Ulubay en göze çarpan isim bence.Bir de Furkan Korkmaz’ın neler yapabileceğini merak ediyorum.Skorer oyunu bakalım devam ettirebilecek mi?Turnuva bugün başladı,bizim adımıza hayırlı bir turnuva olması dileğince .. Yine madalya hatta altın madalya beklemek şımarıklık ya da hayal olmadığı kanısındayım. Sevgilerle ..
Maalesef altyapı oyuncularımızı gereğinden fazla şişirip motivasyonlarını olumsuz etkiliyoruz. Yere göğe sığdırılamayan Ege ve Egemen Bosna’nın vasat uzunları tarafından denize döküldüler. Bu takımda mental olarak üst seviye olan tek oyuncu sadece Berk’tir. Umarım onun liderliğinde şampiyon oluruz…