-Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkürler
Ben de teşekkür ederim.
-Geçen sezondan başlamak istiyorum. Geçen sezon sizin için dramatik bir sonla bitti. Trabzon maçı sonrası gözyaşlarına hakim olamamıştın, o anki duygularını anlatır mısın bize?
Bazen bir an geliyor, bütün sezonun emeği bir topa ya da bir maça kalıyor. Kaybedilmiş bir maç, değişik bir ruh hali. Bunu sporcu olmayan insanların çok fazla anlayabileceğini zannetmiyorum. Orada bir senenin heba olan emeklerine ağlamıştım.
-Erdemir’in çekilmesinden sonra sizin için bir şans doğdu fakat TBF Konya’nın çıkmasına karar verdi. Bu durum sizi nasıl etkiledi?
Bizi çok kötü etkiledi. Şöyle ; biz bütün ağustos ayı boyunca 4 kişi antrenman yapmak zorunda kaldık. Bireysel ve fiziksel antrenmanları yapabildik fakat takım antrenmanı yapamadık, bu da sezon içinde dalgalanmalara sebep oldu. Sezon içinde 4-5 maçlık mağlubiyet serimiz vardı, o zamanlar takım antrenmanı yapamamanın dezavantajlarını yaşadık. Bunları aşmak çok zor oldu bizim için ama şimdi durumu toparlamış vaziyetteyiz.
-Başarıda ve şampiyon olmakta takım içi dengenin payı büyüktür, Giresun’da takım içindeki ilişkiler nasıl?
Takım içi merceği sağlayacak kişi koçtur. Ve bunu da bizim koçumuz gayet düzgün bir şekilde ayarlıyor, yeni gelen transferlerle beraber çok iyi bir takım kimyası oluştu. Her anlamda elimizde birçok alternatifli bir kadro oldu, koçumuz da bu kadroyu elinden geldiğince düzgün bir şekilde kullanıyor ve bizi başarıya ulaştırmaya çalışıyor.
-Giresun gibi sosyal aktivitesi az bir yerde basketbol oynamak sizin açınızdan ne derece avantajlı, ne derece dezavantajlı?
Dediğin gibi bir yerden avantaj bir yerden dezavantaj… Avantajları, takım arkadaşlarınla daha çok zaman geçiriyorsun, daha çok kaynaşabiliyorsun. Atıyorum, İstanbul’da ya da İzmir’de oynadığınız zaman yapabilecek birçok aktivite olduğu için, takım arkadaşlarına zaman ayıramıyorsun. Giresun gibi bir yerde yapabilecek çok fazla bir şey olmadığından, tüm aktivitelerini takım arkadaşlarınla yapıyorsun.
-Son iki sezondur TB2L’de kalite git gide arttı, özellikle ikinci yabancıdan sonra. Türk oyuncuları nasıl etkiledi bu karar?
Bu konuya geniş bir perspektiften bakmak lazım… Evet, ligin kalitesi arttı, çok iyi yabancılar geldi. Hall olsun, Heytvelt olsun, Kambala olsun birçok kalburüstü yabancılar ligimize geldi. Bunlarla antrenman yapmak, gelişmek, bir oyuncuya çok şey katar. Bu olayın kötü tarafı ise ; daha az Türk oyuncunun ikinci ligde yer almasını sağladı. Aslında bunu bizim yaşımızdaki oyuncular için değil de daha çok genç oyuncular için büyük bir tehlike olarak görüyorum.
-Türkiye’de daha önce üst seviye takımlarda oynadın, üst seviye oyuncularla oynadın. Bunların sana ne gibi katkıları oldu?
Ne kadar kaliteli oyuncuyla antrenman yaparsan ve çalışırsan, onların hepsinden ufak ufak anekdotlar, ufak ufak şeyler kazanıyorsun. Bu bir oyuncu için çok önemli bir şey, kendi pozisyonunda da olabilir, olmayadabilir. Ben Radosevic’ten önemli şeyler öğrendim Bandırma sezonunda. Birçok kaliteli oyuncuyla oynamış olmanın verdiği bir birikim oluyor insanda.
-Artık Play-Off’lara yaklaşıyoruz, lig gitgide sertleşmeye başlıyor…
Daha da sertleşecek, henüz en sert seviyeye geldiğini düşünmüyorum. Çünkü her şey yalan, bu gerçek dediğimiz yer Play-Off. Geçen sezon çok güzel bir sezon geçirdik, belki o kadar şans verilmiyordu bize ama biz bunları başardık. Play-Off’lardan elendiğimiz zaman da elimizde hiçbir şeyin olmadığını gördük…
-Son olarak; Taraftar sizin için çok büyük bir itici güç, her maç salonu dolduruyorlar. Onlar hakkında neler söylemek istersin?
Ben bunu daha önceki konuşmalarımda da söylemiştim, basketbolu izleyecek seyirci bulamıyor birçok il. Ama bizim seyircimiz var ve onları sığdıracak salon bulamıyoruz, bizim en büyük sorunumuz bu zaten. Bu insanlar gerçekten basketbola sahip çıkıyorlar, umarım bir gün sen de gelirsen Giresun’a çok iyi anlayacaksın bizi. Atmosferi, oradaki insanların basketbol sevgisini… Sadece saha içerisinde değil, saha dışında da bu desteği görüyorum. Dolu taraftara karşı oynamak deplasman olsun, evinizde olsun çok güzel bir şey.
-Bize zaman ayırdığın için teşekkürler Kaptan.