Röportaj: Alp Avni Yelkenbiçer, TrendBasket
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nin köklü ekiplerinden Pınar Karşıyaka’nın genel menajeri Selim Çınar ile geniş kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Selim Çınar’ın Pınar Karşıyaka içerisindeki kariyer öyküsünden tarihi şampiyonluk ve Turkish Airlines EuroLeague sezonuna uzanan macerayı bir de kendisinden dinleyelim.
Tabii, Pınar Karşıyaka’nın bu sezonunu pas geçmeyi de ihmal etmedik, merak etmeyin!
Selim Çınar, Pınar Karşıyaka bünyesine üniversite öğrencisi iken gönüllü istatistikçi olarak katılmış. Hikayenin bugün geldiği noktayı hepimiz biliyoruz fakat detayları için kulak kabartalım:
“Karşıyaka Spor Kulübü bünyesinde 17 senem geçti doğru, 2001 Ağustos ayında Ege Üniversitesi İstatistik Bölümü’nde öğrenci iken yollarımız kesişti. Dönemin başantrenörü Mete Babaoğlu ile tanıştım ve hikayem böyle başladı. Gönüllü İstatistikçi olarak geldim, birkaç yıl sonra tercüman oldum, yabancılar menajeri, takım menajeri, idari menajer derken Eylül 2013’t genel menajer oldum. Hikayem derken ben burada mezun oldum, burada askere gittim, burada evlendim, burada baba oldum. Özel hayatımda sahip olduğum sıfatların hemen hepsine Karşıyaka ev sahipliği yaptı.”
Biraz keskin bir geçiş olacak ancak röportajda zıtlık esasını güderek farklı bir kolaj yaratmak istedik bu kez. Pınar Karşıyaka’nın EuroLeague sezonunun öncesine gidelim. Oradaki mevzu neymiş, bir dinleyelim:
“EuroLeague sezonu, katılımından itibaren bakıldığında zorlu bir süreçti bizim için hatırlarsanız. O dönemde pek çok kişinin göz ardı ettiği süreçlerden geçtik. Bu ligde yer alacağımızın belli olduğu tarih 7 Temmuz’du.
Camia olarak EuroLeague de sadece bir maç oynamaya razıyken kazanılan Barcelona maçı ile hep bir ağızdan Final Four konuşulmaya başlanmıştı.
Böyle başlayan bir sezon oldukça zor geçti. Büyüyen bütçe, takım içerisinde artan yabancı oyuncu sayısı, bir önceki sene kazanılmış Cumhurbaşkanlığı Kupası ve lig şampiyonluğu, beklentiyi çok büyüttüğü gibi, her türlü şartın zorlanmasını da beraberinde getirdi.
Bizim gücümüzdeki kulüplerin ve ayrıca kulüp genelindeki sıkıntıların gerçeği olarak da bunun ardından nekahat dönemine girmek kaçınılmazdı, öyle de oldu.”
Peki, neden? Pınar Karşıyaka için bu sürecin bu denli sancılı geçmesinin temel nedeni neydi?
“Pınar Karşıyaka bundan önceki şampiyonluğu yaklaşık 30 sene öncesinde yaşamış olduğundan alışkın değildik. Bence en basit ifade şekli bu. Ne yapacağımızı, ne yapmamız gerektiğini bilemedik belki.”
Bir de geçtiğimiz sezon var. En doğru kelimelerden biri ile garip bir sezondu sanki. Selim Çınar, o sezon yaşananları ve bu sezona olası etkilerini de şeffaf bir şekilde aktardı:
“Geçtiğimi sezon sezon içerisinde Türkiye Kupası’nda yarı final oynama, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde dörtlü final kapısından döndüğümüz düşünüldüğünde, başarılı geçen bir sezon, şanssızlıklar sonucu playoff dışı kalmamız ile sonuçlandı.
Son maçı hatırlar herkes, olmaz denilen birçok şey oldu. Bu sezon da maalesef gerek finansal sıkıntılar gerekse de transfer yasağı gibi sebeplerden dolayı sıkıntılı başladı.
Bu sezonun nasıl biteceğini kestirmek henüz kolay değil ancak birkaç yıl öncesine taşıyacak projeler elbet var ve üzerinde çalışılıyor.”
Olası etkiler dedik, devam edelim. Sezon başında transfer yasakları vardı, bütçe kısıtlıydı vs. “Neler yaşandı Selim Bey?” diye sorduk:
“Sezon başı herkesin bildiği gibi zorlu geçti. Az önce de bahsettiğim gibi, birkaç sezonun birikimi olarak transfer yasakları bu sezon önümüze çıktı. Bu yasakları da FIBA nezdindeki görüşmeler ile yapılandırarak sezona başlayabildik.
Bütçe konusunda sorunlar yaşadık, gelir zaten kısıtlıyken futbol şubeye de aktarılanlar oldu ve daha da zorlaştı şartlar. Bizde futbol şubeye aktarılması fıtratımızda var belki de.
FIBA’da gerçekleştirdiğim birçok toplantıda geçmiş yıllarda da bunu dile getirmişimdir ve konu hep dünya da belki de tek örnek olarak gösterilmişizdir. Basketbol şube olarak futbol takımını finansal olarak destekleyen bir yapı anlamında.”
Bryon Allen’ın uzun süreli sakatlığı, Egemen Güven’in yokluğu ve takviye ihtimali…
“Bryon Allen, şanssız bir şekilde hazırlık maçında ayak tarak kemiğini kırdı bildiğiniz üzere… Ayağı yaklaşık altı hafta kadar sabitleyicide kaldı ve bu haftayı Amerika’da kendi fizyoterapistiyle geçirmek üzere evine döndü. Önümüzdeki hafta tekrar bize katılacak ve beklentimiz yaklaşık iki buçuk hafta sonra sahada olması.”
Bunula birlikte kısıtlı olan kadromuzda Egemen in sakatlığı da devam etmekte. Onun da yaklaşık dört haftaya daha ihtiyacı var gibi görünüyor. Bu arada yeri gelmişken mevcut kadromuz ile sezon sonuna kadar devam etmek şu anki planımız.
Marko Banic de geldiği zamandan bu yana yükselen performansı ile katkısını her geçen gün arttırmakta. Eğer bütçemize uyabilecek ve yapıya uyabilecek bir uzun bulabilirsek kadroya ilave etmeyi düşünebiliriz. Bunun haricinde şu anki önceliğimiz sakatların bir an evvel takıma dahil olabilmeleri.”