Bir bunalımın son demleri; Derrick Rose artık son aşamaya geldi

Hayatta bazen insanın kontrol edemediği olaylar yaşanıyor. Bu bir ölüm haberi, bir sakatlık veya bir hastalık haberi olabiliyor. İnsan kontrol edemiyor ve sadece üzülüyor. Derrick Rose’un durumu da aynı böyle.

 Geride bıraktığımız saatlerde ESPN yazarı Adrian Wojnarowski son olarak Cleveland Cavaliers’ın forması giyen Rose’un sakatlığı sebebiyle takımdan iyice uzaklaştığı ve basketbol kariyerini gözden geçirdiğini yazdı.

Ardından ise bunun sebebi geldi: ”Sürekli gelen sakatlıklardan dolayı çok yoruldu.”

 Chicago Bulls forması giyerken gösterdiği performans ve kendine has bıraktığı turnikeler ile taraflı tarafsız herkesin gönlünü kazanan bir oyuncunun bu duruma düşmesi herkes için üzücü. İnsan kontrol edemiyor.

Yalnız bu Rose’un ilk bunalımı değil. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz sene New York Knicks forması giyerken kimseye haber vermeden ortadan kaybolan Rose’un bir süre sonra Chicago’da bulunan annesinin yanında olduğu ortaya çıkmış ve herkes rahat bir nefes almıştı.

Bu konuyu ise ”O bir aile meselesiydi. Takım arkadaşlarım ve basketbol ile hiçbir ilgisi yoktu. O an ailemle birlikte olmak zorundaydım.” şeklinde açıklıyor.

Poohdini’nin hikayesi artık bir basketbol hikayesi olmaktan çıktı. Bu artık hayat ile olan mücadelesi. Demir sinirleri var denilen, olan olaylara hiç tepki vermemesi ile bilinen Rose’un bu seviyeye gelmesi artık onun yaşadıklarının ne kadar ağır olduğunu gösteriyor. 

 Bu yazıyı okuyup sezon başında Gordon Hayward’ın yaşadığı sakatlığı hatırlamayan yoktur. Orada olan pozisyonu tekrar izlediğinizde Derrick Rose’un ilk tepkisine dikkatlice bakın. Bir profesyonel basketbolcudan daha çok 9 yaşındaki küçük bir çocuğun hayatında ilk defa korkunç bir böcek görmesi gibiydi. Tabii ki o sakatlık çok kötüydü ve herkesi etkiledi. Ancak Rose’un o an içinde yaşadıkları bambaşkaydı. Bunu izleyince gerçekten içinizde hissediyorsunuz.

Belki Cleveland Cavaliers ona bel bağlamamıştı, belki o sakatlıklar sonrası hiçbir takım ondan bir beklenti içinde değildi. Ama insan yine elinde olmayan olaylardan dolayı üzülüyor. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi. Nereye kadar sayarsak sayalım Rose’un hayal kırıklarının sayısına ulaşamayız, belki de bu sayıyı tarih boyunca kendisinden başka kimse bilmeyecek. Onun içinde yaşadıkları gerçekten tüyler ürpertici. Belki de hikayenin en üzücü kısmı burasıdır.

Bizim ekibin her zaman dediği gibi aslında her şey şurada kopmuştu: ”Basketbolu bıraktıktan sonra tek isteğim sağlıklı bir şekilde yürümek…”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler