.@utkuhangenc yerinden takip ettiği #NBAAllStar deneyimini kaleme aldı!

Hayatta öyle tecrübeler vardır ki yaşarken yaşadığınıza inanamazsınız, bittiğinde ise sanki bir rüyaymış gibi gelirler. Benim adıma bu hafta sonu böyle bir tecrübe oldu. Bildiğiniz üzere son günlerde NBA All-Star etkinliklerini TrendBasket adına bildirmek üzere Los Angeles’da bulunmaktaydım.

Öncelikle bu hafta sonu, küreselleşen basketbol dünyasında TrendBasket’in ne kadar önemli bir rol oynadığını göstermesi vesilesiyle bizim ekip adına en önemli etkinliklerden biri oldu. Türkiye’yi online platformda temsil eden tek oluşum olmamız bizi çok gururlandırıyor ve gelecek dönemler için bizi daha güzel başarılar elde etmek için motive ediyor. Dilerseniz basın mensubu olarak kendi tecrübelerimi elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.

Öncelikle, NBA All-Star hazırlıkları, NBA tarafından başvurumuzun kabul edilmesi ile başladı. Ekibimizin çok değerli isimlerinden Los Angeles Lakers ve Los Angeles Clippers maçlarını yerinden haberlerle sizlere ulaştıran Eyüphan Koç’un misafirperverliği sayesinde otel ayarlamak gibi bir sorunum olmadı ama otel ayarlamak durumunda kalmak ise NBA’in sayesinde çok büyük bir sıkıntı çekmeden bu meseleyi halledebilirdim. NBA her konuda çok profesyonel bir organizasyon ve beş yüzü aşkın basın mensubu için otel odalarını önceden ayırtıyor ki rezervasyon konusunda sıkıntı çıkmasın. Uçak bileti konusunda ise NBA’in basın mensuplarını kendi hallerine bıraktığını söyleyebilirim. Genel yolculuk hakkında kısa anektodlar verdiğime göre ana meseleye geçebilirim.

Hafta sonu boyunca etkinliklere girebilmeniz ve medyaya ayrılan özel ayrılmış kısımlara girebilmeniz için, LA Convention Center’dan akreditasyon kartınızı almanız gerekiyordu. Ben şahsen, Cuma sabahı yükselen yıldızlar maçının taraftarlara açık olan idmanı öncesi kartımı aldım ve bu kartla beraber LA Convention Center ve Staples Center’da da kullanılabilecek her güne 20 dolar değerinde olmak üzere toplam 60 dolarlık yemek kartlarını da teslim aldım. Özellikle idmanlarda ya da maç önü antremanların da medyanın giriş izni olan noktalar ve durması gereken yerler çok açık bir şekilde belirtilmemiş olsa da organizasyon konusunda çok sıkı kurallar olduğunu söyleyebilirim.

Bu idmanların dışında hem Cuma hem de Cumartesi günleri her oyuncunun basın açıklamaları için kendine ait bir bölgesi ve yarım saatlik bir basından herkesin sorularını sorabileceği bir medya için ayrılmış zamanlar vardı ve Twitter’dan canlı olarak sizlere elimizden geldiğince bu basın toplantılarını ulaştırmaya çalıştık. Bogdan Bogdanovic, Dario Saric gibi yolu ülkemizden geçmiş isimlerin ülkemiz ve taraftarlar hakkında çok güzel sözler söylemeleri olsun, Larry Nance Jr. ve Eric Gordon gibi oyuncuların esprili cevapları olsun, Kevin Durant’in Russell Westbrook hakkında edebi cevabı olsun, Kyrie Irving’in basın toplantısında Stephen Jackson’ın dünya küremi imzalar mısın diye uzatması olsun ve en önemlisi LeBron James hakkında birkaç gün öncesinde “Çeneni kapa ve basketbolunu oyna!” diyen Fox muhabirine cevap olarak LeBron James basketbolcudan çok sosyal bir figür olduğunu savunarak Lebrona destek çıkan Kevin Love, Kemba Walker olsun her anında orada olup, tarihe tanıklık etmek hayatımın en özel tecrübelerinden biri oldu.

Burada özellikle LeBron James’in tekrardan ne kadar büyük bir idol ve figür olduğunu kanıtlar nitelikte olan cevabı ise beni basketbolla bu kadar iç içe olduğum için gururlandıran, unutulmaz bir andı. Amerika’da ırkçılık hala çok büyük bir sıkıntı ve LeBron James gibi sosyal figürlerin bu durumu değiştirmek için bu kadar çabalamaları beni umutlandıran bir durum. Kendimi, 1963 yılında “Bir Hayalim Var” konuşmasında milyonlarca Afrikan-Amerikalıya umut olan Martin Luther Jr’ın ne kadar büyük bir insan olduğunu ve günümüzde onun veliahtı olarak LeBron James’in bu sorunları çözmek için var gücüyle çabalaması basketbolun bir oyundan fazlası olduğunu kanıtlıyor. Zaten biz de bu yüzden sevmiyor muyuz bu sporu; ezilmişin, yenilmişin ve fakirin sporu değil mi basketbol? Irkçı toplumlarda büyüyüp, basketbolun tek çıkış yolu olarak gören milyonlarca insanın kurtuluş yolu değil mi sonuçta bu spor?

Azıcık edebiyat yaptıktan sonra, asıl konumuza geri dönelim. Önceden de belittiğim gibi NBA All-Star dünya çapında beş yüzden fazla medya mensubunu ağırlıyor dolayısı ile bazı yer sıkıntıları çıkabiliyor. Medya mensuplarına ayrılan bölgede şanslı birkaç kişiden biri olarak koltuğum olmaması sebebiyle, ilk başta panik olsam da medya bölümünde mutlaka gelmeyen ve koltuğu boş kalan isimler olması sebebiyle üç günde de yarışmaların hepsini çok güzel noktalardan seyretme şansı buldum. Devin Booker’in efsanevi performansını, Dennis Smith Jr.’ın muhteşem smacını ve All-Star maçında LeBron James, Kevin Durant ikilisinin Stephen Curry’e yaptığı inanılmaz savunmaya çok yakından şahit oldum ve bunun için ne kadar müteşekkir olsam az.

Bu işlere çok yeni başlayan biri olarak yıllardır Los Angeles Lakers maçlarını yerinden izleyen, Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur ve birçok efsanevi isimle röportaj yapmış Barbaros Tapan ile karşılaşmam ve onun tavsiyelerini dinlemek benim için ayrı bir tecrübeydi. Bunun dışında Mike Schmitz gibi scoutluk konusunda bir marka olan isimle genç oyuncuları değerlendirmek gibi hayatta hiç hayal edemeyeceğim imkanlara eriştim. Kevin O’Connor gibi çok sevdiğim bir basketbol yazarı ile tanışıp, Türk basketbolunu ve Türk basketbolcuları onunla beraber yorumlama şansım oldu. Daha nice duayen gazeticiler ile konuşup onlarla görüşlerimi paylaşma fırsatına eriştim. Pops Mensah-Bonsu gibi Türk basketbolunun efsane isimlerinden biriyle sohbet edip, hayallerimden birini gerçekleştirdim.

2000 jenerasyonun en dikkat çeken isimlerinden Mert Akay’ı canlı izleyip, kendisini yakından tanıdım. Kendisi çok saygılı ve çalışkan bir basketbolcu ve onun adına çok umutluyum. Basketball Without Borders Kampı onun dünyanın dört bir tarafından jenerasyonun en iyileri ile mücadele edip, kendini göstermesi için çok iyi bir etkinlikti ve onu yerinden izleyebilmek benim için de çok güzel bir deneyim oldu. Kendisi çok çalışkan ve zeki bir basketbolcu ve geleceği parlak. Dediğim gibi bu ve bunun gibi anlar benim bu sporu neden sevdiğimi anlatıyor. Çocukluğumda ancak hayalini kurabildiğim başarılara ulaşmak beni çok mutlu ediyor ve bana bu imkanı sağladığı için özellikle beni en başından destekleyen Can Ağabey’e ve bana inanan TrendBasket ekibinin geri kalanına tekrardan teşekkür etmek istiyorum.

Kısacası bu hafta sonu benim için rüya gibiydi ve umarım Los Angeles’tan bu güzel atmosferi sizlerle olabildiğince paylaşabilmişimdir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler