.@UfukSarica15 yönetiminde yeni hayallere kanat çırpan Beşiktaş’ı @kartalalpe kaleme aldı!

Cumhurbaşkanlığı Kupası heyecanıyla açılan basketbol sezonunda bu hafta ligin başlangıcı yapılıyor. Günden güne kalitesi artan yerel ligimizin her sezon başı olduğu gibi “renk katması beklenen” takımlarından Beşiktaş Sompo Japan’ı inceleyeceğimiz bu yazı öncesinde geçmiş dönemler ve genel bilgilerle sizleri yormayacağımı belirterek konuya giriş yapmak istiyorum.

Rotasyon

  1. Michael Thompson – Şafak Edge – Kenan Sipahi
  2. Michael Roll – Muratcan Güler
  3. DJ Strawberry – Erkan Veyseloğlu
  4. Kyle Weems – Earl Clark
  5. Vladimir Stimac – Doğan Şenli – Sertaç Şanlı

Ufuk Sarıca, Pınar Karşıyaka’da birkaç yıl süren ve ufak çaplı bir kupa dominasyonuyla taçlanan oyun yapısına (birtakım falsolar haricinde) uygun bir takım kurdu. Hareketli, topu paylaşmasını bilen, skor gücü yüksek, dinamik ve yüksek tempo basketboluna uygun bir takım. Kadronun genel oyuncu tiplemelerine en aykırı ve potansiyel sorun çıkarabilecek parçası Vladimir Stimac. Set düzeninde sırtı dönük hücum etmeye alışkın Stimac, ekibin temel eksiği olan çember savunuculuğu rolüyle de uzaktan yakından alakası olmayan bir isim. Yavaş ayakları, düşük atletizmi, oynanması planlanan basketbola ters düşen yapısıyla kağıt üzerinde Sarıca prensiplerine uymuyor, uymamalı. Burada bir virgül koyarak Stimac’ın kontratının kısa süreli olduğunu ve özellikle NBA’den uzun düşmesi ihtimali üzerinde durulabileceğini belirtmek istiyorum.

Beşiktaş JK Basket (@BJK_Basketbol)
Beşiktaş JK Basket (@BJK_Basketbol)

Teorik olarak en önemli soru işaretine değindiğime göre biraz olsun güzellemelerime başlayabilirim. Beşiktaş Sompo Japan, sahaya yansıtılması planlanan düzene paralel bir kadro kurdu. Karşıyaka’da yarattığı efsanenin baş aktörlerinden Dixon’a çok çok benzer yapıda bir oyuncu olan Thompson’ın liderliğini yapacağı ekibin hücum opsiyonlarındaki çeşitlilik iç açıcı. Weems’in statik atıcılığı, Strawberry’nin deliciliği, Roll’un ikili oyun oynatma kabiliyeti ve oyun zekası, Clark’ın çembere atakları ve bu oyuncuların hepsinin açık saha basketboluna da uygun oluşu koçun elini güçlendirecek. Hazırlık maçlarında ipleri Thompson’ın eline veren ekip, savunmada zone press üzeri adam adama savunmayı tercih etmiş ve takımın boyalı alana inildikçe artan defansif zaafiyetini bu şekilde kapayıp hızlı hücum kovalamıştı. Rakip sahadaysa dört dışarı bir içeri dizilimini sıklıkla kullanan Sarıca, yerleşimi ve top paylaşımını sezon başına göre çok iyi bir seviyeye çıkarmış gibi görünüyor. Stimac’ı bençten getirip kısaların aktif dinlenme dakikalarındaki hücum silahı rolüne bürümeye çalışan Ufuk Hoca’yı zorlayan etmen elinde başka bir pivotun olmaması. Sıklıkla pivot pozisyonunda oynayan Clark’ın verimi düşük kaldığı gibi Udoh, Vesely, Dunston gibi eşleşmelere cevap veremeyeceği aşikar. Ayrıca ikili oyun çıkışlarında içeriye devrildiği kadar dışarıya yöneliyor oluşu takımın iç-dış dengesini küçük aralıklarla kaybetmesine sebep olabilir. Bu vesileyle önceki paragrafta belirttiğim problemin altını basit iki kelimeyle yeniden çizmiş olduk; Pivot lazım.

Beşiktaş Sompo Japan kadrosunun çeşitliliğinden ve potansiyelinden hem bahsettik hem de haberdarız. Burada büyük puntolarla öne çıkarmamız gereken nokta, takımın bütünsel ve bireysel anlamda büyüme zorunluluğu. Bu ekipte neredeyse hiçbir oyuncu uluslararası arenada liderliğini ispat etmedi. Thompson oyununu olgunlaştırmak ve tempo-panik ayrımını daha kalın çizgilerle keskinleştirmek, Roll artık Euroleague’in düzenli oyuncusu olabileceğini göstermek, Strawberry Karşıyaka döneminde playoffta aldığı sorumluluğu tüm sezona yaymak, Weems istikrar yakalamak, Clark yapabileceklerini ve yapamayacaklarını kendi içinde netleştirip, Avrupa’ya adapte olmak ve bençten gelecek tüm yerliler verim vermek zorunda. Şafak Edge’sinden Sertaç Şanlı’sına, Kenan Sipahi’sinden Doğan Şenli’sine kadronun bütün ‘tek tip oyuna yoğunlaşmış’ basketbolcuları rotasyonu rahatlatmalı. Görev tanımlarını sağlıklı kurup kurmama konusunda staff puanı sezon içinde verileceği için oyunculardan şu an için beklenecek şey bu görevleri harfiyen yerine getirmek olacak. Tam burada Ufuk Sarıca’nın dakika ayarlamaları ve maç sonunda takımı diri tutma eksenlerindeki başarısını hatırlayabiliriz.

Bu takım neyi yapabilir? Hızlı yerleşip rakip savunmayı dengesiz hale getirebilir. Yerleşime izin vermeden çembere gidebilir. Dribbling üzeri şut atabilir. Spacing’i kusursuz hale getirip doğru top paylaşımıyla köşe atıcılarını ödüllendirebilir. Ters eşleşmeleri kullanabilecek meziyetli oyuncu sayısının çokluğuyla bire birleri kullanabilir. Clark’ın adaptasyonuna ve daha önemlisi pota altına transfer yapılıp yapılmayacağına bağlı olarak Pick&Roll oynayabilir. Dinamik bir kısa ve düzenleyici bir partnerle (Kenan-Roll vb.) beraberken Stimac’ın çember altı tehdidinden faydalanabilir. Forvetlerinin tamamından dış atış bulabilir. Skorbord “Stop Forrest, stop!” yazana kadar koşabilir. Fakat dört numaralarının aynı anda gününde olmayışını (ki buna müsait isimler) kaldıramaz. Thompson-Roll-Strawberry üçlüsünü, hatta kritik dakikalarda bu üçlünün ikisini aynı anda dinlendiremez. Çemberi gözü kapalı koruyacak bir uzunu olduğunu varsayarak ön alan baskısında şuursuzlaşamaz. Kalite ve tarz farkı aşırı keskin olduğu için katiyen yanlış eller üzerinden hücum şekillendiremez. İstisnalar hariç rakipleriyle size yarışına giremez. Temponun (doğal olarak pozisyon sayısının) düşürüleceği dakikalarda yaratıcılığından ödün veremez. Tüm bunların ötesinde dış şut yüzdesi düşük kalarak yaşayamaz. En azından Michael Roll bir Vladimir Micov’a dönüşmezse.

Beşiktaş JK Basket (@BJK_Basketbol)
Beşiktaş JK Basket (@BJK_Basketbol)

Beşiktaş Sompo Japan iki sezondur yerel ligin playofflarına kalamıyor. Önceki iki sezonda ise çeyrek finali aşamadı. Üç kupayla taçlandırılan, Cumhurbaşkanlığı Kupası’yla krema çekilen 2012 senesinden sonra böyle bir düşüş haliyle taraftarın basketbola bakış açısını ve şubenin vizyonunu da etkiledi. Belki bir okur olarak sizlere basit ya da önemsiz gelecek lakin kısa vadede bütünlüğü sağlayıp, uzun vadede başarı getirmenin en önemli anahtarı hedef belirleme. “Ligi olabilecek en iyi sırada bitirmek istiyoruz” cümlesiyle başlayan ve dokuzunculukla bitirilen başka bir sezon yaşamak istemeyen herkesin uygulaması gereken şey bir hedef belirlemek ve buna bağlı hareket etmek olmalı. Kalitenin ne kadar arttığının farkında olmakla beraber yükselişlerin de düşüşler kadar hızlı olabileceğine inananlardanım. Sağlıklı bir yapı, sağlıklı bir bakış açısı, ortak heyecan ve hedefler, hepsinden değerlisi inatla doğruya yönelmek Beşiktaş’ın yazı tahtasında bir paragrafını ayırması gereken unsurlar olmalı. “Bizim basket takımı boş ya, futbola bak sen futbola” cümlelerine rastlamamak için kısıtlı imkanlar ve olumsuzlukların ardına yeniden sığınmadan doğrular kovalanmalı. Kendisinin büyük bir hayranı olmamakla beraber Ufuk Sarıca’nın bu hususta siyah beyazlı camia için çok büyük şans olduğunu düşünüyorum.

Bir diğer saha dışı unsur da yönetim olacak. 2012 sonrası basketbola verilen değer, başarı çizelgesi, harcamaların karşılıkları vb. tamamen eksilerde kaldı. Salona taraftar çekmeyi başaracak, gerektiğinde hakemi baskı altına alabilecek mesafe ve ağırlıkta sorumlu barındıracak, kenetlenmeye ve 2005-2008-2012 dönemlerinde yakalanana benzer bir havaya katkıda bulunacak yönetim anlayışı olmadan başarı gelmesi, en azından benim kafamda tasarladığım başarı tanımına karşılık bulunması çok zor. Özellikle de Obradovic, Blatt, Ataman ve Perasovic’in ve nice dişli ekiplerin bulunduğu bu ligde. “Sonuç ne olursa olsun playofflardayız” anonsundan 15 dakika sonra playoff dışında kalmış ve böyle bir zaafiyeti kendine dert edinmemiş branşın imajını toplaması elzem. Bu noktada taraftarın üzerine düşenler, alması gereken sorumluluklar gibi kalıplaşmış tabirlere girmeyeceğim, zira taraftar her zaman iyiyle kötüyü ayırt eder ve gerekli desteği de tepkiyi de yerine ulaştırır.

Bu yazıda kısa kısa bahsettiğim cümlelerin % 30’unun ucunu açıyorum ve sezon içinde değişebilecek fikirlerim olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Ayrıca tahmin edilenden daha zor şartlar ve kısıtlı vakit içinde tamamlamış olmamdan ötürü oluşabilecek ufak tefek hatalarım için de affınıza sığınıyorum. Cümlelerime, Beşiktaş’a gönül veren herkesin günde en az üç kez tekrarlaması gereken o sihirli kelimelerle son vermek istiyorum; Pivot lazım. Daha sihirli olsun diyorsanız eğer şu şekilde söyleyin; Acilen pivot lazım. Keyifle okumuş olmanızı dilerim.

1 Yorum

  1. Dogru bir Besiktas analizi. Yanliz benim anlamadigim kulup baskanlarinin salon yapacagiz merak etmeyin demesi ! Zaten bir salon var,ilk once onun hakkini verin.Yok artik o salona sigamaz hale geldiniz ha o zaman koyarsin butceni ortaya,bakarsin yeni salon projesine ! Ama burada onemli olan hamaset edebiyatiyla seyirciyi amiyane tabirle gaza getirmek ! Kusura bakmasinlarda seyirciyi bu kadar hafife almanin bedelide agir olur !

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler