Fenerbahçe Doğuş’un pota altı oyuncusu Ahmet Düverioğlu, takımının THY EuroLeague Final Four 2018’de Real Madrid’e karşı oynayacağı final mücadelesinin öncesindeki basına açık antrenman seansında TrendBasket’e konuştu.
İki sene önce Anadolu Efes forması giyerken Fenerbahçe’ye transfer oldun ve burada büyük başarılar yaşadın. 2016’dan baktığında 2018’in bu şekilde olmasını hayal ediyor muydun?
Tabii ki etmemiştim. Tabii ki istiyordum, hayalim vardı ama belki bu kadar çabuk gelişeceğini, iyi bir şekilde gideceğini tahmin etmemiştim. Bu kadar çabuk Efes’e geleceğimi de tahmin etmemiştim. Güzel bir gelişim oldu. Fenerbahçe’deki herkese teşekkür etmek istiyorum; bana çok yardımcı oldular, benimle çok çalıştılar, her zaman yanımda durdular. Koç ve yardımcı koçlar yazın çalışıyoruz. Performans olarak bir yere varmadık; bunu biliyoruz. Performansımı artırmak için çalışacağım.
Ekpe Udoh dünkü maçta kenardaydı, hatta bazı oyuncuların bazı hareketlerini ayağa kalkıp alkışladı. Pero Antic ve Bogdan Bogdanovic de maçı izledi. Şu an burada da birçok üst seviye oyuncu var. Bu kadar fazla oyuncudan elbette birçok şey öğrendin ama birinci sıraya neyi koyarsın?
Çok şey kattılar; sadece saha içinde değil, saha dışında da. Ekpe Udoh NBA’deyken de hep konuştuk, dün geleceğini de biliyordum. Her zaman konuşuyoruz, her zaman bana tavsiye veriyor. Orada oynarken bile maçlarımı izliyordu; benimle konuşuyordu, beni tebrik ediyordu. Benim için çok mutlu. Şimdi Vesely bana çok yardımcı oluyor. Gigi bazen tavsiye veriyor; bazen yanlış yapıyorum, kızıyor. Sonuçta bu bir takım oyunu. Onlar da benden tecrübeli; saha içinde ve dışında her zaman onları dinliyorum.
Real Madridli oyuncuları da şu an görüyoruz; ligin en fiziksel, en kalabalık pota altı rotasyonlarından birine sahip. Fenerbahçe de öyle…
İki takım da geniş rotasyona sahip. Sakatlıklar artık yok, tam kadrolar. Çok iyi bir takımlar. Basketbol oynayabilen, çok iyi üçlük yüzdesi olan bir takım. Her pozisyonu dolduracak bir oyuncuları var. İyi bir takım ama sonuçta bu son maç. İki takım da kupayı çok isteyecektir. Herkes elinden geleni yapacak. Kim daha çok savaşırsa kazanacak ve umarım o biz olacağız.
Her oyuncunun çeşitli inançları vardır. Finalde soyunma odasında özel bir atmosfer tabii ki olur ama bunun somut bir kanıtı var mıdır? Örneğin, Phil Jackson oyuncularına konsantrasyon için önemli maçlardan önce meditasyon yaptırırdı.
Herkesin kendine özgü bir şeyi vardır. Her maça aynı şekilde çıkıyorsun sonuçta; totem de diyebilirsin buna. O ritimle çıkıyor herkes maçlara. Öyle bir şeyimiz var tabii.
Seninkisi ne?
Özel bir şey değil aslında. Öyle gidip yoga yapayım gibi bir şey değil. Rutin tamamen. Bugünden bile başlıyor mesela, öyle diyeyim.