3- Hücum yerleşimi
James Nunnally’nin yüksek yüzdeyle üçlük sokması önce onun ardından sistemin başarısı. Geçen sezon takım halinde 40% ile üçlük atan Fenerbahçe Doğuş bu sene çıtayı biraz daha yükseltti. Takım halinde 41,8% ile üçlük sokuyorlar. Ve CSKA’nın ardından bu istatistik departmanında ikinci durumdalar.
Fenerbahçe’nin hücumları çarçur etmemesi ve en doğru şutu seçmesi onlara bu yüzdeyi sağlarken yay gerisine dizilen şutörlerin sayesinde kısalara penetre alanı açıyor. Nunnally, Dixon, Sloukas, Melli, Datome, Wanamaker hatta her alanda şapka çıkartılmayı hak eden bir gelişim sergileyen Kalinic ile sarı lacivertliler ölümcül bir üçlük takımı. Burada bir şerh koymak gerek.
Yüzdesel olarak ikinci olsa da Fenerbahçe üçlük denemede 14. isabetli toplam üçlükte de 11. sırada bulunuyor. Bu kadar iyi yüzdeyle atarken insan daha fazla deneseler diye düşünmeden edemiyor.
4- Oynama alışkanlığı
Basketbol ya da go oyunu, çim biçme veya duvar boyama… Ne yaptığınız hiç fark etmez, doğruyu ne kadar çok tekrar ederseniz başarı şansınız o kadar artar.
Sloukas, Melih, Datome, Melli ve Vesely. Şahane bir kısa beş gibi görünüyor değil mi. Hatta dilerseniz Melih yerine Dixon’ı alalım. Obra’nın en çok kullandığı beşi olmasa da çok can yakacaktır. Ama daha önemli bir şey var. Bu altı oyuncu tam üç yıldır birlikte oynuyor.
Koçun neye kızacağını daha duymadan biliyor. Ne istediğini kenara bakmadan tahmin ediyor. Aynı altılı üç yıldır Final Four’da mücadele ediyor. Bu belki de Fenerbahçe’nin en büyük ikinci artısı. En büyük artısı ise…
5- Obradovic
Ne kadar yazsak eksik kalacak, ne söylesek fazla gerekecek. Obradovic işte.