Yaşıtlarının çok ötesinde genç bir basketbolcu | Geleceğin Michael Jordan’ı mı? #SI

–18 Şubat 2002’de Grant Wahl tarafından LeBron James için yazılmış çok keyifli bir yazı. Daha lise yıllarındayken efsane için yazılmış bu yazıyı sizlerle paylaşmaya değer gördük. Keyifli okumalar!–

Ohio Lisesi 11. sınıf öğrencisi LeBron James o kadar iyi ki daha şimdiden Air Jordan’ın varisi olarak adlandırılıyor.

LeBron James
si.com

Parlak lacivert takım elbisesiyle göz kamaştıran, keli ışıkta parıldayan Michael Jordan, Cleveland’ın Gund Arena’sının giriş tüneline adım attı, kocaman bir gülümsedi ve ülkenin en iyi lise oyuncusu LeBron James’le çok eski bir dostuymuş gibi samimiyetle tokalaştı ve “Annen nerede?” diye sordu.

“New Orleans’ta.” dedi LeBron, geçen yaz annesi Gloria ve Jordan’ın Chicago’da tanışıp çok iyi anlaştıklarını hatırlayıp sırıtarak.

Ocak ayının son gecesinde saat 10, ve o an ağır bir andır, biraz da tarihi. Ergen yaştaki Bill Clinton’ın JFK ile tanıştığı anın resmini hatırlıyor musunuz? Aynı ortam. Burada Airness ve Kral James, biri 38 yaşındaki usta ve diğeri 17 yaşındaki deha, biri tüm zamanların en iyisi ve biri de bazılarının -salya akıtan NBA menajerlerinden birbirine muhalif ayakkabı firmaları yöneticilerine hayran kalmış taraftarlara- gelecekte Air Jordan’ın yerini alabileceğine inandığı 11. sınıf öğrencisi.

Jordan Cavaliers’ı batırmak için daha yeni buzzer-beater attı, ama başka bir karşılaşma geliyor. Tüm dikkatleri üzerine toplayacak kadar yetenekli,  2.07 m boyunda, 102 kg ağırlığındaki, Akron’da St. Vincent-St. Maria Lisesi’nde 29.6 sayı, 8.3 ribaund ve 5.9 asist ortalamayla oynayan, oyun kurucu LeBron’ın Jordan’ın Nike’la yaptığı gibi bir tekstil şirketi ile anlaşma için gerekli tüm özelliklere sahip olduğu düşünülüyordu. LeBron’ın sadece hırslı oynama özelliği ve Jordan’ın eksik kaldığı Iverson tarzı sokak itibarı yoktu, o aynı zamanda gerektiği yerde cazibesini de kullanabiliyordu. Bu durum, LeBron’ın bundan bir yıl sonra tarihin en karlı ayakkabı sözleşmesini imzalayacak NBA çaylağı olacağı beklentisinin nedenidir ve tabii Jordan’ın da bu anlaşmanın kendisinin de anlaşmalı olduğu Nike’la yapılmasını istemesi oldukça normaldir.

Fakat bu gece LeBron’ın üzerinde siyah bir kot ve Jordan’ın da fark ettiği ama görmezden geldiği lisesinin sponsoru olan Adidas’ın logolu bir beresi vardı. Birkaç dakika geyik yapıp LeBron’ın bir sonraki maçıyla ilgili şakalaştıktan sonra Jordan bir parça tavsiye vererek ayrılır: “Tek dripling, dur ve kaldır. Görmek istediğim bu.”

LeBron kafa sallar ve gülümser. “Bu benim adamım.” der. Her şey göz önünde bulundurulduğunda, neyin daha etkileyici olduğuna karar vermek zor—LeBron’un daha 11. sınıf öğrencisi olmasına rağmen en iyi lise oyuncusu olarak övülmesinin mi, çoğu NBA scout’unun onun bu senenin draftlarında 1. sıradan seçilebileceğine inanmalarının mı (tabii lig kuralları bunu yasaklamıyor olsaydı) yoksa Jordan’la bu kadar rahat olabilmesinin mi…

Tekrardan, tüm ilginin üzerinde olması LeBron için yeni bir durum değildi. Geçen yaz Chicago’da Jordan’ın gizli çalışmalarına davet edilen tek liseliydi. LeBron, NBA oyuncuları arasındaki en yakın arkadaşı Boston Celtics’in yıldızlarından Antoine Walker’la sürekli görüşmekteydi. Şu Cavaliers maçına olan saha içi biletleri mi? LeBron’ın vekil babası Eddie Jackson sadece Cleveland koçu John Lucas’ı arardı. LeBron çoktan Michael Finley, Tracy McGrady ve Jerry Stack’la vakit geçirmişti, en sevdiği rapçi Jay-Z’den bahsetmeye bile gerek yok. “O da iyi çocuk.” der LeBron. “İlk önce oteline gittik, ve sonra da sahne arkasına giriş biletim vardı.”

Bu arada LeBron’un daha 17’ye yeni girdiğini söyledik mi?

Daha önce Jordan (Nike için), Bryant ve McGrady’nin ilk ayakkabı sözleşmelerini imzalayan Adidas temsilcisi Sonny Vaccaro “LeBron daha bu yaşta Kevin Garnett, Kobe Bryant ve Trace McGrady dahil, 37 yıldır bu işte gördüğüm herkesten daha iyi.” der.

Aralık ayında LeBron’un 38 sayı atıp, 17 ribaund aldığı maçta 70-64’lük skorla mağlup olan Germantown Academy’den Patriots’un koçu Jim Fenerty “Kobe lise son sınıf öğrencisiyken onunla oynadık ama LeBron şu ana kadar karşısında oynadığımız en iyi oyuncu. LeBron Kobe’nin son sınıf olduğu zamandan fiziksel olarak daha güçlü ve bize karşı ondan daha iyi şut atan biri olmadı.” der.

Onunla ilgili bu kadar havalı bilgi yeterliyse, LeBron’un özgeçmişine bakın. Önceki sezon, St. Vincent-St. Mary Lisesi’ni art arda ikinci kez Division III eyalet şampiyonluğuna taşırken, Ohio eyaleti Mr. Basketball ödülünü kazanan ilk 10. sınıf öğrencisi oldu. Geçen Temmuz ayında düzenlenen MVP seçildiği Adidas ABCD Kampı’nda değeri birden fırladı ve daha sonra ülkenin en güçlü ekiplerinden Oak Hill Academy’ye karşı New Jersey Trenton’da 72-66 kaybettikleri maçtaki 36 sayı, 9 ribaund ve 4 asistlik performansıyla piyasayı altüst etti. Ayakkabılardan dolayı olmalıydı: çünkü önceki cuma NBA All-Star maçı için Philadelphia’da olan Bryant’ın ona verdiği, Adidas’ın özel tasarımı Amerikan bayrağı temalı ayakkabıları giyiyordu.

LeBron, “Çoğu oyuncu oyunu nasıl oynaması gerektiğini biliyor ama aslında nasıl oynamalarını gerektiğini bilmiyorlar, dediğimi anlamışsınızdır umarım. Topu potaya bırakabiliyorlar ama ben bazı şeyleri olmadan görebiliyorum. Bir oyuncunun takımını nasıl daha iyi yapabileceğini biliyor musunuz? Bu Jordan’ı izleyerek öğrendiğim bir şey.” diyordu.

Aslında, NBA scoutları LeBron’un şut mesafesi, akıcı oyunu, kendini sevdiren patlayıcı yanı gibi çok yönlü yeteneği konusunda hemfikirken genelde onu  karşılaştırdıkları kişi nefesleri kesen paslarıyla bilinen Magic Johnson’dı.  Bir scout “En şaşırtıcı şey de bir çocuğun hücumda hiç bencil oynamayıp oyunu bu kadar domine edebilmesi. Çoğu genç oyuncu nasıl oynamaları gerektiğini bilmiyor ama o ilk önce pas vermeyi düşünüyor ve bu işte çok iyi.” dedi.

LeBron’u Trenton’daki maçta ikinci defa izleyen Phoenix Suns’ın eski koçu Danny Ainge, “Eğer GM olsaydım, onunla şu an takas etmeyeceğim sadece 4 ya da 5 NBA oyuncusu olurdu.” dedi. “Duke’ta oynayan Jason Williams’ı beğeniyorum, ve Çinli çocuğu (Yao Ming) da duydum, ama LeBron bu sene gelseydi, başka birisini düşünmezdim bile. 1 numaradan onu seçerdim.”

si.com
si.com

Tabii tartışılan bir konu da var. Geçen yaz NBA tarihinde draftlara katılan ilk 11. sınıf öğrencisi olabileceğini açıklayarak bir kargaşaya yol açsa da–bu durum NBA kurallarına göre oyuncu liseden mezun olana kadar yasak—LeBron St. Vincent- St. Mary’den 2003 bahar döneminde mezun olacağına söz verdi ve “Kural adil değil ama hayat böyle. Bir sene daha arkadaşlarımdan ayrılmamak için burada kalacağım. Sorun, 17 yaşındaki golfçüye (Ty Tryon) PGA Turu’na katılması için izin vermeleri. Bir de daha 14 yaşında profesyonel olan tenisçiler var. Peki neden basketbolcular bunu yapamıyorlar?” diye sordu.

LeBron’un aynı lisede bir yıl daha kalmasıyla onun hakkındaki söylentiler lise çağındaki bir atlet için eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Lisenin spor direktörü Frank Jessie “Şu an burası ‘mid-major college’ ortamı gibi.” dedi. Bu sene Fighting Irish iç saha maçlarını Akron Üniversitesinin 5100 kişi kapasiteli James A. Rhodes Arena’sında oynuyor. 1750 civarında kombine satıldı ve maçlara 4000 üzerinde bir katılım oluyor, bu sayı üniversitenin erkek takımının seyircisinin neredeyse iki katı.

LeBron bu durumun sebebi olabilir, ama o klasik bir liseli fenomen değil. Aslına bakılırsa son iki sene okulun Amerikan futbol takımında wide-receiver (top tutucu) pozisyonunda sakatlık riskine karşı oynayarak kariyerini riske etti. İlkten Gloria son güz döneminde oynamasını istemedi, ama henüz 22 yaşında olan şarkıcı Aaliyah geçen Ağustos ayında bir uçak kazasında ölünce, LeBron Gloria’yı ikna etti. “Yarın ne olacağını bilemiyoruz. Takımımla sahada olmalıydım.” Sol elinin (şut attığı eli değil) işaret parmağını bu yüzden kırmasına rağmen Irish’in eyalet yarı finallerine çıkmasında pay sahibiydi.

Gloria, LeBron’u uzun bir süre koruyabileceğini biliyordu. Doğum yaptığında 16 yaşındaydı, iki yıl sonra annesi öldükten sonra Akron’da sürekli ev değiştirdiler. (Bir seferinde oturdukları ev belediye tarafından yıkılmıştı.) LeBron, “Uyuşturucu madde ticareti, silahlar, cinayetler… hepsini gördüm. Ama annem beni bütün bunlardan korudu.” dedi.

James ailesinin göçebe hayatının yarattığı problemler de vardı. LeBron 4. sınıfta devamsızlığının 100 günden fazla olduğunu söylemişti. Gloria’yla uzun zamandır birlikte olan Jackson da uyuşturucu ticaretinden 3 yıl hapis yatmak zorunda kalmıştı.

4. sınıfın sonlarına doğru LeBron basketbol koçu Frankie Walker’ın evine taşındı. LeBron bu durum için “Hayatımı değiştirdi. Sonraki sene hiç devamsızlığım olmadı ve not ortalamam da gayet iyiydi.” açıklamasını yapmıştı. 6. sınıfa geldiğinde bazen koçun evinde bazen de annesinde kalıyordu. Gloria kısa bir süre sonra da Jackson’ın hapisten çıktığını ve maddi yardıma devam ettiğini söyledi. Biyolojik babasıyla hiç tanışmayan LeBron, Jackson’a ‘babam’ diye hitap etmektedir.

8. sınıftaki takımını ulusal AAU Turnuvası’nda finallere kadar taşıdığından beri Akron’un yükselen yıldızıydı. Her ne kadar Duke, North Carolina, Florida, Ohio State ve Louisville üniversitelerinden birine gitmeyi düşündüğünü söylese de kimse onun üniversiteye gideceğine inanmıyor. Gloria, Eddie’yle bu dönemde iş için ülkeyi turlarken, New Orleans’ta gittikleri Super Bowl karşılaşmasında LeBron’un tanıtımı için bazı kişilerle tanıştıklarını söyler.

Hem 2 senedir lise takımının hem de son iki senedir oynadığı bir Oakland AUU takımının sponsoru olduğu için Adidas’ın daha şimdiden LeBron’a bir yakınlığı var (hatta Irish’in üniformalarının tasarımına yardımcı oldu). Gloria ve Eddie ise Adidas’ın yöneticilerinden Vaccaro’yu ziyaret etmişlerdir ve LeBron da Vaccaro’nun New Jersey Teaneck’teki ABCD Kampı’na katılmıştır. Bu arada NIKE, Gloria ve Eddie’yi NIKE’ın CEO’su Phil Knight’la buluşturarak medyada büyük ilgi uyandırmıştır. Gloria konuyla ilgili “En üsttekine ulaşabiliyorken neden daha aşağıdakine gidesiniz ki? NIKE oldukça dikkat çekici.” demişti.

si.com
si.com

Bu olaya Jordan da el atabilirdi. Vaccaro, “Bu tam bir Shakespear draması olacak. Esasen işin içinde iki kişi var: ben ya da Michael veya Adidas ya da Nike. Kim olursa olsun, LeBron uzun uzadıya bu konuyu düşünecek. Böyle inanıyorum.” dedi.

Jackson, “Nike’ın ürünlerini kullanan çoğu NBA oyuncusu Phil Knight’la tanışma fırsatı bulamıyorlar, tabii bu arada Adidas’ın Sonny Vaccaro gibi üst düzey yöneticileriyle tanışmak da büyük bir onur.” dedi. Her iki ihtimal için de Jackson sürücü koltuğunda LeBron’un olduğunu, bir de hapishane ve çok uluslu bir şirketin CEO’sunun ofisinin tahmin edilenden daha yakın olduğunu kendinden biliyordu. Knight’la olan görüşmesinden yakın zaman önce geçen Temmuz ayında Akron’da bir bar karıştığı kavga yüzünden 30 gün ertelenmiş hapis cezası yemişti.

Şimdilik LeBron lise öğrencisi ve milyoner, reşit olmayan bir çocuk ve olgun bir erkek gibi garip ikilemlerin içinde yaşıyor. O tüm bu kategorilere giriyor tabii ki. Gund Arena’da Cavaliers maçında orta yaşlı anne-babalar onunla resim çekilmek istediler ve LeBron da göreviymişçesine istekleri kabul etti. Daha sonra da Jordan formalı 11 yaşında bir çocuk imzasını almak için onu durdurdu, bu imza isteklerinden sadece bir tanesiydi. Cleveland Browns’un koçu Butch Davis bile maçtan sonra LeBron’la bir süre konuştu. Davis LeBron’un sırtına hafifçe vurarak “Hey LeBron! Nasılsın? Bizim takım için wide-receiver olmak ister misin? Sadece kırmızı bölge için. Ne dersin?” diye sordu.

Her ne kadar şu an popüleritesi çok yüksek olsa da LeBron hala bir çocuk. Cavaliers’ın bir molası sırasında seyircilere atılan küçük plastik toplardan birini alabilmek için elini çılgınca sallamıştı (Aslında başardı da, hatta maçtan sonra Jordan’la karşılaştığında hala o topla oynuyordu). Akron’a dönerken radyoda çalan Jay-Z şarkısını birden son ses yapıp Sebastian Telfair gibi yakın arkadaşlarından gelen mesajları okumaya başladı.

Yetişkin olmaya yakın, ama henüz daha bir çocuk. Sakatlıksız, problemsiz bir seneye daha ihtiyacı var ve bir senenin sonunda bir hayalini daha gerçekleştirecek. Sonraki süreç hakkında o zaman kafa yorabiliriz. James ailesinin batı Akron’daki mütevazi evinin televizyonunun üstünde LeBron, Sports Illustraded Dergisi’nin kendi resminin olduğu ve altında “O GELECEĞİN MICHAEL JORDAN’I MI?” yazılı kapağının bir fotokopisini tutuyor. Tabii ki müthiş yükselişine rağmen şu an bunu cevaplamak için oldukça erken ama kesinlikle sormaya değer bir soru.


  • Sport Illustrated’ta yer alan yazının orjinaline bu bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler