”Takımımın karakterine inanıyorum”

Türkiye A Milli Kadın Basketbol Takımı’nın Başantrenörü Ekrem Memnun, TBF’nin resmi internet sitesine bir röportaj verdi. 

Bu sene A Milli Takım Takımı’nın başına geçen Ekrem Memnun için 2015 FIBA Avrupa Şampiyonası hazırlık süreci oldukça yoğun geçti. Kadro bakımından da bir geçiş süreci yaşayan ve genç oyuncuların formayı sırtına geçirmeye başladığı A Milli Takım’da Ekrem Memnun’un sistemini oturtmak için önünde uzun zaman yoktu.

Slovenya, İspanya ve Çek Cumhuriyeti kamplarını geride bırakan Ekrem Memnun ve Potanın Perileri, felsefesinin oturmaya başladığını ama gelişimin süreceğini belirtiyor:

Üç hazırlık kampını geride bıraktık ve Avrupa Şampiyonası için sadece birkaç gün kaldı. Hazırlık süreci nasıl geçti?

“Maalesef Begüm Dalgalar’ın bir sakatlığı oldu. Planlarımızda önemli bir yeri vardı ama lig sezonuna hazır girebilmesi için beraber konuşup bir karar aldık. Bunun dışında ciddi bir sakatlık yaşamış olmamamız sevindirici. Lig sezonunun sona ermesinden hemen sonra kampa girdiğimiz için oyuncuların bir mental yorgunluğu vardı. Yeni bir sistem oturtmamız gerektiği için böyle bir durum bir miktar zorluk yarattı.”

“Büyük değişikliklere gitmedik. Oyun karakteri anlamında bazı yenilikler getirmeyi amaçladım. Bu hedefimize de günden güne yaklaştığımızı düşünüyorum. İspanya’da katıldığımız hazırlık turnuvası çok iyi geçmişti. Mental ve fiziksel yorgunluğun etkileri Çek Cumhuriyeti’nde katıldığımız turnuvada kendini gösterdi.”

“Çok karakterli, çok başarılı olmuş oyuncularımız var. Umutluyuz ve oyunumuzun da geliştiğini görüyorum. Oyuncular oyun anlayışımı ve şut seçimlerimi anlamaya başladı. Mükemmel değiliz ama gelişeceğiz. Tecrübelerime dayanarak böyle turnuvalarda maçlar oynandıkça kendini geliştiren takımlar çok başarılı oluyor. Bizim daha gelişecek çok yönümüz var. Turnuva içerisinde bunu başaracağımıza inanıyorum.”

A Milli Takım kadro bakımından bir geçiş sürecinden geçiyor. Hazırlık periyodunda kadroda birçok genç oyuncu vardı. Onların adaptasyon süreci nasıl geçti?

“Tecrübeli oyunculardan büyük destek görüyorum. Adaptasyon sürecinde bazı aşamalar olabiliyor. Takımda yer almak isteyenler, kendine rol kazanmak isteyenler, bizim onlara biçtiğimiz rol… Bunlar her takımda yaşanan süreçler. Bizim için zamanın az olması şanssız bir faktör ama ben genel manzaran memnunum. Her geçen gün oyuncular rollerini daha fazla benimseyip ortaya koyuyorlar. Oyuncular onlardan beklediğimiz katkıyı daha iyi anlıyor.”

Avrupa Şampiyonası‘nda Yunanistan, Polonya, İtalya ve Belarus ile aynı grupta mücadele edeceğiz. Rakipleri nasıl değerlendirirsiniz?

“Bütün rakipler benim için çok tehlikeli. Ben şu noktada en iyi kendi takımımı değerlendirebiliyorum. Biz kendi oyunumuzu, savaşçı kimliğimizi ortaya koyarsak, başarılı oluruz. İyi oynarsak hem maçı kazanabiliriz, kötü oynarsak, her rakibe karşı kaybedebiliriz. İlk hedefimiz ilk maçımız olan Polonya karşılaşmasını kazanmak. Ondan sonra maç maç düşünerek ilerleyeceğiz. Umarım turnuva boyunca yarışın içinde kalırız ve Olimpiyat vizesi alırız.”

Bu takımın sizce en güçlü özelliği ne?

“Bu takımın en güçlü özellikleri, tecrübeleri, inatçı yapıları, onları Potanın Perileri yapan karakterleri ve inançları. Bu takım daha önce defalarca Türkiye’yi gururlandırdı. Onlarla beraber çalışınca, bunun tesadüf olmadığını anlıyorum. Çok inançlı oyuncularımız var. Aynı karakteri Avrupa Şampiyonası’nda da sahaya koyacaklar.”

Sizin için de ilk Milli Takım tecrübesiydi. Başantrenör penceresinden bakarsanız, sizin için nasıl bir adaptasyon süreci oldu?

“Benim için yeni bir ortam. Ben de alışmaya çalışıyorum. Çalışma kültürünü, ‘beraber nasıl yaşayacağız, çalışacağız, savaşacağız’ımızın felsefesini, beraberlik kültürünü oturtma anlamında çok çaba harcadım. Açıkçası biraz da yoruldum ama kazanımlarımız olduğunu görüyorum. Emeklerimiz boşa gitmiyor ve umarım Avrupa Şampiyonası sonunda haklı çıkarız.”


www.tbf.org.tr

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlgili Haberler