Barış Ermiş’in Antep Hikayesi

Barış Ermiş Fenerbahçe Ülker formasıyla sessiz başlayan sezonda, Gaziantep’e adım attığı gün ligin bir maçın kaderine en fazla etki edebilen oyuncularından birine dönüştü. İlk 14 maçında sadece 4 galibiyet alabilen ve küme düşme tehlikesini ensesinde hisseden Royal Halı Gaziantep’in sorumluluk alacak bir lidere ihtiyacı vardı, Barış Ermiş’in de oynamaya. İki tarafın bir araya gelmesiyle bugün play-off’u kovalayan ve EuroChallenge Son Dört’üne kalan bir takım ortaya çıktı. Bu değişimi tetikleyen Barış Ermiş, Tbf Medya ekibinden Şansal Kulabaş’ın sorularını yanıtladı.

Barış Ermiş’in Gaziantep macerasının en dikkat çekici yanı, ilk maçtan itibaren üst düzey bir katkı vermesi. Tofaş’a karşı yeni takımının formasını giydiği ilk maçta 22 sayı, 6 asist, 3 ribaund ve 4 top çalma ile oynadı. Kısa sürede bu kadar hızlı adapte olmak, onun için de sürprizdi ama takım arkadaşları ve teknik kadro bunun için elinden geleni yaptı.

“Böyle kolay adapte olmayı beklemiyordum. Daha önce yine Türk Telekom’da benzer bir kiralık olarak sezon ortasında gitme tecrübem olmuştu. Zor oluyor. Oturmuş, sistemi belli bir takıma gidiyorsunuz. Ama Gaziantep’te arkadaşlık ortamı iyiydi. Hoca, teknik ekip ve yönetim sıcakkanlıydı bana karşı. Takım arkadaşlarım arasında daha önce beraber oynadıklarım da vardı. Şans da yanımdaydı. Her şey çok iyi başladı benim için.”

Sezona beklentilerin altında başlayan Royal Halı Gaziantep’in en önemli eksikliği saha içi lideriydi. Lorbek gibi iyi bir skorer, Bremer gibi iyi bir delici veya Borovnjak gibi iyi bir uzun vardı ama bu potansiyeli yönetebilecek bir saha içi lideri yoktu. Barış Ermiş bu boşluğu mükemmel bir şekilde doldurdu. O da bunun farkında. Takıma en büyük katkısının özgüven eksikliğini aşmalarını sağlamak olduğunu belirtiyor.

“En büyük katkım sayı-asistten ziyade özgüven eksikliği yönünde oldu. Çoğu maçı son saniyede kaybeden bir takımdı. 14 maçta sadece 4 galibiyet almak, küme düşme potasında olmak moralleri bozmuştu. Bir Türk oyuncuya da ihtiyaçları vardı. Ben de oynamayı çok özlemiştim. İki taraf da birbirine ilaç gibi geldi.”


Barış Ermiş gibi işinin asist yönünü de ihmal etmeyen bir oyun kurucu için en büyük avantaj, pasları sayıya çevirecek takım arkadaşları şüphesiz. Gaziantep’te böyle oyunculardan çok var ve artık Barış Ermiş gibi onları topla buluşturan bir oyun kurucu ile işleri daha da kolay. Ermiş, hücumda özellikle uzunlarla daha iyi anlaşan bir oyun kurucu olduğunu söylüyor.

“Uzunlarla daha iyi anlaşıyorum. 2-3 hafta aramızda olmayacak ama Borovnjak ile iyi anlaşıyorum. Çok iyi bir skorer ve şutör olan Lorbek var. Mutlu pası aldığı zaman sokabilen, çok nokta bir şutör. Bir guard için önemli olan, doğru kişiyi doğru yerde topla buluşturmak. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Takım arkadaşlarım da sağolsun asistlerimi yemiyorlar.”

Barış Ermiş Fenerbahçe Ülker dışındaki opsiyonlarını düşünmeye başladığında, karşısına ciddi teklifler geldi. Bunlardan biri de ikinci ligde mücadele eden ama büyük yatırımlarla ciddi bir başarıyı hedefleyen Darüşşafaka Doğuş’tu. Ermiş bu teklifi Orhun Ene faktörü nedeniyle değerlendirdiğini ama sonunda Gaziantep’ten yanan karar verdiğini anlatıyor.

“Darüşşafaka’dan teklif almıştım. Banvit’ten eski hocam Orhun Ene orada çalıştığı için değerlendirmiştim, yoksa kafamda ikinci lige gitmek gibi bir düşünce yoktu. Oraya iyi yatırım yapıldığını, uzun yıllar iyi yerlere oynayacağını bildiğim bir takımdı. Ama mantığım bana buraya gelmemin doğru olduğunu söyledi. Ben de şu anda doğru kararı verdiğimi düşünüyorum.”

Banvit’te geçirdiği verimli sezonlardan sonra Fenerbahçe Ülker’de işler istediği gibi gitmemişti. İlk sezonunun ilerleyen döneminde forma şansı bulmaya başlasa da, Obradovic’in gelişiyle Barış Ermiş’in Sarı-Lacivertli günlerinin de sonu yaklaşmıştı. Ermiş oynamak isteyen ve oynayabileceğini bilen bir oyuncu. Gaziantep fırsatı karşısına çıktığında değerlendirmek için vakti kaybetmedi.

“Fenerbahçe Ülker’e geldiğimde takımın başında Simone Pianigiani vardı. Ondan forma almakta zorlanıyordum. Geçen dönemde oynama şansı bulmuştum. İlk beş başladığım birçok maç vardı. Ertuğrul Erdoğan geldiğinde de bu devam etmişti. Ama Obradovic gelir gelmez beni takımda düşünmediğini söyledi. Takım bakmam söylendi ama geç olmuştu. Sezonun başlamasına bir hafta kalmıştı ve benim kafama yatan bir ihtimal söz konusu olmamıştı. Obradovic de bana süre verebileceğini söylemişti. Ama neredeyse hiç oynama şansı bulamadım. Kafama yatan birkaç teklif olunca da kendisiyle konuştum. Bana her konuda çok yardımcı oldu. Ben de Gaziantep’e gelerek doğru tercihi yaptım.”

Barış Ermiş Royal Halı Gaziantep formasını kiralık giyiyor ve gelecek sezon için Fenerbahçe Ülker penceresi halen açık. Ama o, Sarı-Lacivertliler’e döneceğini düşünmüyor. Gelecek sezon planlarını bir kenara bırakmış durumda. Şu anda sadece play-off’ları ve EuroChallenge’ı düşünüyor.

“Geçen sene beni takımda düşünmeyen Obradovic’in gelecek sezon beni takımda isteyeceğini düşünmüyorum. O yüzden Fenerbahçe’ye döneceğimi düşünmüyorum. Şu anda gelecek sezon oynayacağım takımdan ziyade bu sezonu en iyi şekilde tamamlamak istiyorum. EuroChallenge Kupasını kazanmak, Play-off’a kalmak istiyorum. Siz iyi oynayınca, iyi yerlere çıkınca istediğiniz takımlar zaten size tekliflerle geliyor.”

Barış Ermiş son Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası’nda milli kadroda yer almıştı. Gaziantep formasıyla gösterdiği performans onu bir kez daha milli radara soktu. Süre almasının ve oynamasının onu yeniden hatırlattığını düşünüyor ve milli takımın başına Ergin Ataman’ın geçmesinden çok memnun.

“Ergin Ataman’ın göreve gelmesine çok sevindim. Çok klişe olacak ama Türk oyuncunun, Türk taraftarın dilinden anlayan bir koç. Bana kalırsa Türk koçla daha rahat ediyoruz. Kendini ispat etmiş, iyi bir koç. Bu sene EuroLeague’de şanssızlıklara rağmen iyi işler yapıyor.”

“Fenerbahçe’de hiç oynamıyordum. Oynamadığınızda kimse sizden bahsetmiyor. Geçmişte ne yaparsanız yapın oynamayınca unutuluyor. Ben de Gaziantep’te kendimi tekrar hatırlatmış oldum. Ergin Ataman da bana görev verirse, elimden gelen her şeyi yaparım.”

Barış Ermiş Gaziantep’te ilk kez forma giyiyor ve kısa sürede gösterdiği üstün performansta şehre çabuk uyum sağlamasının da payı var. Adaptasyon süreci çabuk geçti ve yaşadığı yerde çok mutlu. Efsanevi Antep mutfağı da bu süreci çok kolaylaştırmış.

“Baklavalarla aram çok iyi. Hatta frene basmak zorunda kaldım. Çok güzel bir şehir, insanlar çok sıcak. Yemek konusunda aşmış durumdalar. Gittiğimde 15-20 gün ne olduğumu şaşırdım, sonra kendime ‘Dur’ demek zorunda kaldım. Her gün üç öğün kebap, baklava katmerlerle sporcu hayatı geçmeyecekti. Her şey dört dörtlük. Her şey yolunda gidiyor.”

Kaynak: tbl.org.tr

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler