Yazı: Ricky Rubio, The Players’ Tribune
Tarih: 4 Kasım 2019
2015’te Minneapolis şehir merkezinde, Timberwolves’un maçlarını oynadığı yere uzak olmayan, gerçekten çok sevdiğim yeni bir apartman dairesine taşındım. Sabahları sis çekildiğinde Mississippi Nehri’ni görebiliyordum. Daire geniş ama çok da büyük değildi. Annemle babamın beni ziyarete geldiklerinde kendilerine ait bir odaları olabilsin diye iki yatak odalı olmasına özellikle dikkat ettim.
O yaz annem ve babam İspanya’dan beni ziyarete geldi. Bunu 2011 yılında Birleşik Devletler’e taşındığımdan beri senede birkaç kez yaparlardı. Genellikle bir maçı izlemeye ya da bir bayramı kutlamaya gelirlerdi. Minneapolis ve St. Paul’da turistik geziler yapardık. Onları sanat müzesine (muhtemelen Minneapolis Institute of Art’tan bahsediyor) ve en sevdiğim restoranlara götürürdüm. Mall of America’ya giderdik. Böyle şeyler yapardık. Tatildeymişçesine hep eğlenceli vakit geçirirdik.
2015’teki bu ziyaretleri sırasında arabayla şehir dışına çıkmamız gerekiyordu. Bu yolculuğun daha önce ailemle gerçekleştirdiğimiz herhangi bir yolculuktan farkı yoktu. Bir şarkıdan diğerine atlıyorlar, ailemiz ve aile dostlarımız hakkında dedikodular anlatıyorlardı. Ne zaman bir anlık sessizlik olsa babam muhakkak çocukluğumdan bir hikaye anlatırdı. Babam benim hakkımda hikayeler anlatmaya, özellikle daha önce duyduğum hikayeleri anlatmaya bayılır.
Bu sefer futbolla basketbol arasında yaptığım seçimin hikayesini anlatmayı tercih etmişti. Bu seçimi yaptığımda 10 yaşındaydım. Annem iki spordan birini seçmeye zorlamıştı beni. Futbolu seçmiştim. Futbol daha popüler bir spordu ve ben futbolda iyiydim. Ama babamın favori sporu basketboldu. Bir kadın basketbol takımını çalıştırıyordu. Yani basketbol onun oyunuydu. Basketbolu tercih etmeyişimin onu biraz olsun hayal kırıklığına uğrattığını biliyordum. Ancak birkaç hafta geçmişti ki futbolla aramın iyi olmadığını gördüm ve basketbolu özledim.
Annemin yanına gittim.
Ona bir hata yaptığımı ve basketbola dönmek istediğimi söyledim.
Onun futbol takımı için çoktan para ödediklerinden bu geçişin kolay olmayacağını söylediğini hatırlıyorum.
Bana “Sezon ortasında oyun değiştiremezsin.” dedi.
Yerel spor takımı El Masmou’da çalışan babam takımın basketbol ekiplerinden birine katılıp katılamayacağımı sordu takım çalışanlarına. Sezon başladıktan sonra bir takıma katılmaya genellikle izin verilmiyordu. Ama babam biraz fazla mesai yaparsa benim takıma katılmama izin vereceklerini söylediler. Babam bir saniye bile düşünmedi. Onun favori oyununu yeniden oynamak isteyişim onu gururlandırmıştı. Tüm yoğunluğuna rağmen fazla mesai yaptı. Annem de babam fazla mesai yapabilsin diye evdeki tüm işlerin sorumluluğunu üstlendi.
Benim takımım annem ve babamdır. Bu hep böyle oldu. Onları bunun için seviyorum.
“Benim takımım annem ve babamdır”