THY Euroleague Panorama – Top 16 1.Hafta

E Grubu: Cimbom Sinan’la Güldü!

Galatasaray LH – Zalgiris Kaunas: 78-69

Salı günü oynanan Top 16 açılış maçında, Galatasaray Liv Hospital kendi sahasında Zalgiris Kaunas’ı mağlup etmeyi başardı. Kızılyıldız maçı öncesi yaşanan olaylar sebebiyle yine seyircisiz oynanan karşılaşmada kazanan Cimbom, bu galibiyetle birlikte seyircisiz karşılaşmalarda 2’de 2 yapmış oldu. Sarı-Kırmızılılar ALBA maçını da seyircisiz oynadıktan sonra cezasını tamamlamış olacak. Karşılaşmaya gelirsek, Galatasaray ilk yarının neredeyse tamamını geride götürdü, buna rağmen ikinci yarı sorumluluğu paylaşarak önemli bir karakter sınavı verdi ve gruba galibiyetle başlamış oldu. İlk yarı sayı üretemeyen Sinan Güler’in ikinci yarı 14 sayı bulması, yeni transfer Carter’ın takımla doğru düzgün antreman dahi yapamadan 7 sayı 7 ribauntluk katkısı çok değerliydi. Top 16’da başarıya ulaşabilmek için her maç başka bir kahraman çıkarmalı, başka bir öykü yazmalısınız. Galatasaray’da da buna ihtiyaç var, her maç Arroyo ya da Erceg’in sırtlamasını bekleme lüksü yok Sarı-Kırmızılıların. Ayrıca Top 16’da başarı/beklenti endeksi, iç sahada her maçı kazanmak ve dışarda mümkün olduğunca galibiyet çalmak esası üzerine kuruludur. Pratikte uygulaması kolay değil ama teoride kabul gören genelgeçer bilgi bu. İşte bu yüzden, hele ki seyircisiz maçta hata yapmamak çok önemliydi. Ergin Ataman ve öğrencileri o hatayı yapmadılar ve gruba 1-0 önde başlama hakkı kazandılar.

Kızılyıldız – Real Madrid: 72-79

Normal sezonun en iyi çıkış yapan takımlarından olan Kızılyıldız, ilk karşılaşmada evinde Real Madrid’e mağlup oldu. Her ne kadar favori olarak gösterilmeseler de, evlerinde çok tehlikeli Sırplar. Real Madrid gibi zaman zaman ciddiyeti elden bırakan bir takıma karşı sürpriz yapma şansları vardı. Ancak İspanyollar Top 16’e iyi konsantre olduklarını gösterdiler. Kızılyıldız hava yakaladığında ve tempoyu bulduğunda tehlikeli oluyor, Avrupa’da bunu bilmeyen yok zaten. İşte dersine iyi çalışan İspanyollar -gerek Koç Pablo Laso gerekse saha içinde oyuncular- seyirciyi oyuna sokmamak için her şeyi yaptılar. Kızılyıldız karşılaşmayı başa baş götürmeyi başarsa da özellikle 3.periyotta kalite farkı ortaya çıktı ve İspanyollar 24-14’lük periyot skoruyla öne geçti. Son bölümde Kızılyıldız elinden geleni yapsa da yeterli olmadı. Gecenin yıldızı Rudy, 15 sayı 6 ribaunt ve 4 asistlik bir performans ortaya koydu. Her ne kadar gruba yenilgiyle başlasa da Kızılyıldız’ın direk rakibinin Real Madrid olmadığını belirtmek lazım. Temsilcimiz Galatasaray gibi, Kızılyıldız’ın da hedef maçları Panathinaikos, Maccabi başta olmak üzere grubun diğer ekipleriyle olacak, yani telafisi olmayan maçlardan alacağı sonuçlar Sırpların gruptaki kaderini belirleyecektir.

Panathinaikos – Maccabi Electra: 83-76

Bir tarafta son şampiyon Maccabi, diğer tarafta son 10 yılda Avrupa’ya damgasını vurmuş Yoncalar. İki takım da eski kalitesinde değil, hem kağıt üstünde hem de izlerken açıkça fark ediliyor bu durum. Biraz hüzünlü aslında, Avrupa basketboluna aşık olduğumuz yılların en gözde takımlarının başında geliyor bu ikili. Yine de ister kura şansı diyin isterseniz ilk tur performansı, içine düştükleri grupta iki takım da ‘Son 8’ görme konusunda favori. Real Madrid ve Barcelona’nın ardından 3. ve 4.sıra adına ilk iki aday Maccabi ve Pao. Hal böyle olunca iki ekibin kendi arasındaki maç da hem kıymetli hem ilgi çekici oluyor. Ben de salı akşam büyük bir hevesle oturmuştum televizyonun başına. Ancak iki ekip de ne Top 16 seviyesine ne de isimlerine yakışan bir oyun ortaya koymadılar, açık konuşmak gerekirse. Evet belki -artık klasikleşmiş- bir Yunan ‘comeback’iyle karşılaşma heyecanlı hale geldi. Ama televizyonun başından kalkarken ‘yahu böyle oynarlarsa Galatasaray da Kızılyıldız da bu gruptan çıkarlar’ dedirttiler maç sonunda. Toparlamak gerekirse, Top 16’da oyunlarının yukarı çıkmasını beklediğimiz iki ekipten de en ufak bir kıpırdanma göremedik. Grubun favorilerinden olabilirler ama iki ekibin de silkinip kendine gelmesi lazım. Özellikle kağıt üstünde bu kadar zor bir deplasmanda son bölümlere 64-54 önde girip, 29-12’lik bir seriyle karşılaşmadan mağlup ayrılan Maccabi’nin hem galibiyetlerin hem de oyun özelinde kullandıkları topun kıymetini bilmesi lazım. Panathinaikos ise seyircisini arkasına alarak son bölümde ayağa kalktı ve A.J Slaughter’ın kusursuz maç sonu performansıyla galip gelmeyi bildi. Evet burası hala Avrupa’nın en zor deplasmanlarından biri, ancak onların da dış saha oyunlarını ve konsantrasyonlarını yukarı çekmeye ihtiyaçları olduğu çok açık.

ALBA Berlin – Barcelona: 80-70

Top 16’da ilk haftanın tartışmasız en büyük sürprizi Almanya’dan geldi. Euroleague’in favorilerinden Barcelona’yı iç sahada inanılmaz bir 3.çeyrekle deviren ALBA, çok kıymetli bir galibiyet aldı. Eğer bu gruptan çıkmak istiyorlarsa kendilerini rakiplerinden ayıracak bir şeylere ihtiyaçları var, evet direk rakipleriyle oynayacakları karşılıklı maçlar çok önemli; ancak içeride Barcelona’yı yenmek, evet bu önemli bir fark. Rakiplerinden bunu başarabilecek takım sayısı çok az ALBA adına. İlk turda, iddiası kalmamış Cedevita’yı yenemeyerek, 10 sayıdan maç kaybederek kendini ölüm grubuna atan Alman ekibi, Top 16’da bu hatayı telafi etmek adına her şeyi yapacağını gösterdi. Barcelona açısından bakmak gerekirse, mazereti olmayan bir yenilgi, ancak onlar adına da bu grubun menzili ilk iki sıra. İlk ikinin altına kolay kolay düşmeyeceklerdir, liderlik adına ise sonucu Real Madrid’le yapacakları ikili karşılaşmalar belirleyecektir. ALBA’ya maçı getiren nokta 22-8’lik 3.çeyrek performansı oldu. Hammonds ve McLean’in harika oyunlarıyla galibiyete uzanan ALBA’da tam 5 isim çift haneye ulaştı. Barcelona’da ise Huertas 23 sayı – 7 asistle adeta tek başına mücadele etti ancak performansı galibiyete yetmedi.