Taraftarı olduğunuz takımın bir parçası olmaktan daha büyük keyif olabilir mi ?

Taraftarı olduğunuz takımın bir parçası olmaktan daha büyük keyif olabilir mi? Gelin sizi bu keyfi yaşayan biriyle tanıştırayım.

Arda Demirbağ 31 Aralık 1986’da Karşıyaka’da doğdu. Basketbolun hayatına girişini ise şöyle anlatıyor; “İlkokul dönemlerimde hep belirli dallara yönelttiler beni, ilk başlangıcım piyano oldu. Fakat boyumun uzun olmasından dolayı ve o 1995 senesinde Ufuk abilerin Efes Pilsen ile Koraç Kupasını almalarıyla beraber ilk kez 8 yaşında beni Karşıyaka Basketbol Yaz okuluna başlattılar. Kulübümüze giriş o giriş hala çıkmadım.” Kendisinin de bahsettiği gibi o seneden itibaren hayatını yeşil-kırmızıya ve basketbola adadı. 2004-2005 senesinde A takımda da oynayan Arda Demirbağ, 2006 senesinde antrenör olmaya karar verdi. Altyapılardaki deneyimlerinden sonra, 2008’de Pınar Karşıyaka’da yardımcı antrenörlüğe başladı ve görevine halen devam ediyor.

            Beraber çalıştığı isimlerden kendisini en çok etkileyen kim sorusuna ise cevabı şöyle;

            “Asistanı olduğum her antrenörün bana ciddi şekilde katkısı olmuştur, bunu sadece A takım olarak kısıtlayamayız, altyapıda da bir çok kaliteli isim ile çalıştım kendimi geliştirdim ve A takıma çıktım. A takımda çalışıtığım coachların hepsinden bir şeyler öğrendim, ama bir isim söylemelisin diyorsan, o isim Ufuk Sarıca’dır. Benim ileriye dönük kariyerime etki eden en önemli isim Ufuk Sarıca’dır. Maç stretejileriyle, maç içinde oyuna etkisiyle, duruşuyla ve bana vermiş olduğu büyük sorumluluklarla, bana her zaman sen bu takımın asistanı değil antrenörüsün, hep aktif olmalısın mesajını vererek ilerlememde çok büyük katkı sağladı. O’nun asistanı olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.”

Basketbola başlama sebeplerinizden biri olan, küçükken kahraman gözüyle baktığınız biriyle beraber çalıştığınızı düşünün. Böyle bir durumda ortaya bu fotoğraf çıkıyor;

 arda

 

“Ufuk Sarıca, türk basketbolunun tartışmasız en önemli isimlerinden biri. Böyle bir isimle çalışmak bana keyif veriyor. O’ndan çok şey öğreniyorum. İş hayatımızda çalışırken gerçek bir lider, gerçek bir yol gösterici , sosyal hayatta ise gerçek bir abi, çok keyfli anlar geçiriyoruz, çok eğleniyoruz, iletişimimiz çok kuvvetli.”

            Eminim ki böyle bir ismi her Karşıyaka taraftarı vakti geldiğinde takımın başında görmek ister. Tahmin edebileceğiniz gibi Arda Demirbağ’ın da en büyük hayali bu;

“En büyük hayalim doğduğum büyüdüğüm topraklarda o eşsiz taraftarın karşısına head coach olarak çıkmak olacaktır bunun için elimden geleni yapacağım.”

            Arda Demirbağ basamakların yavaş yavaş çıkılması gerektiğine inanıyor. Kendisi daha çok genç ve antrenörlük konusunda hırslı ve çalışkan bir isim. Gelecek planları arasında yurtdışında çalışmakta var, milli takım seviyesinde çalışmak da. Hayallerini ise şu sözle özetliyor; varolduğu için hayal edilen hedefler vardır, hedeflendiği için varolacak olan gerçekler.

            Şimdi gelelim yazının en başına. Taraftarı olduğun bir takımın parçası olmak nasıl bir duygu acaba ? Cevabı Arda Demribağ versin;

“Öncelikle, böyle bir şehrin basketbol ekolü olan ilçesinde doğduğum için kendimi cok şanslı hissediyorum. Hayatımız hep Karşıyaka tribünlerinde geçti, haftasonları hep Karşıyaka ile üzülür, hep Karşıyaka ile sevinirdik. Böyle ateşli bir camianın taraftarı olurken aynı zamanda kulübün içinde belirli hedefler için çalışarak ilerlemek muhteşem bir duygu, maçlara hazırlanırken hem bir antrenör, hem o maçı bekleyen bir taraftar heyecanıyla hazırlanıyorum ve motive olmakta hiç sıkıntı çekmiyorum. Ksk Arena’ya çıktığımda kulağıma gelen tezahüratlar, hayatım boyunca benimle olan tezahüratlar, insanın o an tüyleri diken diken oluyor. Karşıyaka halkının bana desteği de cok büyük, buradan onlara da cok teşekkür etmek istiyorum. Hepsi beni bir evlat, bir kardeş, bir abi, bir arkadas gibi destekliyorlar, Karşıyaka halkının beni sahiplenmesi, benimle gurulanması benim için anlatılmaz bir duygu.”

Şimdi kendinizi Karşıyaka taraftarı yerine koyun. Egemen Güven’i sahada gördüğünüzde hissettiklerinizle, Arda Demirbağ’ı kenarda gördüğünüzde hissettikleriniz arasında fark olabilir mi?

Ziya Erce Esmer

twitter.com/karazm1912

2 YORUMLAR

  1. Paylaşım için teşekkürler emeğinize sağlık Erce Bey. Daha önce Ufuk Sarıca ile olan röportajını da okudum. Başarılı ve gündemi sarsacak röportajlar yapıyorsunuz. Size de basın-yayın hayatınızda başarılar diliyorum. Kafkafkaf sinsinsin kaf sin kaf sin kaf

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler