İlk engelimizi aştık, peki ilerleyen günlerde neler yapmalıyız? #FIBAU18Europe

macsonu
Ahmet Tokyay (TBF)

Gençler Avrupa Şampiyonası’nda heyecan dün itibariyle başladı. Gruplarda ilk karşılaşmalar oynandı ve sıra ikinci maçlarda. Genç Milli Takımımız da dün Yunanistan karşısında ilk karar maçını oynadı. Zaman zaman alnımızdan soğuk terler aksa da, sahadan 80-77 galip ayrıldık ve turnuvaya galibiyet ile başladık.

Samsun’daki turnuva oldukça iyi başladı. İlk günün tamamını Mustafa Dağıstanlı Spor Salonu’nda geçirdim. Ters tarafta oynanan muazzam maçları kaçırsam da İspanya-Hırvatistan mücadelesi ile birlikte ‘’Evet, burası Avrupa Şampiyonası’’ mesajını aldım. Belki maçın kalitesi çok üst düzey değildi ancak mücadele seviyesi oldukça yukarıdaydı. Diğer tarafta da aynı saat başlayan bir Bosna Hersekİsrail maçı vardı ki, o mücadele de yıllarca hatırlanacak cinsten. İlk olarak İsrail, maç içerisinde 15 sayılık bir fark yakaladı. Daha sonrasında Bosna Hersek, Sani Campara ile geri geldi ve son hücuma üç sayı önde girdi. Ancak daha maç bitmemişti ve İsrail son sözü söyleyerek maçı uzatmalara götürdü. Uzatmalarda ise şans Bosna Hersek’ten yanaydı ve sahadan galibiyet ile ayrılmayı başardılar.

16:15 seansında ise İtalya ile İsveç karşı karşıya geldi. Beklenildiği gibi karşılaşma İtalya’nın üstünlüğü ile sona erdi. Ancak İsveç adına da bu maçta çok güzel bir detay vardı. 1999 doğumlu kısa forvet Olle Lundqvist, muazzam bir oyun oynadı. Sadece ben değil, yanımızda bulunan uluslararası gözlemciler de Olle Lundqvist’in performansını çok beğendiler. Hatta yanımda bulunan bir İtalyan gözlemci ‘’1999 jenerasyonunun daha gitmesi gereken çok yolu var. Ancak Olle Lundqvist, ileride Euroleague arenasında forma giyebilir. Gelişime çok açık ve oyununu çok beğeniyorum’’ dedi. İlerleyen günlerde de bu genç İsveçliyi yakından takip etmenizi öneririm.

cz0ylsuweaazu8a
Ahmet Tokyay TBF

Gelelim Millilerimize. Saat 18:30’da parkedeki yerimizi aldık ve rakibimiz Yunanistan’dı. Şampiyona başlamadan önce oynadığımız iki hazırlık karşılaşmasında da iyi sinyaller verememiştik. Özellikle Litvanya maçı bizim adımıza iyi geçmedi. Daha sonrasında oynadığımız Bosna Hersek mücadelesinde de inişler çıkışlar yaşadık. Savunma düzenlerini de tam olarak oturtamamamız, bizi sıkıntılı bir duruma soktu. Yunanistan ile karşılaşacağımız maç öncesinde iki güzel haber vardı. İlk güzel haber Ahmet Can Duran’dan geldi. Takımımızın en önemli isimlerinden olan Ahmet Can’ın şampiyonada oynayıp oynayamayacağı belli değildi. Yunanistan maçı ile birlikte Ahmet Can, parkelere geri döndü ve takımımıza katkı sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. İkinci güzel haber de Samsun halkının Millilerimizi yalnız bırakmaması oldu. Samsunlular, bu mücadeleye yoğun bir ilgi gösterdi. Buradan kendilerine teşekkürlerimizi sunalım. Salonun neredeyse %90’ı doluydu ve maç boyunca inanılmaz bir destek verdiler.

Maçın başında, gelen bu müthiş desteğin telaşını yaşadık. Karşılaşmaya tutuk başlayan Milliler, tüm kontrolü Yunanistan’a kaptırınca koçumuz Onur Çetin ilk molasını aldı. Koç Onur Çetin, çok ciddi ve ağırbaşlı bir insan. Ciddiyetinin yanında da oyuncularıyla olan iletişimine son derece önem verir ve bu tarz anlarda hemen önlemini alır. Alınan mola sonrasında da, şampiyona boyunca çok sık kullanacağımız full court press kozumuzu sahaya sürdük. Yaptığımız bu hamlenin de meyvesini aldık. Kenardan gelen oyuncularımız iyi katkılar verdiler. Bu konu ile ilgili de bir istatistiği sizlerle paylaşalım. İlk üç çeyrekte rakip potaya bıraktığımız 60 sayının 30’unu benchten gelen oyuncularımız bulmuş. Yunanistan cephesinde ise bu rakam sadece dokuz. Yani maç boyunca bench katkısı olarak rakibimizin hep bir adım önünde olduk.

İkinci çeyrek ile birlikte Milliler, desteği de iyiden iyiye arkasına aldı. Yunanistan takımı, kadro kalitesi olarak çok iyi seviyelerde değil elbet. Ancak bu periyot ile birlikte onlara çok net bir mesaj verdiğimizi düşünüyorum. Ömer Utku Al’ın direksiyonda olduğu bölümde sayı farkını çift hanelere kadar çıkartmamız bizi rahatlattı. Ancak bu avantajı ikinci yarıda çabuk harcadık. Hücumda sıkıştık ve rakip de farkı hemen kapattı. Yunanistan’a karşı yaşadığımız bu tarz sıkıntılar tolere edilebilir. İlerleyen dakikalarda da bunu yaptık. Ancak daha güçlü rakipler karşısında bu tarz sıkıntılar yaşarsak, filmler erken kopar.

cz0tn_5wqaa5cnq

Üçüncü çeyrekte sete set üzerinden çok az sayı bulduk. Bulduğumuz sayıların tamamı bireysel beceriler ile gelen basketlerdi. Ömer Utku Al ile oynadığımız tepe pick and roll oyunları bir süre sonra tıkandı. Bundan daha da kötüsü ise aynı oyunun son çeyrekte de devam etmesi. Rakip potaya son bölümde 22 sayı bıraktık. Evet, ama 27 sayı da yedik. Yenen 27 sayı, Avrupa Şampiyonası standartlarının oldukça üstündedir. Ayrıca 22 sayımızın 11’i faul çizgisinden gelmiş. Yani Yunanistan takımı biraz daha dikkatli oynasaydı, başımız daha da çok ağrıyabilirdi. Ayrıca bir önemli nokta daha var, o da ribaundlar. Maçın başından itibaren zayıf taraftan atak yapan Yunan oyuncular, çoğu kez başarılı oldu. Yunanistan bu mücadelede tam 13 hücum ribaundu aldı. Almanya karşısında da aynı problemi yaşarsak eğer, başımız çok ağrır. Isaiah Hartenstein, Kostja Mushidi ve birçok önemli isim ribaundlarda oldukça saldırgan. Takımda saf bir dört numaranın olmaması da ribaundlarda sıkıntı yaşamamıza neden oluyor.

’En çok saha içinde neyi iyi yaptık?’’ sorusunu yöneltecek olursanız da tabii ki oyunun emek kısmından bahsederim. İnanılmaz bir mücadele koyduk ortaya. Oyuncularımız her top için sonuna kadar mücadele etti. Taraftarımızı da arkamıza aldık ve iyi işler yaptık. Yaşanan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bertan Baştan, yardım savunmasında yer aldığı bir pozisyonda rakibinden topu çaldı ve topu çaldığı oyuncu yere düştü. Oyuncu yere düştüğü sırada da Bertan ona öyle bir bağırdı ki, ben bile kenardan irkildim. Gerçekten mükemmel bir andı. Bertan Baştan, yüreğiyle oynayan ve sonuna kadar savaşan bir oyuncu. Aynı şekilde diğer oyuncularımız da başarılı olmayı gönülden istiyorlar. Yarınki rakibimiz Finlandiya. Finler turnuvanın en kısa takımı. Bugün Almanya karşısında da pek fazla direnemediler. Ama yine de Edon Maxhuni’ye dikkat etmekte yarar var. Rakibimizi hafife almak bize hiçbir şey kazandırmaz. Aksine maç içerisinde daha da çok zorlanırız. Eğer maçtan galibiyet ile ayrılırsak, gruptan çıkmayı garantileyeceğiz. Bu da rahat bir nefes almak anlamına geliyor. Eğer başarılı olmak istiyorsak, her gün takım halinde oyunumuzu geliştirmeliyiz. Savunmada çok daha dikkatli olup, rakiplerimize nefes aldırmamalıyız. Parkeye duygularını bu kadar çok yansıtan bir ülke sanırım yoktur. Umarız adım adım ilerler, hedeflerimize ulaşırız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler