Koça son olarak, kariyerine uzanan enlerini sorduk. Tabii ki bir de “O mu bu mu?“
Oyuncuyken çalıştığın en iyi koç?
“Birçok farklı ve çok iyi koçla çalıştım bu yüzden sadece bir tane seçemem. Ama eğer kariyerimde hangisi en büyük etkiye sahipti diye sorarsak “Tanjevic “ derdim. Türk taraftarlar onu Fenerbahçe’den gayet iyi tanıyorlardır. Ayrıca İspanya milli takımının koçluğunu yapmış, benim de Estudiantes’te koçum olan Pepu Hernandez. Duda Ivkovic, 23 yaşımdayken beni Yugoslavya milli takımına almıştı. Bu insanların her birinden çok fazla şey öğreniyorsunuz ama iş etiği, basketbol üzerine düşünme, oyuna ve çalışmaya yaklaşım gibi konularda beni en çok etkileyen isim Tanjevic.”
Koçken çalıştığınız en çalışkan oyuncu?
“Yaptığı her şey sebebiyle her zaman çok sevdiğim bir Yunan oyuncu. O dönemler Yunanistan milli takım oyuncusuydu, şu an koç. Giannis Kalambokis. Harika bir karakter, çok çalışkan. İkinci ligden gelen bir çocuktu. Daha sonra büyük kulüplerde, EuroLeague’de, Olympiacos’ta oynadı. Ben takımın koçuyken Panionios forması giydi. Çok mütevazı, uyumlu ve çalışkan bir oyuncu. Kariyerinin zirvesine çok çalışarak, kendini adayarak çıkmış bir isim. Dusan Sakota, Dwight Hardy… Bu oyuncuların hepsi için aynı. Belki onlara bakıp en yetenekli oyuncular demezsiniz ama hepsi bu oyuna kendini adamış ve diğer herkesten daha çok çalışarak bir şeylere ulaşmış isimler.”
İzmir mi Gaziantep mi?
“Tamamen farklılar birbirlerinden. Tabii ki İzmir harika bir şehir. İzmir’e gittiğinizde her şeyi unutup hayattan keyif almaya çalışıyorsunuz. Bambaşka bir zihniyet var. Ama şu an Gaziantep’te yaşıyorum ve Gaziantep’i de seviyorum. İnsanlarını seviyorum. Beni ailelerinin bir üyesiymişim gibi görüyorlar. Bu İzmir’de de aynıydı, Trabzon’da da. Bir şehir olarak her biri birbirinden farklı tabii. Bazı şehirlerde daha fazla restoran, daha fazla seçeneğiniz var. Bazı şehirlerde hava kötü, bazılarında iyi. Ama genel olarak gittiği her yerde mutlu olmaya çalışan benim gibi bir için, çünkü benim için önemli olan olduğum yer değil çevremdeki insanlardır, eğer çevremdeki atmosfer mutlu ve sağlıklıysa, birlikte çalışacağım, yemek yiyeceğim, vakit geçireceğim arkadaşlarım iyiyse şehir benim için çok da önemli değil. Tabii ki İzmir’i seviyorum, İzmir muhteşem bir yer. Hayatımın sonuna kadar İzmir’de yaşayabilirim. Ama diğer şehirleri sevmediğimi de söyleyemem.”
Atina mı Drama mı?
“Atina. Atina ama Dramayı’da severim. Küçük ama kalbi olan bir şehir.”
Kulüpte koçluk yapmak mı? Milli takımda koçluk yapmak mı?
“Kulüpte koçluk yapmayı daha çok seviyorum. Çünkü ben günlük olarak çalışmayı seviyorum. Ayrıca bir takımı bir noktadan alıp nereye geldiğini görmeyi de seviyorum sezon içerisinde. Oyuncular nasıl reaksiyon göstermiş, takım ne kadar gelişmiş, kazanmayı ve kaybetmeyi öğrenmiş, sezon içerisinde farklı durumlarla nasıl başa çıkmış… Bunlar bir koç için her zaman birer meydan okumadır. Ne kadar tecrübeli olduğunuz hiç fark etmez her sene bir koç olarak da yeni şeyler öğreniyorsunuz, farklı şeyler görüyorsunuz ve kendinizi geliştirme, isminizi yukarı taşıma fırsatı elde ediyorsunuz. Oyuna bakışınız değişiyor, farklı insanlarla, durumlarla nasıl baş edebileceğinizi öğreniyorsunuz.”
Kariyerinizdeki en unutamadığınız an?
“Bir sürü unutulmaz anım var benim. Eğer unutulmaz anlardan konuşmaya başlarsak muhtemelen bir gün boyunca konuşurum. Oyunculuk dönemimden Bosna-Hırvatistan maçını unutamıyorum. Saraybosna’da savaştan sonraki ilk resmi maçtı. İnanılmazdı. Bir koç olarak da basketbol kariyerimdeki sanırım en inanılmaz, en stresli gün benim için, sonradan harika olsa da, Trabzon’la –EuroChallenge’da- kaybettiğimiz final günü. İnanılmazdı gerçekten. Maçı kaybetme şeklimiz çok uzun zamanda bir yaşanabilecek bir durum. Dünkü son anda gelen üçlük gibi. Avrupa kupasıydı sonuçta ve Avrupa Kupası’nı bir ribaundla kaybediyorsunuz. Geçen sene Darüşşafaka ile oynadığımız son maçta çok duygusaldı çünkü bir sezon boyunca yaptığınız her şeyin sonu bu maça çıkıyordu. Şu an bulunduğumuz oteldeydik o gün de, ne zaman buraya gelsek o günü hatırlıyoruz. Sabahın ilk anından gecenin sonuna kadar her şeyi hatırlıyorum. Nasıl ayakta kalmayı başardığımız ve sonrasında nasıl kutlama yaptığımız geliyor aklıma. Harikaydı.”
Anılar